Doğduğum günden beri birçok savaşa girdim. Savaşların en büyüğünün üniversiteye gitmek olduğunu sanmıştım ama yanılmışım. Üniversite okumak için girdiğim savaşları kazanmış, doğduğum Mezapotamya'nın büyülü toprakları Mardin'den çıkıp sayısız savaşla...
Özgeyle beraber bavulumu boşaltmaya devam ediyorduk. Sonra Özge saçma sapan bir soru sordu.
"Reyyan sevgilin var mı?"
"Özge birincisi sevgilim yok, ikincisi olsa senden mi saklıcağım?, üçüncüsü senin var mı?"
"Birincisi belki üniversitede olur, ikincisi hele bir sakla bak ben seni napıyorum?, üçüncüsü de olsa haberin olurdu."
"Herhalde olurdu."
Özgeyle küçüklüğümüzden beri birbirimizden hiçbir şey saklamazdık. Hep birbirimizin en yakın arkadaşı olmuştuk. Çocukken küslüklerimiz olurdu ama hemen barışırdık. Bavulumu boşalttıktan sonra Özge odasına geçti ben de pijamalarımı giyip uyudum gerçekten çok yorulmuştum.
Sabah Özge'nin başıma dikilmesi ile uyandım.
"Reyyoşum kalk hadi!"
"Noluyor Özge sabah sabah ne bağırıyorsun?"
"Alışverişe gidiceğiz ya bugün unuttun mu?"
Saate baktım. Saat daha dokuz buçuktu.
"Bu saatte mi gideceğiz?"
"Hayır anca hazırlanırız. Daha kahvaltı yapacağız hem."
"Ayy doğru senin iki saat makyaj yaptığını unutmuşum."
"Aşk olsun Reyyan! Nasıl benim en önemli özelliğimi unutursun?"
İkimiz de kıkırdadık. Özge odasına geçti. Ben de banyoya gidip rutin işlerimi hallettim. Dolabıma yönelip kıyafetlerime bakmaya başladım. Kot pantolon ve beyaz Tom ve Jerry desenli t-shirtümü giydim. Siyah spor ayakkabılarımı da ayağıma geçirip bağcıklarını bağladım. Her seferinde neden bağlamak zorundayım?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saçlarımı da at kuyruğu yaptım. Bu sıcakta açık saç çekilmezdi. Aşağı indim ve tahmin ettiğim gibi Özge hâlâ inmemişti.
"Reyyan günaydın! Özge kalkmadı mı daha?"
"Günaydın dayı! Kalktı aslında ama hazırlanması uzun sürüyor biraz."
"Reyyan ben diyorum ki eğer dayının da izni olursa sana hoş geldin partisi yapalım."
"Filiz ne kadar iyi düşündün ben de ne yapsak diye düşünüyordum."
"Yengeciğim zahmet etmeyin böyle bir şeye hiç gerek yok."
"Olur mu Reyyan ne zahmeti? Zaten organizasyon şirketi ile çalışacağız. Her şeyi onlar yapacak. Biz sadece süslemeleri seçeceğiz."
"Madem öyle diyorsun peki."
"Hem fena mı? Cemiyettekiler biraz güzel görsün."
Yengem bana göz kırptı ben de karşılığında tebessüm ettim. Özge hanımlar da sonunda teşrif ettiler.
