Şarkı Önerisi:
Mabel Matiz- Zor Değil 🖤Eslem'in Ağzından:
Bir yumruk daha atarken acıyla inledi Bulut. Yakasından tutarken kendime doğru çektim.
"Seni bulamayacağımı sandın değil mi? Benden kaçabileceğini sandın?" deyip güldüm. Gülüşüm anında yok olurken öfkeyle yakasını sıktım.
"Evime girdin çıktın 6 yıl. Çocuklarımın gözyaşlarına şahit oldun. Babasız büyümelerine sebep oldun!" deyip bir yumruk daha geçirdim yüzüne. Yere düşerken kaburgalarına tekme attım. Ardı ardına birkaç tekme attıktan sonra bayıldı. Yanıma Oğuz gelirken nefes nefese yerde yatan Bulut'a baktım. Ardından Oğuz'a döndüm.
"Zenci'den haber var mı?"
"Durumu hala kritik. Kendine gelememiş durumda. Kanarya'da dün gömülmüş. Zenci'nin babası da sizinle görüşme yapmak istiyormuş."
"Ne konuşacakmış?"
"Gizli olduğunu ve sadece sizinle konuşmak istediğini söyledi."
"Tamam, saat 15.00'da şirkete gelsin. Derdi neymiş öğrenelim bakalım." deyip saate baktım. 12'idi daha. Aklıma Ulaş ve üçüzler gelirken
"Oğuz Ulaş ve üçüzleri de Davut'a söyle o alsın. Meriç bugün yoğun. Şirketten geç çıkar muhtemelen. Benimde görüşmelerim ve toplantılarım var. Çocukları alamam. Şu günlerde tek kalmamaları daha iyi olur. Ulaş bir şey sorarsa bu söylediğimi dersiniz."
"Siz nasıl derseniz Eslem Hanım."
"Buna da su ve ekmek verin. Açlıktan ölmesin almamız gereken bilgiler var." dedim. Ardından ise odadan çıktım. Lavaboya gidip elimi yıkadım ve üzerine baktım. Hafiften kızarmıştı. Ellerimi kuruladıktsn sonra aynadan kendime baktım. Yorgunluğum yüzümden okunuyordu. Gerçekten yorulmuştum. Artık rahat bir şekilde çocuklarımla zaman geçirmek istiyordum. Oflarken lavabodan çıktım. Ve odaya geldim. Koltuğa otururken kafamı arkaya doğru attım ve gözlerimi kapattım. Kaç gündür uykusuz olduğumu bilmiyordum. İşler bir yandan, yeraltı olayları bir yandan, açılması planlanan kumarhane bir yandan her gün işle ilgileniyordum.
O şekilde birkaç dakika durduktan sonra telefonum bu anı da böldü. İçimden şiddetli bir şekilde küfür etme isteği gelmişti. Sessizce küfürlerimi sıralarken çantamın içinden telefonumu çıkardım. Meriç arıyordu.
"Efendim?"
"Nerdesin Eslem?"
"Bulut'u konuşturmaya çalıştım ama konuşmadı. Ne oldu da?"
"Toplantı var unutmadın inşallah?" Gözlerimi devirip
"Unutma gibi bir şansım olsaydı inan unuturdum Meriç. Geliyorum." deyip kapattım. Oflarken saçlarıma attım elimi ve sıkıntıyla karıştırdım. Sonrasında ise montumu ve çantamı alarak evden çıkmak için yerimden kalktım.
Zümra'nın Ağzından:
Nesrin smaç atmak için yerinden zıplarken anında Oya ile blok yaptık ve sayı bizim oldu. Sevinçle birbirimize sarıldık. Maçı kazanmıştık. Antrenman da böylelikle bitmişti. Mısra ve Yalın beni beklemeyip gitmişti. Ulaş ise beni beklemek için gitmemişti. Oturma yerlerine bakınca Ulaş'la göz göze geldim. Gülümseyip alkış tutar gibi yaptı. Bende ona gülümseyip soyunma odasını işaret ettim. Kafasını salladıktan sonra da hızlıca soyunma odasına ilerledim. Hızlıca üzerimi değiştirip okul üniformalarımı giydim. Saçlarımı da sıradan bir şekilde topladım.
Çantamı da toplarken soyunma odasından çıktım. Kızlarla da vedalaşmıştık bu sırada. Yarın cumartesiydi. Ve tüm gün yatmayı planlıyordum. Montumun fermuarını çekmeye çalışırken Ulaş'ın her zaman ki beklediği yere doğru ilerledim. Kafamı kaldırınca adım atmayı kestim ve öylece kalakaldım. Ulaş ve Tuana sohbet ediyordu. Tuana oldukça yakındı. Bu yakınlığı beni aşırı rahatsız hissettirirken ellerim yumruk oldu. Ulaş cebinden bir şey çıkardı ve Tuana'ya uzattı. Tuana gördüğü şeye şaşırıp sevinçle Ulaş'ın boynuna atladı.