2.15

289 29 56
                                    

Yer: Jirakit'in Barı
~
~
~

"Ondan nefret ediyorum!"

"Emin misin?"

"Onun yüzünü bile görmek istemiyorum. Pislik herif!"

"O zaman niye bu kadar çok içiyorsun?"

"Bi de geçmiş karşıma hala beni sevdiğini söylüyor utanmadan."

"Sen sevmiyor musun sanki?"

"Sen kimin tarafındasın Jira? Benim mi yoksa o yalancı köpeğin mi?"

"Ben senin dostunum Win ve seni senden daha iyi tanıyorum. Ona hala aşıksın bunu kendine itiraf et."

"Eğer itiraf edersem daha fazla yanar canım. Bunu istemiyorum."

"Peki."

"Peki mi? Tüm söyleyeceğin bu mu yani? Pekiii." dedi burun kıvırarak.

"Ne söylememi istiyorsun Win? Dinlemiyorsun ki beni. Peki beni dinleme ama kalbin ne söylüyor arkadaşım, ona kulak ver. O ne istiyor?"

"Bright'ı. Kalbim sadece Bright'ı istiyor."

"Belki ona bir şans daha vermelisin."

Bir şey söylemedi Win, sadece sustu. Düşüncelerini tarttı, duyguları çok ağır basıyordu. Hele de o adama karşı hala hissettikleri...

*****

Ertesi Gün Yer: Emniyet
~
~
~

Operasyonu Win yönetmişti. Luke'un verdiği tavsiyeyle merkeze getirdikleri adamı elindeki kozla bir güzel öttürüp, davayı kapatmışlardı. Meslektaşları, Amirleri tek tek onu tebrik etmişti. Bir tek Bright yanına gelip onu tebrik etmemişti, eski sevgilisi, ortağı ve hala deli olduğu adam...

Sadece uzaktan bakıp hafifçe gülümsemişti sonra da gözlerini kaçırmıştı bir suçlu gibi. Yeniden mesafeler girmişti aralarına. Annesinin ölüm haberini aldıktan sonra ettikleri kavgadan sonra Bright ona karşı daha mesafeli olmuştu. Aslında Win'in istediği buyken, neden şimdi canı bu kadar yanıyordu peki?

"Neden sana bu kadar kırgınken, bir tek seninle konuşmak istiyorum Bright?"

Yanında onu isterken hep başkaları oluyordu oysa ki.

"Tebrik ederim Win." kendisine seslenen adama dönüp baktığında karşısında Luke'u buldu. Gözlerindeki ifadeden gurur akıyordu. Bir an gözlerinin rotası değişip arkalara doğru kaydığında, uzaklarda Bright'ın onlara acıyla baktığını gördü. Onu böyle görmek yüreğinde tarifi imkansız bir duygu karmaşası yaşatmıştı.

"Teşekkür ederim Luke. Hepsi senin sayende oldu aslında." dedi mahcup bir şekilde.

"Ben bir şey yapmadım. Sadece bir isim verdim sana, gerisini sen hallettin. Gereğinden de fazla iyi bir polis olduğunu kanıtladın herkese."

"Teşekkür ederim."

"Bunu kutlamalıyız bence. Seni bu akşam yemeğe çıkaracağım." dedi karizmatik gülümsemesiyle.

"Bence..." dedi sıkılarak. Arkadaki adam hala gözlerini üzerlerine dikmiş, onları inceliyordu.

Nasıl bir cevap vermeliydi Luke'a? Mesleği için bu kadar büyük bir olayı kutlamayı kiminle yapmalıydı? Böyle bir anı Luke'la geçirebilir miydi? Duyguları o kadar yoğun, kafası o kadar karışıktı ki.

"Bence bunu yapmamalıyız Luke." dedi çekinerek.

"O adam yüzünden mi?" diye soran adama cevap veremedi Win. Sustu ve gözlerini kaçırdı ondan. Bazen susmak en iyi cevaptır. Luke da başından beri bildiği cevabı almıştı.

The Officer || BrightWin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin