28. Part

731 45 78
                                    

+18 öğeler içerir. Bu bölüm zaten son Smut yazım olacak. Sırf rüyamda bu sahneyi gördüğüm için yazdım sizlerle de paylaşmak istedim yani nsndjndndnd

~

Bright

~

Gecenin kör karanlığında tatlı uykumdan, saçıma değen dudaklarının verdiği hisle uyandım. Gözlerimi yavaşça aralayıp, yaptığı her hareketin verdiği huzura bıraktım kendimi. Narin elleriyle yavaşça saçlarımı okşadı önce, sonra da dudağımın kenarına hafifçe bir öpücük kondurdu sevgilim. İçimin ısınmayla birlikte yukarı doğru kırıldı dudaklarım.

Yarı açık, uyku mahmuru gözlerimi, yüzünde gezdirdim. Karanlık odamıza vuran ay ışığının daha da güzelleştirdiği ay yüzlü sevgilimin gözlerine kenetlendi gözlerim. Uykulu halde ben de onu öptüm, kollarımla daha da sarıp sarmalayıp, kokusunu içime çeke çeke uykunun tatlı huzuruna bıraktık yeniden kendimizi...

Sabahın ilk ışıklarıyla beraber ilk uyanan her zamanki gibi yine ben olmuştum. Bir tür alışkanlık gibi bir şeydi bu benim için. Beraber uyuduğumuz ilk zamandan beri, hep önce ben uyanır, kollarımda huzurla uyuyan adamı seyrederdim, o uyanana kadar. Yine öyle bir sabaha uyanmıştım işte.

Kolumun üstüne yasladığı başı, canımı acıtsa da asla bu duruma isyan edemezdim. Yaşattığı mutluluk daha fazlaydı çünkü. Yüzünün tüm hatlarını, yanağındaki en büyük zaafım olan benini, öpmeye doyamadığım dudaklarını... Her şeyini ezbere bilsem de, yine de her sabah bu manzarayla uyanmak benim için paha biçilemezdi. Sırf şu an uyuyorsun diye seni nasıl sevdiğimi kaçırıyorsun sevgilim.

Onu böyle huzurlu bir şekilde yanımda uyurken görünce bir kez daha anlamıştım. O gece birbirimize aşkımızı itiraf ederken içimdeki korkuları da koymuştum önüne. "Ben siyahsam, sen de beyazsın. Bizden olmaz." demiştim. Hiç korkmamıştı, aksine benden çok daha cesurdu bu konuda. O zamanlar anlam verememiştim ama şimdi gayet açık bir şekilde anlıyorum. Siyah da beyazın zıttıydı ama yanına en çok da yakışan oydu... Zıtlıklarımıza rağmen biz bir bütünü oluşturmuştuk beraberce. Yanyana çok güzel duruyorduk.

Uyuşmaya yüz tutmuş koluma başını yaslayan sevgilim, yavaş yavaş kıpırdanmaya başladı. Uyanmaya yakınken çıkardığı homurtulu sesler, vaktimin artık dolduğu haberini veriyordu bana. Gözlerimi kapatıp, uyuyormuş numarası yapma zamanım gelmişti her zamanki gibi. Bakalım bu sabah beni ne şekilde uyandıracaktı sevimli tavşanım?

Vereceği tepkileri sabırsızlıkla beklemek en büyük zevkimdi, onunla uyandım sabahlarda. Dudağımda hissettiğim sıcak öpücüğünün etkisiyle gözlerimi açmamak için büyük çaba sarf ediyordum. Kalbimin hızla çarpmasına rağmen bu dürtüme teslim olamazdım henüz. Daha fazlasını istiyordum...

"Uyumadığını biliyorum."

Yakalanmıştım demek ki. Uyuma numaram buraya kadarmış. Gözlerimi açmamla birlikte uğruna tüm ömrümü vereceğim sıcacık gülümsemesiyle duruyordu karşımda. Kalbimin ritmi yine değişmişti işte. Bir tek onun sayesinde atıyormuşsacına atıyordu bu kalp sanki...

"Günaydın, bu sefer kandıramadım desene."

"Artık alıştım diyelim. O kadar çok sabaha beraber uyandık ki artık seni çözdüm diye düşünüyorum."

"Beni çözdüğünü mü düşünüyorsun cidden? Bebeğim o kadar çok şey var ki içimde sakladığım, sana karşı söyleyemediğim."

"Ne gibi mesela biraz ipucu versene?" tek kaşını kaldırmış, bilmiş bilmiş gülümsüyordu karşımda. Ah be güzel adam, bir bilsen içimdekileri, sana karşı hissettiklerimi, sana baktıkça içimde neler yaşadığımı, işte asıl o zaman sana karşı hiçbir şekilde galip gelemeyeceğimi bilirdin. Tüm mağlubiyetlerim senin yüzündendir benim.

The Officer || BrightWin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin