FİNAL

932 105 110
                                    

Şarkı Önerisi:
Müslüm Gürses- Affet 🎶

Ulaş'ın Ağzından:

Zümra yol boyunca benimle konuşmak istememişti. Bende daha fazla ısrar edip onu rahatsız etmek istememiş ve rahat bırakmıştım. Olan olaylar yüzünden kardeşlerimin doğum günlerini unutmuştum resmen. Buraya gelme sebeplerimizden birisi de üçüzlerin pazar günü doğum günü oluşuydu. Annem Yalınlar'ın da geleceğini söyleyince Yalın'dan bir şeyler almasını istemiştim. Üçünün abisi olarak hediye faslında elim boş kalamazdım sonuçta. Şimdi de Yalın'la görüntülü konuşuyorduk. Akşam buraya gelecekleri için Mısra'yla hediye almaya çıkmışlardı.

"Bu nasıl?" deyip bir bebek gösterdi.

"Yaprak pembe sevmez ama." dedim. Yalın'dan düşündüğüne dair bir ses çıkarken telefonu bir anda Mısra aldı ve

"Ulaş geçenlerde seninle olan bir konuşmamız geldi aklıma. Sen Yaprak'ın arabalarla ilgilendiğini söylemiştin. Hatta odasında da bir çok arabası vardı." Kaşlarım merakla çatılırken ne yapacağına baktım. Mısra bu sırada otopark gibi bir şey gösterdi.

"Bak buraya o arabalarını koyabilir. Onda olmayan arabalardan alırız birkaç tane de. Çınar ve Rüzgar'ın hediyeleri de zaten tamam."

"Gerçekten güzelmiş Mısra onu alın siz. Sonra bana biriniz hesap numarasını atsın." dedim. Telefondan yine hışırtılar geldi ve Yalın geldi bu sefer görüntüye.

"Yok sana hesap numarası falan."

"Yalın kendime bir şey almış olsaydım tamam ama kardeşlerime benim almış olmam gerekiyor. Bu yüzden söyleyin bak."

"Oh, okay, you're not going to give up spite. (Ahh tamam, inadını bırakmayacaksın anlaşılan.)" Yalın'ın dediğine gülümsedim. Ve

"Akşam dikkatli gelin. Şimdi kapatıyorum annemlere bakayım. Hazırlıklara yardımcı olayım."

"Okay bro. Öpüyoruz seni." dedi Yalın ve ardından aramayı sonlandırdık. Telefonu komodinin üzerine bırakıp pencereden dışarı baktım. Lapa lapa kar yağıyordu. Dışardan babam ve çocukların sesleri geliyordu. Kar oynuyorlardı anlaşılan o ki. Yerimden kalkıp odadan dışarı çıktım. Annem, anneannem ve Zümra mutfakta akşam için bir şeyler hazırlıyorlardı. Dışardan sipariş verecektik aslında ama kimse buraya getirmeyi kabul etmemişti. Teyzemler almayı teklif ettiğinde ise annem kabul etmemişti. Onlar gelene kadar her şeyin hazır olmasını istiyordu çünkü.

Dedemin nerde olduğuna bakındığımda pencerenin önünde kitap ve kahve keyfi yaptığını gördüm. Ve onun yanına ilerledim. Ayak seslerimi duyunca bakışlarını kitaptan çekip bana baktı. Ardından ise yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.

"Gel oğlum." deyip karşısında ki koltuğu işaret etti. Karşısına oturdum ve ellerimle oynamaya başladım. Dedem de elinde ki kitaba ayracını yerleştirip ortada ki zigon sehpaya koydu. Ve eline kahve finacını aldı. Ardından ise bacak bacak üstüne atıp bana baktı.

"Nerdeydin?"

"Üst katta odadaydım. Çocukların doğum günü aklımdan çıkmışta Yalınlar'dan benim için hediye almalarını istedim."

"Yusuf Abinle giderdin oğlum deseydin ya bana."

"Onlar zaten alışveriş merkezinde dede gitmek istemedim. Yollar zaten pek iyi değil kar yağışı da arttı. Teyzemler nasıl gelecek onu düşünüyorum."

"Telefonla konuştuk bizde sakin sakin gelecekler merak etme bir şey olmaz onlara." Kafamı salladıktan sonra iç çekerek dışarı baktım. Babam Yaprak'ı kucağına almış Rüzgar ve Çınar'dan kaçıyordu. Onlar da babama kar atıyorlardı.

Tehlike Çetesi 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin