(Multimedya: Ayaz)
ASLI ATABEYLİ
Bilincim açıktı ama bedenim çok yorgundu. Hareket dahi edemiyordum. Bu canımı sıkıyordu. Hafifçe araladım gözlerimi. Poyraz abim her gün olduğu gibi yine masasına oturmuş işlerini o masadan hallediyordu. 10 gündür buradaydık. Hiç dışarı çıkmamıştım. 10 gün içinde tam üç sefer kemoterapiye girmiştim. Bedenim çok yorgundu. Canım sıkılıyordu.
Abimleri özlemiştim. Annemleri, kuzenlerimi, amcamları, yengemleri ve Mete'yi çok özlemiştim. Telefondan konuşuyorduk ama yetmiyordu. yanımdaki minik tuşa bastım. Bu benle abim arasındaki iletişim aracı gibi bir şeydi. Çünkü konuşmak çok zor olduğunda bu tuşa basıyordum ve odada minik bir zil çalıyordu. Böylelikle abime seslenmiş oluyordum.
Abim başını bana çevirdi. "Bir şey mi istiyorsun?" dedi. Yavaşça kırptım gözümü. Bu evetti. "Ne istiyorsun? Televizyon açayım mı?" dedi olabilirdi. Belki sıkıntım geçerdi. Yine kırptım gözümü. "Tamam şu izlediğin saçma film serisini açıyorum." dedi. Alacakaranlıktan bahsediyordu. Sırf birkaç kere baş role olan hayranlığımdan bahsettim diye düşman kesilmişti adama.
Onayladım. Kalıp açtı. Tamamen araladım gözlerimi. "Bana ölü gibi bak. Elin adamını izlemek için gözlerini kocaman aç." diye söylendi abim. Buna gülme isteğimi sonraya erteledim çünkü film başlıyordu. Milyonuncu kez dikkatle izlemeye başladım filmi.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Alacakaranlık 1 ve 2 bitmişti. Artık ilk zamana göre daha iyiydi vücudum. Hiç yoktan artık yorgun hissetmiyordum. Yavaşça doğruldum yerimde. Abim saniyesinde bana baktı. "Daha iyisin." dedi. Onayladım. Ayaklarımı yataktan sarkıtıp indim.
Üstümü değiştirmem lazımdı. Dolaba ilerledim. Artık baharın ortasıydı. Yani şortlu pijama takımı giymek için uygundu hava Dolaba ilerleyip kendime birkaç bir şey aldım. Pembe şortlu pijama takımı alıp banyoya ilerledim.
Genelde pijama takımıyla dolaşıyordum. Çünkü her an ne olacağı belli olmuyordu. Mesela bir an iyi hissedip günlük giyiniyorum ama sonra kötü hissediyorum ve uykum geliyor bu yüzden üstümü değiştirmem gerekiyordu ama halim olmuyordu. Sonra o kıyafetlerle kalmak zorunda oluyordum ve hiç rahat değillerdi.
Giyindikten sonra tekrar yatağıma uzandım. Yatağımın üzerinde olan dergiyi alıp okumaya başladım. Bir bilim dergisiydi. Büyük bir merakla dergiye dalmışken abimin sesini duydum. "Miniğim burada seninle konuşmak isteyen bir grup insan var." dedi. Ne dediğini anlamaya çalışırken o bilgisayar ekranını gösterdi. Yataktan kalkıp yanına gittim.
Herkes ekran başındaydı. Beni görünce gülümseyip konuşmaya başladılar.
"Nasılsın prensesim?" dedi Kaan abim.
"İyinin kötüsü." diye cevapladım. Öyleydi. Daha kötü günlerimde olmuştu, daha iyi de.
"Hiç yoktan kötünün iyisi değil." dedi Araz abim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZ AİLEM
ChickLitHAYAT ACIMASIZDI , ACIMADI DA . . . Hayat Atabeyli ailesini hiç acımadan yakmıştı 17 yıl önce. Onlardan biricik kızları Aslı'yı almıştı daha doğduğu günün ilk gecesinde. Aslı gitmişti ardında acılı ve yıkılmış 5 abi , anne ve babasını bırakarak. A...