Şarkı Önerisi:
AgustD & Jimin- Tony Montana 💞Eslemin Ağzından:
Hepimiz birbirimizin gözlerine bakıyorduk. Toprak ve Nefes boşanma kararı almışlardı aniden. Beklemediğimiz bişeydi tabii ki. Şimdi ise avukatlarla konuşmaya gitmişlerdi.
"Hala inanamıyorum. Gerçekten onca yıl çöp mü olacak yani? Hemde sırf Toprağın annesi istedi diye."
"Toprağın annesi istedi diye değil. Toprak Nefese sahip çıkmadı diye." diye düzeltti ablam Mirayı.
"Bu kadar kolay olmamalı ya. İkisininde birbirlerini sevdiğini biliyoruz. Hiçbir şey yapmadan ne kadar hızlı bitirdiklerini mi izleyeceğiz yani?" Meriçe bakarken geriye doğru yaslandım.
"Boşansınlar istemeyiz tabii ki ama karışamayız Meriç. Benim kocamda beni sırf çocuğum olmuyor diye boşamak isteseydi bende dik durur ve dilekçeyi imzalardım."
"Ya tabii ki öyle. Toprağın yaptığı çok ayıp. Hani karısı o. Severek evlendiği insan. Çocuğu da olmuyorsa yapacak bişey yok. Tedaviye devam etseler olacak belki de. Ama Toprağın yaptığı..."
"Uraz da Eslem de haklı. İkisinin ortak kararı. Bize sadece saygı duymak düşer." Esim noktayı koyarken ortamda yine sessizlik hakim oldu.
Nefesin Ağzından:
"Nefes Hanım eminsiniz değil mi? Mahkeme tek celsede de boşayabilir iki tarafta razı olduğu için." Yutkunurken olumlu anlamda kafa salladım.
"Razı olmasam da değişecek bişey yok. Toprağın annesi bunu istiyor. Toprakta bunu istiyor. Zorluk çkkartmaya gerek yok." Avukatım nefesini bırakırken sözleşmeyi bana uzattı. Elinde kş kalemi de uzatırken
"İsminizin altına imza atın başlatalım o zaman davayı." dedi. Kalemi elime alırken bir daha yutkundum. Ağlamak istemiyordum. O adam için daha fazla gözyaşı dökmeyecektim. Kalemin kapağını açıp dilekçeyi bir daha okudum. Ve ismimin altına imzayı attım. Her şey bir imza ile başlamıştı. Ve bir imza ile de bitecekti. Dilekçeyi avukata uzatıp
"Benlik başka bir iş var mı?"
"Yok Nefes Hanım. Davayı başlayacağım. Size mesaj olarak atarım geriye kalan işlemleri." Çantamı ve montumu elime alırken gülümsedim.
"Teşekkür ederim. Kolay gelsin." dedikten sonra çıktım odasından. Gözlerim dolmaya başlarken hızlı hızlı bürodan çıktım. Ve arabamın yanına geldim. Çantamdan anahtarı çıkarıp arabaya bindim. Sahile gidip hava almak istiyordum. Yerime oturup çantayı da yan koltuğa koydum. Kemerimi takarken anahtarla arabayı çalıştırdım. Ve sahile doğru sürmeye başladım.
¬¬¬¬
Sahil otoparkına girmek üzereyken benim olduğum taraftan birisi çarptı arabama. Kolumda bir sızı hissederken ufak bir çığlık attım korkuyla. Ve arabayı durdurdum. Kolumu tutarken gözlerimi kapattım. Koluma baskı olduğundan ağrımış olmalıydı. Arabanın kapısı açılırken gözlerimi açtım ve kapıyı açan kişiye baktım. Korkuyla bana bakıyordu.
"Hanımefendi iyi misiniz? Ben çok özür dilerim sizi nasıl fark edemedim inanın bilmiyorum." Cevap vermeme izin vermeden koluma baktı.
"Kolunuzu acıtmış olmalıyım. Nasıl bir aptalım ben ya?"
"Beyfendi tamam sakin olun. Sızlıyor sadece önemli bişey yok." deyip arabadan indim bende.
"Polisi arayın isterseniz." Polisi arasaydım hatayı adamda bulurlardı. Ama gerek yoktu polise.