19. Part

842 75 94
                                    

    Jirakit'in mekanına vardığımızda girer girmez arkadaşlarını görmüştük bile. Ortalardaki bir masaya yan yana oturmuşlar bizleri bekliyorlardı. Hemen yanlarına geçtik. 

    "Sipariş vermek için sizi bekledik." dedi Gun biz masaya yerleşirken.

    Kısa bir selamlaşıp, konuştuktan sonra etrafta Jira'yı aramaya koyuldum. Barın o tarafta yoktu, etrafta da görünmüyordu, herhalde arka taraflarda bir işi vardı. Bu yüzden başka bir çalışanına içeceklerimizin siparişini verdik. 

    "Gerçekten lakabın Gunsmile mı? Ne kadar saçma bir isim bu?" 

    "Tam beni yansıtıyor işte. Hem sert duruşum hem de sempatikliğimi. Gunsmile tam benlik." 

    "Çok salakça bence kusura bakma da neden Bright ile arkadaş olduğunuzu şimdi daha iyi anlıyorum. Tam birbirinizi bulmuşsunuz." 

    "Peki ya sen Win? Sen bu adamda ne buldun da bu kadar yakınsınız?" dedi Mike.

    "Nasıl yani yakınız? Normal iş ortağıyız işte." paniklemiştim imalı konuşuyordu. Anlamışlar mıydı acaba? 

    "Diyorum ki Bright'ı hiç böyle görmemiştim. Senin yanında çok farklı biri. Asık suratı gitmiş pişmiş kelle gibi sırıtıyor artık. Baksana şu sıfata." 

    Baktım gerçekten de öyleydi. Salak salak sırıtıyordu Mike'ın söylediklerine. Gerizekalı çaktırmasana. 

    "Ayrıca sana göre hareket ediyor. Senin hareketlerinle uyumlu hareket ediyor yani. Değil birinin yanında böyle davrandığını görmek, birine bu kadar yakın olabileceğini hayal bile edemezdim." 

    Lan herkes mi farkında bunun ya? O kadar mı belli ediyoruz? Önce Namtan şimdi de bu adamlar. Gerçekten de Bright benimle birlikte olduktan sonra çok mu değişti?

    "Tamam yeter kapayın çenenizi. Şuraya içip eğlenmeye geldik. Dedikodunuzu sonra aranızda yaparsınız." dedi yanımdaki gerzek. Aferin sana ya bir tek birlikte olduğumuzu açık açık söylemediğin kaldı. 

    "Hoşgeldiniz. Görmemişim geldiğinizi. Ne zaman geldiniz?" kafamı kaldırdığımda masamızın başında dikilen Jira ile karşılaştım. 

    "Naber? Çok olmadı ya geleli 15 20 dakika falan. Bakındım ama göremedim seni işin vardı herhalde. Tanıştırayım bunlar inanması güç ama Bright'ın arkadaşları Mike ve Gunsmile." adamın adını söylerken gülmemek için kendimi zor tuttum. 

    "Vay be Bright'ın arkadaşları mı varmış? İnanılır gibi değil. Memnun oldum bugün içkileriniz benden o zaman. Başka bir arzunuz var mı?" 

    "Var." diye atıldı Mike. Hepimiz ona dönüp baktık. Ayağa kalkıp Jira'nın yanına gitti. 

    "Numaranı alabilir miyim?" 

    "Niye be ne alaka şimdi?" 

    "İlk görüşte aşka inanır mısın? Çünkü ben sana galiba aşık oldum." 

    "Ne diyor lan bu manyak?" dönüp bize şaşkın bir vaziyette sormuştu Jira. 

    Ağzımız açık onları izliyorduk. Bir tek Bright durumdan memnun bir şekilde gülüyordu. 

    "Sevgilin falan var mı diye sormayacağım çünkü olup olmaması umrumda bile değil. Ben her türlü senin için savaşırım." 

    "Salak mısın sen? Bright arkadaşına sahip çıkar mısın? Hayır zeka geriliği falan mı var bunda yoksa aklından zoru mu var? Öyleyse niye dışarı salıyorsunuz ki böylelerini?" sinirle dönüp gitmişti. Arkasından bakakalmıştı Mike. 

The Officer || BrightWin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin