17. Part

944 80 83
                                    

    Telefonun iğrenç alarm sesiyle uyandım. Yanımdaki adam yavaştan kıpırdandı fakat uyanmadı. Sesin nereden geldiğine bakındım, benimki miydi yoksa onun telefonu muydu bilmiyordum. Gözlerimi bile tam açamıyordum ki telefonu bulayım. Hah benim gerzeğin telefonuymuş. Zaten bu kadar korkunç bir alarm sesi ancak telefonun sahibine çekermiş. Bright'ın üzerinden uzanıp komidinin üzerindeki telefonu elime alıp sesini kapattım. 

    Bright hala uyuyordu. Nasıl uyuyabiliyorsun be adam o kadar gürültüye? Ama çok güzeldi biliyor musunuz? O böyle uyurken onu seyretmek. Hiçbir manzaraya değişmezdim şu an gördüğümü.

    "Beni seyretmeyi keser misin? Daha çok erken hadi biraz daha uyuyalım." gözlerini açmadığı halde bu adam onu seyrettiğimi nasıl anlayabiliyordu ki? Beni tekrar kollarının arasına alıp kendine yaklaştırdı. Yüzyüze dönük bir vaziyette sarılmış yatıyorduk onun yatağında. O uyumaya devam ediyordu, ben ise onun yüzünü seyretmeye devam ediyordum. Bir süre sonra gözünün tekini zorla açarak bana bakmaya başladı.

    "Yakışıklılığıma mı kapıldın yine? Aşkını itiraf edeceksen hiç durma bekliyorum söyle hadi."

    "Kendini beğenmiş pislik. Ne itiraf edicem be! Edeyim de zaten kalkık götünü azıcık daha mı kaldırayım?"

    Gülmeye başladı salak salak. "Kalkan tek yer götüm değil ne yazık ki." diyerek elimi tutarak malum yere götürdü. Sertliğini hissetmemle bende de bir şeyler harekete geçti. Kahretsin çok yorgundum, uykusuzdum, akşamdan kalmaydım ama bu adamı da feci derecede arzuluyordum.

    Yarı açık beni bekleyen dudaklarına zaman kaybetmeden yapıştım. Dudaklarını öptükçe içimdeki şehvet daha da kabarıyordu. Tenim teniyle yanmak için bana adeta yalvarıyordu. Daha fazla dayanamazdım bacaklarımı beline dolayıp onu sırtüstü yatırıp altıma aldım. Küçük inlemeler halinde dudaklarımdan çıkan seslerle birlikte öpüyordum altımda tüm muhteşemliğiyle kıvranan adamı.

~

    Duştan çıkıp yatakta hala boylu boyunca yatan suratı asık adama baktım. Kafasını kaldırıp bakmıyordu, belli hala trip atıyordu bana koca bebek.

    "Surat ifadeni düzeltir misin? İğrenç görünüyorsun."

    "Seninle konuşmama kararı aldım bugün. Susma hakkımı kullanıyorum."

    "Oyy benim koca bebeğim. Sırf senle beraber duş almak istemediğim için bütün gün benimle konuşmayacak mısın yani?" sesimi özellikle çocuksulaştırmıştım. Dalga geçmek çok hoştu bu şebekle. Sadece havlu sarılı ıslak bedenimle onun yattığı tarafa oturup üzerine doğru eğildim. Üzerimdeki su damlacıkları terlemiş vücuduna damlıyordu birer birer.

    "Hadi kalk yoksa işe geç kalacağız AŞKIM!" tüm seksi sesimi özellikle son kelimenin üzerinde vurgu yaparak kullanmıştım. Bright'ın gözleri faltaşı gibi açılıp bende kilitlendi. Tepkisi çok komikti ama gülmemem gerekiyordu.

    "Şükret ki bugün izin günümüz değil yoksa seni ayağa kalkamayacak hale getirirdim."

    "Defol git!" dedim gülerek. O da bana aynı gülümsemeyi verdi. Kalkıp kurulanmaya başladım. Bright'ın yataktan çıkıp arkamdan sarılması bir oldu. Gerzek herif bir rahat durmuyordu ki. Ama ne yalan söyleyeyim bu halleri aşırı hoşuma gidiyordu.

    Ensemden öperek "Ben hemen döneceğim özle beni." dedi. Dönüp bakmadım arkasından çünkü hala öpücüğünün etkisindeydim. Ne kadar zaman olmuştu kaç kere sevişmiştik ama yine de hala bende böyle etkiler bırakıyordu ve ben bunların hiçbirinin bitmesini istemiyordum.

The Officer || BrightWin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin