Bizi de kırdılar, kırılmamış gibi yaptık.
Şarkı önerisi;
Kang Daniel- Touchin 🤎Eslemin Ağzından:
"Anne,anne kalk artık." Kaşlarımı çatarak gözlerimi açtım. Çınar yatağıma çıkmış bana bakıyordu.
"Sonunda anne ya. Hemen gelmen gerekiyor." Yerimden doğrulurken
"Noldu Çınar?"
"Anne, Yaprak sürekli terliyor ve uyanmıyor. Sayıklıyor birde. Rüzgar uyandırmayı deniyor şu an ama uyanmıyor." Hızla yerimden kalkarken Yaprağın odasına doğru koştum. Çınarın ayak sesleri de peşimden geliyordu. Yaprağın odasına gelirken Rüzgar dolmuş gözleriyle bana baktı.
"Anne uyandıramadım. Ne yapmam gerekiyor uyanması için?" Yaprağın yanına oturup elimi alnına koydum. Cayır cayır yanıyordu.
"Yaprak, Yaprak annecim aç gözlerini." Alnına yapışan saçlarını geriye doğru iterken uyanması için sesleniyordum.
"Baba, seni çok özledim." Gözlerini açmazken sayıklamaya devam ediyordu. Elim alnında kalmıştı. Meriçten bir kez daha nefret ederken gözlerim dolmaya başlamıştı. Üçüzler bebekken, ateşlendikleri gün bırakmıştı beni. Öylece kalakalmıştım ortada. Yaprağın üzerinden pikeyi atarken tişörtünü ve şortunu çıkardım. Sadece iç çamaşırıyla kalırken kucağıma alıp banyoya koşturdum.
Suyu ılığa ayarlayıp Yaprağı küvete oturttum. Suyun vücuduna değmesiyle beraber çığlık atmaya başlarken gözümden bir damla yaş aktı.
"Anne üşüyorum!" Çığlık atarak gözlerini açarken gözyaşları yanaklarından süzülüyordu.
"Tamam annecim. Biraz daha dayan tamam mı?" Yerinden kalkmaya çalışırken suyu engellemek için elini suya siper ediyordu.
"Anne nolur çıkar beni. Ben çok üşüyorum!" Hıçkırarak ağlamaya başlarken Rüzgarı bir anda küvette buldum. Yaprağı kolları arasına almıştı.
"Tamam kardeşim, biraz daha dayan tamam mı? Az kaldı bitecek." Rüzgarda öylece ıslanırken
"Rüzgar, Rüzgar anneme söyle çıkarsın yalvarırım. Donuyorum." Rüzgar Yaprağa daha sıkı sarılırken suyu kapattım. Fıskiyeyi yerine koyarken yere oturup sağ bacağımı kendime çektim ve ağlamaya başladım. Yaprak hasta olduğu için değildi bu gözyaşlarım. Yaprağın bir babaya ihtiyaç duyması ve Rüzgarın ona babalık yapmaya çalışmasındandı.
Rüzgarın ve Çınarında babaya ihtiyacı vardı farkındaydım. Ama Yaprak daha çok ihtiyaç duyuyordu. Kız çocukları için baba aşk demekti. Kendimden biliyordum. Babamın yeri apayrıydı benim için. Rüzgar ve Yaprak küvetten çıkarken Çınar geldi yanıma ağlayarak. Bir süre öylece suratıma baktı. Sonrasında kollarını boynuma doladı.
Bende ona sarılırken daha fazla ağladım. Yetemiyordum çocuklarıma. Her şeylerine yetişmeye çalışıyordum evet ama yetemiyordum işte. Çınar kollarını benden çekerken bende ona sarılmayı bıraktım ve yanaklarımı sildim. Sonra ayağa kalkıp dolaptan Yaprağın mor bornozunu çıkarıp vücuduna sardım.
Kucağıma aldıktan sonra
"Çınar, kardeşinin bornozunu ver oğlum." deyip banyodan çıktım. Yaprak kollarını sıkıca bana dolarken titriyordu. Ama ateşi düşmüştü neyse ki. Yaprağın odasına gelirken odanın kapısını kapattım. Ve üzerinde ki ıslak kıyafetleri çıkardım. Dolabından iç çamaşırlarını, siyah bir tişört ve şortunu çıkardım. Hepsini üzerine giydirdikten sonra yatağa yatırdım. Dudaklarımı alnına değdirirken ateşinin olmadığını gördüm. Derin bir nefes bırakırken
![](https://img.wattpad.com/cover/197239868-288-k64901.jpg)