2.13

238 32 26
                                    

Başta çok güzel olan bir duygu, sonradan bu kadar acıtmamalıydı.

Uzun, çok uzun günler sonra, Win, artık kabuk tutmaya başlayan bütün o keskin yaralarıyla aşkını düşündüğü zamanlarda bazen dudaklarında acı bir tebessüm oluşmaya başladığını fark etti.

Sadece birden bire onu tekrar özlediğini anladı ama geçirdikleri sessiz saatleri ve güzel sözcükleri değil, güçlü kollarını ve bir zamanlar dudaklarının sessiz, yalvaran sözcüklerini anlamadan onların üstünde istekle yanan sıcak dudaklarını özlemişti.

Artık kendini daha fazla yanıltmaya cesaret edemedi ve bunun bilinci Win'i korkuyla titretti.

"Onu özlüyorum."

"Hala mı?" diye soran Jira'nın uzattığı içkiyi tek dikişte içti Win.

"Her gün."

İşten çıkar çıkmaz Jira'nın barına atmıştı kendini. Bütün gün boyunca dayanabileceğini düşünmüştü ama o kadar zorlanmıştı ki Bright'ın yanında. İçip kendini, benliğini unutmaya ihtiyacı vardı bir an önce.

Karşılıklı oturmuş dertleşip, içkilerini yudumluyorlardı. Jira barı kapatmış, tüm müşterileri yolladıktan sonra arkadaşıyla beraber loş ışık eşliğinde içki içiyorlardı.

"Biliyorsun onunla konuşmaya gittim. Aslında niyetim onu bir güzel pataklamaktı."

"Güldürme beni Jira, senin gücün Bright'ınkinin yanında hiç kalır. Adamın yüzüne yumruk atsan, senin elin acır."

"Ben de o yüzden dövmedim ya. Ama sözlerimle dövdüm o pezevengi." İşi dalgaya vuruyordu.

"Eminim çok ağırına gitmiştir söylediklerin." Jira'nın ne kadar naif bir insan olduğunu bildiği için, karşısında düşmanı da olsa asla kırıcı şeyler söyleyemeyeceğini biliyordu. Hele de Bright gibi bir kalpsizin, söylediklerine üzüleceğini. İşte bu asla olmazdı.

"Aslında..." duraksadı Jira. Söyleyeceklerine dikkat kesildi bir anda Win.

"Aslında çok mutsuz gibi görünüyordu Win. Sanki acı çeker gibiydi. Saniyenin onda biri kadar bir süre ona üzüldüğümü bile söyleyebilirim."

"İşte buna çok gülerim Jira." Tıslar gibi bir gülüş atmıştı. "O kalpsiz herifin üzüldüğü falan yok. Hatta benden kurtulduğu için şu an havalara uçtuğuna eminim."

"Neden böyle söylüyorsun Win? Sizi gördüm. Birbirinize ne kadar aşık olduğunuz belli gözlerinizde."

"Eskiden demek istedin sanırım. Artık onun gözlerinde bana dair hiçbir şey yok." Kalbi sızladı. Onu düşünürken hala canı yanıyordu.

"Belki barışırsınız tekrardan. Kaldığınız yerden devam edersiniz. Hala onu seviyorsun."

"Bu hiçbir şeyi değiştirmez Jira. Benim onu ne kadar sevdiğim, onun için ölüyor olmam bile, ona en çok ihtiyacım olduğu anda elimi bırakmış olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Erkek milleti değil mi? En iyisi bile tuvalette sıçarken can versin."

"Biz de erkeğiz Win." arkadaşının söylediği şeyi garip bulmuş gibi bakıyordu Win'in yüzüne.

"Biz hariç her erkeğin."

"Bir de Mike'ın tabi."

"Ben de tam sevgilini işin içine katmadın diye seviniyordum. Aman sevgiline kıyamazmışsın."

"Ne yapayım çok seviyorum köpeği." yüzünde oluşan mutluluğu gördü Win.

"Eskiden öldürecek gibi bakıyordun herife. Hangi ara bu kadar aşık etti kendine o tipsiz."

The Officer || BrightWin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin