6. Part

1.2K 101 184
                                    

    "Yine de teşekkür ederim yardımların için her ne kadar bana eziyet edip hakaretler etsen de sürekli. Seninle çalışmak yine de güzeldi."

    "Sana ne zaman hakaret ettim ki ben?"

    "Gerizekalı deyip duruyorsun ya sürekli."

    "Ben onu hakaret etmek için söylemiyorum ki. Gerizekalısın çünkü yanlış işte çalışıyorsun. Gerizekalısın çünkü safsın ve bu meslek senin saflığını ve masumiyetini yitirmene neden olacak."

    Hııı? Ne diyordu yahu bu? Ne tepki vereceğimi bilemedim. Ağzım açık bakakalmıştım yüzüne. O da bana dönüp konuşuyordu şimdi. Yüz ifadesi çok garipti, her zamanki gibi güçlü bakmıyordu gözleri. Korkmuş, incinmiş gibi bakıyordu sanki.

    "Sen zannediyor musun ki ben hep böyle pislik bir heriftim. Yıllardır suçla, suçlularla iç içe olunca bir baktım ki onlara benzemişim. Onlar gibi olmuşum. Ama sen öyle değilsin. Sen hala temizsin, zekisin, diğerlerinden, bizlerden çok farklısın. Sonunda benim gibi olmanı istemiyorum. Vazgeç bu meslekten, henüz başındayken kendin olabileceğin bir iş bul. Yoksa bir sabah uyandığında aynada baktığın adamdan nefret edersin sonra benim gibi."

    Boynuna kollarımı dolamış, sımsıkı sarılıyordum ona. Ne yaptığımın farkında değildim. Aniden oluvermişti her şey. 

    "Sana söylediğim tüm kötü sözler için özür dilerim. Göremedim, bilemedim. Ama sen kötü biri değilsin. Sen o suçlular gibi kirli değilsin. Sen benim gördüğüm en iyi polissin. Sen harika bir adamsın." dedim. 

    Hala sarılıyorduk. Donup kalmıştı kollarımın arasında, hiçbir tepki vermiyordu. O an farkına vardım ancak ne yaptığımın.

    Hemen bıraktım onu. Kıpkırmızı olmuştum kesin yine. Yanaklarım yanıyordu. Hemen gitmeliydim. Ağzındaki sigara asılı kalmış adama bakmadan arkamı dönüp gitmek istiyordum bir an önce. 

    Kendimi demir kapıya zor attım. Arkamdan kapatıp soluklanmaya çalıştım. Neden yapmıştım ki bunu? Neden ona sarılmıştım? Ama gözleri farklıydı, içim acımıştı o haline. 

    Göğsüm sıkışıyordu. Kalbim güp güp atıyordu heyecandan. Lan dursana gerizekalı kalp. Tamam geçti gitti işte ne diye bu kadar hızla atıyorsun hala?

    Şimdi ben onun yüzüne nasıl bakacaktım? Kahretsin kesin çok pis dalga geçecekti benimle. İyi niyetimin içine tüküreyim emi.

    Önümüzdeki günlerde hep ondan kaçmaya çalıştım. Kahretsin ki önemli bir vaka da çıkmamış hep emniyetteydi bu aralar. Neden emniyetteydi ki zaten, doğru dürüst uğramazdı eskiden?

    Aynı ortamlarda bulunmaktan kaçınıyordum kendimi işlerle meşgul etmeye çalışıyordum ama şerefsizin ofisi tam karşımdaydı. Ofis camından içerisi göründüğü için sürekli görüş mesafemdeydi. Arada kaçamak bakışlar attığımda hep bana bakarken yakalıyordum. Pis bir sırıtışı vardı yüzünde şerefsizin. Off niye ben ya?

    Arşiv odasındaki evrakları düzenliyordum. Ondan uzaktım. Rahattım burada. Onun haricinde başka şeyler düşünmek iyi gelmişti bana. Çok sürmemişti ama bu yalnızlığım. Kapının açıldığını duydum, kimdi ki şimdi bu gelen diye düşünürken arkamı dönmemle onu karşımda buldum.

    Meymenetsiz suratında keyifli bir ifade vardı. Günlerdir aradığı fırsat eline geçmişti belli ki.

    Üzerime yürümeye başladı. Nutkum tutulmuş hareket dahi edemiyordum. Neden böyle olmuştum hiçbir fikrim yoktu. Geri geri gittim, klasör dolabına toslayınca durmak zorunda kaldım. Kendimi dolaba yapıştırmıştım resmen.

The Officer || BrightWin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin