TÇ3-39

1.3K 121 101
                                    

Şarkı Önerisi:
BTS- Fake Love (Zedd Remix) 💗

Eslemin Ağzından:

Elimde ki kırbaçla bir kez daha vururken acıyla bağırdı.

"Neden diye soruyorum sana! Bana cevap ver." Serdar nefes nefese kafasını kaldırıp gözlerime baktı.

"Bir nedeni yok dedim sana. Öyle yapmak istedim ve öyle yaptım." Verdiği cevap tekrar öfkelenmeme sebep olurken boğazını sıktım ve

"Orada bizlerde olabilirdik! Orada küçük çocuklarda olabilirdi! Canım istediği için yaptım ne demek!" Serdar nefes almakta zorlanırken bıraktım boğazını.

"O an orada kimin olduğunu önemsemedim. Sen bile orda olabilirdin. Esim yerine seni alırdım. Daha iyi olurdu benim için." Sinirle gözlerimi kapatırken yutkundu ve

"Siz yıllar önce beni umursadınız mı Eslem? Aramaya kalktınız mı?" Eskiler aklıma gelirken gözlerim doldu. Gözyaşlarımın akmamasını sağlayıp

"Seni ben koydum toprağa ben! Gözümün önünde öldün sen. Ne aramasından bahsediyorsun!"

"Ölmemiştim işte. Beni almak için böyle bir oyun oynamışlar. Amcam kurtardı ama."

"Serdar, ben bunu bilemezdim anladın mı? O zamanlar yer altının hakimi ben değildim. Babamdı, babamda öldüğünü söyledi. Gözümün önünde kanlar içinde kaldın. Nabzında yoktu. Ne yapmamı bekliyordun? Madem ki yaşıyordun çıksaydın karşıma o zaman."

"Çıksaydım kocan yerine beni ister miydin yanında?" Sorduğu soruya cevap veremezken kaldım bir süre öylece sessiz. Meriçi şu an kimseye değişmezdim tabii ki. Onun için canımı bile verirdim. Ama o zamanlarda ne olurdu, kimi isterdim yanımda bilemiyordum. Eskiden, Serdar varken onun için her şeyi yapmaya hazırdım. Aynı şu an Meriç için hissettiğim şeyler gibi. Tek fark Meriç'e beslediğim aşk anlatılamayacak kadar büyüktü.

"İstemezdim. Yine Meriç' in elini tutardım."

"O zaman neden çıkacaktım ki karşına?"

"Serdar, o kadar tutarsız konuşuyorsun ki. Bir dediğin bir dediğini tutmuyor. Kafana çok darbe aldın sanırım."

"Ben gayet mantıklı konuşuyorum."

"Sen hiçbir zaman ne mantıklı konuştun, ne de mantıklı hareket ettin. O yüzden sesini kes." deyip elimde ki kırbacı yerine koydum. Davut benimle göz göze gelir gelmez hemen yanıma geldi.

"Konuşana kadar öldürmeyin. Ölümü benim elimden olacak." dedim ve gözlerinin içine baktım.

"Sen beni öldüremezsin Eslem. Kıyamazsın, bunu herkes çok iyi biliyor." Elimin tersiyle suratına geçirirken

"Bu hayatta kıyamadığım insan sayısı çok az Serdar. Eski Eslem yok karşında hatırlatırım." Serdar gülerken

"Doğru, karşımda Ejder duruyor." Gözlerimi devirdim ve

"Bayılınca ayıltın hemen. Ama dediğim gibi konuşmadan ölmeyecek."

"Anlaşıldı Ejder." Kafamı salladım ve çantamla beraber işkence odasından çıktım. Koridorda yürürken odama doğru ilerledim. Depo gibi yerlere gitmiyorduk artık. Sırf böyle durumlar için bir ev yaptırmıştık. Şehir merkezinden çok fazla uzak değildi. Ama dışında da değildi. Gayet iyi bir yerdeydi. Odaya girince Meriçin telefon görüşmesi yapıyor olduğunu gördüm. Geçip koltuklardan birine oturdum ve bitirmesini bekledim.

"Hayır ya kaçak olmayacak bu tahsilat. İzin var devletten. Polisler gözetiminde olacak zaten. Saçma sapan hareketler olmasın o yüzden." Konuyu anlarken kaşlarımı kaldırdım ve çantamdan telefonumu çıkarıp Ulaş'ı aramaya başladım. Birkaç çalıştan sonra açtı.

Tehlike Çetesi 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin