Şarkı Önerisi:
Yedinci Ev- Anlat Ona 🤍Yalın'ın Ağzından:
Duştan çıkıp odama geldiğimde Mısra'yı odada göremedim. Telefonu da burada değildi. Odadan çıkarken üzerime kapişonlumu giymiştim. Annem ve babam uyuduğu için sessiz olmaya çalışıyordum. Merdivenlerden sessizce inerken bir yandan da Mısra'yı arıyordum. Bu hava da dışarı çıkmış olamazdı. Zaten hemen üşüyordu duramazdı dışarda. Salona inip etrafa bakınıyordum ki Mısra'yı salonun bahçeye açılan kapısının önünde otururken gördüm. Elinde de bir bardak tutuyordu. Bardaktan tüten buhar buradan bakınca bile belli oluyordu. Kahve içiyordu tahminimce.
Gözlerini dışarı dikmiş öylece dışarı bakıyordu. Sırtımı duvara yaslayıp öylece onu izlemeye başladım. Ne düşündüğünü deli gibi merak ediyordum. Ama sanki bunu sorsam kaçacakmış gibi geliyordu. Bu yüzden asla ona soru soramıyordum. Avucumdan her an uçacak olan bir kuşmuş gibi geliyordu. Bir süre daha ona baktıktan sonra farkederse rahatsız hissedeceği düşüncesine kapıldım ve nefesimi bırakıp merdivenleri çıktım. Odama gelince kapişonluyu çıkardım ve yatağa yattım direkt. Üzerimi de örtüp kolumu kafamın altına koyup tavanı izledim.
Kafamda türlü türlü düşünceler vardı. Ama hiçbirine de cevap veremiyordum. Cevap versem kafamda ki sesler çoğalacaktı sanki. Bu yüzden tüm sorular cevapsız kalıyordu. Mısra'nın ne yaptığına, nasıl hissettiğine anlam veremiyordum bir türlü. Bakışlarını da o kadar iyi koruyordu ki ne düşündüğünü anlayamıyordum. Derin bir nefes alıp verirken kolumu başımın altından çektim ve yorganı üzerime çektim. Sonrasında ise yan dönüp gözlerimi kapattım ve uykuya daldım.
Eslem'in Ağzından:
Yüzüme konan öpücüklerle gözlerimi açtım. Ve açar açmaz 3 çift gözle karşılaştım. Yüzüme bir gülümseme olurken kollarımı yorganın altından çıkarıp üçüne de sarıldım sıkı sıkı. Ve gıdıklayıp öptüm. Üçü de kahkahalarla gülerken onların gülmesine bende eşlik ettim.
"Karım elden gidiyor." Meriç'in sesini duymamızla beraber Çınar bir anda havalandı ve babasının kolları arasında buldu kendini. Meriç, Çınar' ın karnını öperken Çınar çığlık atarak gülüyordu.
"Kardeşimizi Panter yiyor." deyip Rüzgar Meriç'in boynuna asıldı. Yaprak' ta babasını gıdıklarken üçüzler bu sefer babalarına dadandı. Ben ise yataktan çıktım ve onlara bakıp kıkırdadım. Ulaş'ın çocukluğu aklıma gelirken gülümsemem yüzümde büyüdü. Ne çabuk büyümüştü öyle. Şimdi ise Ejder olma yolunda ilerliyordu. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. İşlerimi hallettikten sonra odaya geri geldim.
"Ama baba zaten hafta içi çalışıyorsunuz. Dün de gidemedik. Bugün gidelim bari."
"Prensesim haklısın ama hava çok soğuk. Normal parka gidemeyiz. Alışveriş merkezindekine gidebiliriz ancak. Anneniz izin verirse götüreyim sizi." deyip topu bana attı Meriç. Konuyu hemen hemen anlamıştım. Sabahlığımı üzerime geçirip
"Eğer ki odalarınızı güzelce toplar, adam gibi kahvaltınızı da yaparsanız gidebilirsiniz." dedim. Üçü de heyecanla hemen yerlerinden fırladılar ve tahminimce odalarına gittiler. Meriç'te yataktan kalkarken bana doğru gelip yanağımdan öptü.
"Günaydın güzeller güzeli karım." dedi. Bende onu öptüm ve
"Günaydın." dedim. Ardından ise Meriç odadan çıktı. Bende hızlıca yatağı topladım ve Ulaş' ın odasına ilerledim. Kapıyı yavaşça açıp kafamı uzattım. Uyuyor sanıyordum ama Ulaş odasında yoktu. Odası da gayet topluydu. Odasının kapısını geri kapattım ve spor odasına ilerledim. İçerden koşma sesleri geliyordu. Onun dikkatini dağıtmayacak şekilde kapıyı açtım. Koşu bandında koşuyordu. Ve üzerinde ki tişört resmen sırıl sıklam olmuştu. İçeri girdim ve kapıyı kapattım. Kulağında kulaklıkları olduğu için geldiğimi anlamamıştı. Oldukça konsantre olmuştu.