14. Part

1.1K 83 68
                                    

    "Bir kere de şuraya halimi hatrımı sormaya gelsen ne olurdu acaba?"

    Karşımızda tüm ihtişamı ve çekiciliğiyle oturuyordu Namtan. Onun restoranına gelmiştik yine buluşmak için. Bright'ı özellikle yanıma oturttum. Bir de o kadının yakın temasına maruz kalmasını istemiyordum. Herkes yerini bilmeli sonuçta.

    Neşesi yerinde bol bol kahkaha atıyordu bize bakıp. Aslında yaşına göre farklı bir aurası olan nadir kadınlardandı. Şarap gibi derler ya işte tam da öyleydi Namtan. Yanımda oturan kişiyle kirli geçmişleri olmasa aslında sevebilirdim bu kadını. Ama ikisini hayal ettikçe... Ahh ahh hiç girmeyeyim şimdi oralara, çıkmaz yoksa tüm gün kafamdan o halleri...

    "Bu acil bir durum yardımına çok ihtiyacım var. Biliyorum daha yeni senden yardım istedim ama inan başka tüm yolları denedim."

    "Tatlım benim kapım ve evim sana her zaman açık. 7/24 istediğin zaman, canın ne zaman çekerse gel çekinmeden."

    "Öhöö öhöö!" Sinirlenmiştim dediklerine. Açık açık önümde iş atıyordu Bright'a. Eğer biraz daha bir şey söylemezse bu yanımdaki andaval ben verecektim kadının ağzının payını. Yaşıymış, cinsiyetiymiş de hiç umrumda olmaz açıkcası... Sinirle parmaklarımı tek tek masaya hızlı bir şekilde vurmaya başladım. Bright gerilir gibi oldu. Ben ise gözlerimi karşımdaki dişi pantere dikmiştim.

    Yüksek kahkahası kulaklarımı tırmaladı. "Ayy kıyamam sinirden kıpkırmızı oldu sevgilin baksana Bright."

    Sakinim, sakinim, sakinleşmem gerek acilen...

    "Namtan lütfen bu iş ciddi. Bu adamları bulmam lazım."

    "Tatlım sana yardım edemem o konuda. Üzgünüm sana daha önce de söylemiştim. Bu konu seni de beni de aşar."

    "Nasıl aşar Nam? Ben bir polisim farkındasın değil mi? O adamları yakalamak benim görevim."

    "Nam mı?" fark etmeden bir anda sinirli bir şekilde çıkmıştı dudaklarımdan sözcükler. Bright'ın dönüp de bana bir bakışı vardı ki gözlerini aça aça. Far görmüş tavşan gibi kalmıştı. Yediği haltın ancak farkına varmıştı sanırım.

    "Ay çok şeker bir çiftsiniz siz ya bayıldım. Ne olur sık sık uğrayın buraya. Günüm şenlenir."

    "Seni eğlendirmek gibi bir niyetimiz yok. Eğer bize bir faydan da yoksa burada da işimiz yok. Kalk Bright gidelim." Şaşkın şaşkın bakıyordu gerzek herif suratıma ben ayağa kalkıp gitmeye hazırlanırken.

    "Tamam durun iki dakika hemen siz de hiç şakaya gelmiyorsunuz." Tekrar oturdum usulca yerime. 

    "İşin cidden zor Bright kolaylıklar diliyorum." Namtan'ın Bright'a hafifçe gülümsemesiyle tekrar sinirle Bright'a dönüp baktım. Gözlerini kaçırdı.

    "Tamam sırf seni çok sevdiğim için o adamları soruşturacağım Win. Yeter artık Bright'a eziyet edip durma. Çocukcağız şekilden şekile girdi karşımda. Kaç yıldır tanırım bu adamı ilk kez onu böyle görüyorum. Kendine bayağı bir aşık etmişsin belli."

    Şimdi utanma sırası bendeydi işte. Ne denirdi ki böyle bir şey karşısında? Off kafamı çevirip başka şeyler düşünmeye başladım. Doğru muydu acaba dedikleri? Bu beni Bright'ın gözünde özel yapardı değil mi?

    "Nereden başlamamı istersin soruşturma için?"

    "Şu sahte paradan başlayabilirsin. Eşine az rastlanır bir ustalıkla yapmışlar. Gerçeğinden ayırt etmesi çok zor ancak suyla temas edince mürekkebini salıyor bu sahte paralar. Öyle anlaşılabiliyor. Kimlerin işi olduğunu bilmiyorum ama bu paraları birileri illa ki piyasaya sürüyor el altından yavaş yavaş bunu bulmanı istiyorum gerisini ben yani biz hallederiz." dedi cebinden çıkarttığı sahte parayı Namtan'a uzatırken.

The Officer || BrightWin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin