(Multimedya: Kaan)
ASLI ATABEYLİ
"... Hastalık baya ilerlemiş artık hastaneye yatması lazım. Tedavi bir süredir sonuç vermiyor. Artık haftada 2 kez kemoterapiye girecek. Maalesef bu süre içerisinde dışarı çıkamayacak hem kendi hem diğer hastalara enfeksiyon taşımamak adına. Ayrıca yanında sadece bir kişi kalabilecek. O kişinin de aynı hasta gibi dışarı çıkmasını sağlıklı bulmuyoruz. Yani yanında kalacak kişi de dışarı çıkamayacak. Onun dışında artık eskiye oranla daha fazla ilaç verileceği için çoğu zaman uyku ile uyanıklık arasında bir yerde olacak vücudu çok yorgun ve güçsüz olduğu için. Şimdilik bu kadar. Geçmiş olsun." dedi doktor Ali ve kapı kapanma sesi geldi.
Yeni ayılıyordum ve gözlerimi açmaya üşendiğim için öylece içerideki konuşmaları dinliyordum.
"Hastaneye yatacak ve hiç göremeyeceğiz. Öyle mi?" dedi Demir abim. Sesini ilk kez bu kadar neşesiz ve bitik duyuyordum.
"Sağlığı için bunu yapmak zorundayız. Peki kim kalacak?" dedi Ayaz abim.
"Ben kalacağım." dedi Poyraz abim. Doktorun dediğini duymadı herhalde buradan dışarı çıkamazdı benimle kalsa. İşe nasıl gidecekti? Demir abim benim aklımdaki soruyu dile getirdi.
"Abi işlerin ne olacak?" dedi Demir abim.
"İşleri halledebilecek bir sürü kişi var. Kaan ve Araz var." dedi Poyraz abim.
"Tamam. Şuan ki konumuz bu değil. Asıl konumuz bunu Aslı'ya nasıl söyleyeceğimiz. Ya istemezse." dedi Araz abim.
"Bunu düşünmenize gerek yok. Her şeyi duydum ve iyileşmem gerektiğini biliyorum. Tek sorun sizden ayrılacak olmam." dedim gözlerimi aralarken.
"Uyandın mı kızım?" dedi annem. Sesi ağladığını belli edercesine çatallaşmıştı.
"Evet annem. Ağlama lütfen." dedim gülümseyerek.
"Ağlamıyorum kızım." dedi annem. Tamam inandım anne.
"Eee söylesene ne zaman yatacağım hastaneye?" her şey normal gibi davranmaya çalışıyordum çünkü zaten üzgündüler bir de benle mi uğraşacaklar?
"Burada senin için oda hazırlanacak yarına kadar. Ondan sonra iyileşene kadar buradasın." dedi babam.
"Anladım. Oda hazır olana kadar eve gitsek olur mu? Uzun bir süre gelemeyecek gibi duruyorum." dedim.
"Tamam doktorla konuşalım sonra çıkarız." dedi Araz abim.
"Abi ben neden bayıldım?" dedim. Doktor bu konuda bir şeyler söylemişti ama tam hatırlamıyordum.
"Prensesim tedavi sonuç vermedi ve daha kötü oldun. Ondan bayıldın." dedi Kaan abim. Çok zorlanarak söylemişti. Her cümlesinde yanağımın içini ısırıyordum ağlamamak için. Tedavi sonuç vermemiş. İyileşmiyorum tam tersi daha kötü oluyordum. Hastalık ilerliyordu.
Doktor Ali içeri girdi ve bizim içeride oluşan sessizliğimizi bozdu. "Uyanmışsınız Aslı hanım. Aileniz bundan sonra burada kalacağınızı söylemiştir. Sakın bunun kötü bir şey olduğunu düşünmeyin. Hastanede olmanız tedavinin daha hızlı olmasını sağlayacaktır ve bu da daha hızlı iyileşeceksiniz demektir. Bugün eve gidin ama yarın erkenden yatış işlemleriniz başlayacak." dedi doktor ve çıktı.
"Hadi çıkalım. Eve gitmek istiyorum." dedim kısık sesimle. Her ne kadar belli etmek istemesem de sesim ruhsuz ve ölü gibi çıkmıştı. Poyraz abim gelip beni kucağına alınca kollarımı boynuna dolayıp kafamı boynuna gömdüm. Odadan çıktığımızda bakışlar bize dönecekti. Yüzümüzdeki maskelerle yeterince dikkat çekerken birde saçlarım olmadığı için maruz kalacağım bakışları görmek istemiyordum. Tamam kafamda bone vardı ama yine de rahat etmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZ AİLEM
ChickLitHAYAT ACIMASIZDI , ACIMADI DA . . . Hayat Atabeyli ailesini hiç acımadan yakmıştı 17 yıl önce. Onlardan biricik kızları Aslı'yı almıştı daha doğduğu günün ilk gecesinde. Aslı gitmişti ardında acılı ve yıkılmış 5 abi , anne ve babasını bırakarak. A...