(multimedya: Aslı)
ASLI ÇEVİK
Sabah her gün olduğu gibi bugünde erken kalkıp kahvaltıyı hazırladım. Annem ve babam uyanmadan çıkmam gerektiği için kahvaltı yapmadan onlar için hazır bırakıp çıktım. Çünkü onlarla karşılaşmak bir sabah isteyebileceğim son şey bile değildir.
Yolda gördüğüm pastaneden bir poğaça ve en sevdiğim içecek olan çikolatalı süt alıp yedim. Sonra kulaklığımı takıp yürürken düşünmeye başladım. Neden ben, yaşadıklarımı hakkedecek ne yaptım ya da şöyle diyeyim ailesinin dayak manyağı yaptığı ben, bunları neden yaşıyorum. Daha 10 yaşımda çalıştırılmaya başlanıp her gün abartısız her gün dövülüp kazandığı paraya el konulan ben ne yapmış olabilirim. Hadi diyelim ailemin yapısı böyle kardeşime neden böyle değiller. Ben bunları düşünürken çoktan okula vardığımı anladım. Bahçeye göz gezdirdiğimde görmek istediğim kişiyi gördüğümde yüzümde istemsiz bir tebessüm oluştu. O benim yaşama sebebim, çocukluk arkadaşım, hatta kan kardeşim Metehan.
Yavaşça yanına doğru ilerlemeye başladım. Yanına varınca sesimi kalınlaştırarak ve ellerimle gözlerini kapatarak konuşmaya başladım.'' Ben kimim?'' dedim. O da ''Hım . . . Bir düşüneyim sen kimsin . . . Buldum sen benim güzelimsin.'' ''Doğru cevap gözleriniz artık tekrar görebilir'' deyip gözlerini açtım ve önüne geçip sarıldım. Şu hayatta en sevdiğim yerlerden biri de Mete'nin kollarının arasıdır. Beni gerçekten içten gülümseten ve mutlu eden canım benim. Ayrıldığımızda konuşmaya başladı.'' Hadi sınıflarımıza gidelim'' Mete benden 1 yaş büyük ama 1 sene sınıfta kaldığı için o da 11. sınıf ama yine de aynı sınıfta değiliz çünkü o sözel alanında ben ise sayısal alanındayım.
Yorucu bir okul günün ardında Mete'yle çalıştığım kitapçıya doğru yürüyoruz. Haftanın 5 günü bu kitapçıda çalışırım 10 yaşımdan beri . Babam koymuştu beni buraya sanırım hayatımda yaptığı iyi tek şeydir bu. Kitapçının önüne geldiğimde Mete'yle vedalaşıp içeri girdim. Okul çıkışı işe geldiğim günler Metehan tüm ısrarlarıma rağmen beni bırakıp öyle evine gider. İçeri girince o bilindik kitap kokusu beni karşıladı. Sanırım hayatımda en sevdiğim koku bu çünkü bana kendi dertlerimi unutturup bambaşka insanların hayatlarının kapısını aralıyor. Herhangi bir raftan bir kitap alıp satış masasının arkasına geçtim. Buranın sahibi Namık Amca beni sever ve bana güvenir onun için istediğim kitabı istediğim gibi kullanabilirim.
Geldikten yarım saat sonra Namık Amca işi olduğu için buraları bana bırakıp gitmişti. Yaklaşık 1 saat sonra ben iyice kitaba dalmışken aniden birinin önüme 2 tane kitap bırakmasıyla yerimde sıçramıştım. Kitapları bırakan kişi aniden konuşunca kafamı kaldırıp baktım.'' Özür dilerim. Korkutmak istememiştim.'' deyince ''Önemli değil. Sadece kitaba dalmıştım.'' sonra aldığı kitaplara baktım ve konuştum.'' Anlaşılan düşünmeyi seviyorsunuz çünkü bu iki eseri art arda ancak uzun zamandır dünya klasiği okuyan ve araştırma yapan biri alabilir.'' dedim. Normalde bu kadar konuşmam müşterilerle ama bu taş çatlasa 26 yaşında olan adamla konuşasım gelmişti ve şunu söylemeden geçemeyeceğim gerçekten yakışıklı bir adamdı ancak adamın bakışları bir değişikti rahatsız edici değildi tam tersi baktıkça takılı kalacağınız türdendi. Önce sanırım onunla konuştuğuma şaşırdı ancak sonra yüzüne yerleştirdiği sıcacık gülümsemesiyle cevap verdi.'' Hayır kitaplar benim için değil ama kardeşim için.'' dediğinde ise mahcupça gülümseyip cevap verdim'' Kusura bakmayın düşünmeden konuştum.'' dedim. O da '' Önemli değil bu cümleni aynen kardeşime söyleyeceğim.'' dedi ve kitapları koyduğum poşeti de alıp çıktı. Ama çıkarken fısıltıyla söylediği cümlelere bir anlam veremedim. '' Resmen kızda Ayaz damarı var.''
Kitapçıyı kapatıp eve doğru yürümeye başladım. Sonunda eve varıp sessizce eve girdim ama saçımdan tutulup yere fırlatılmam bir oldu.'' Neredesin sen fahişe. Yine kim bilir hangi erkek altından çıktında geldin.'' cevap vermeye tenezzül etmedim çünkü biliyordum eğer cevap verirsem daha kötü döveceğini. Sayısız darbeler vücuduma inerken sessizce döktüm gözyaşlarımı. Sonunda hırsını alınca gitti duyduğum kıkırtıları umursamadım çünkü biliyordum kim olduklarını annem ve kardeşim. Yavaşça kalktım olduğum yerden kaldığım odaya geçip ağlayarak Allah'a yalvarmaya başladım canımı alması için çünkü ben kendi canıma kıyamazdım ama Allah benim canımı alabilirdi.
<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<
SELAMLAR!!!
YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM.
SONUNDA ASLI'DA KATILDI HİKAYEYE.
OY VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZ AİLEM
ChickLitHAYAT ACIMASIZDI , ACIMADI DA . . . Hayat Atabeyli ailesini hiç acımadan yakmıştı 17 yıl önce. Onlardan biricik kızları Aslı'yı almıştı daha doğduğu günün ilk gecesinde. Aslı gitmişti ardında acılı ve yıkılmış 5 abi , anne ve babasını bırakarak. A...