TÇ3- 51

950 105 67
                                    

Şarkı Önerisi:
Sezen Aksu- Ben Sende Tutuklu Kaldım 🤍

Eslem'in Ağzından:

''Her şey tamam gibi ya. Eksik var mı sizce?" dedi Esin etrafa bakarken. Şirketlerinin açılışını kısa bir süre sonra gerçekleştireceklerdi. Ve herhangi bir eksik olmadığından emin olmamak için hepimizi çağırmışlardı.

"Çalışacak kişileri buldunuz değil mi?"

"Bulduk Aras abi. Zaten her şeyi ona göre ayarladık. İş başvurularını da kaldırdık çalışan sayısı tamamlandığı için."

"Her şey çok iyi gözüküyor. Dekorlara kadar hatta. Ben herhangi bir eksik göremiyorum." derken bir kez daha etrafa baktım. Gerçekten her şey çok iyi gözüküyordu.

"Eksik yok gibi. Sizin odalarınız da gayet güzel olmuş. Ufak tefek eksikler olabilir sadece onları da zamanla tamamlarsınız ya."

"Öyle yapacağız artık. Sizler de çok sağolun hep destekçimiz oldunuz bu süreçte. Sizler olmasaydınız ne yapardık gerçekten bilmiyoruz." Esim'in dediğine hepimiz gülümsedik. Toprak, Esim'i kolunun altına alırken

"Bugünlerde yan yana olmayacağız da ne zaman olacağız? Ölene kadar bir aradayız. Bizden sonra da çocuklarımı devam eder. Yani inşallah." Nefes'in suratında buruk bir gülümseme belirmişti. Ablam Nefes'in elini sıkı sıkı tuttu.

"Olacak olacak, Toprak'ın da dediği gibi bizden sonra bizim çocuklarımız her daim birbirlerinin arkasında duracak." dedi. Ayaz ellerini çırpıp

"Hadi o zaman hep beraber yemek yeyip kendi aramızda kutlayalım bunu." dedi. Ve nereye gideceğimizi tartışmaya başladık.

Zümra'nın Ağzından:

Yükselirken, havaya bırakılan topu smaç olarak karşı tarafa gönderdim ve nefes nefese yere indim. Ulaş'la olan konuşmanın üzerinden 2 gün geçmişti. Ve Tuana ile ikisini yan yana görmemiştim. Şu an ise beni bekliyorlardı. Çıkışta beraber kitap almaya gidecektik. Bu yüzden üçü de beklemek istemişti. Hoca yanıma gelirken

"Zümra çalıştığını görebiliyorum ve bu yüzden seni tebrik ediyorum. Önce ki ve sonra ki halin arasında ciddi ve farkedilir bir fark var. Aferin kızım böyle devaö et." deyip sırtımı sıvazladı. Ardından ise diğer kızların yanına gitti. Hocanın söyledikleri ile keyfim fazlasıyla yerine gelmişti. Bir sonra ki maçta oynayabilirdim demek ki. Biraz daha çalışma gerekiyordu. Hoca ellerini çırpıp

"Evet kızlar hepiniz çok iyi gidiyorsunuz. Aferin size. Şimdi 10 dakikalık bir mola veriyoruz. Sonrasında ise 25 dakika daha çalışıyoruz ve bitiyor." dedi. Ardından ise odasına doğru ilerledi. Bakışlarımı tribüne çevirdim ve birinin eksik olduğunu farkettim. Kaşlarım çatılırken bunun Ulaş olduğunu gördüm. Mısra'ya bakışlarımla nerde olduğunu sorarken Mısra eliyle telefon işareti yaptı. Aklıma bir düşünce gelmişti bu sırada. Ve etrafa göz attım. Herkes buradaydı. 2 kişi yoktu sadece. Tuana ve Yıldız... Yüzümde bir sırıtış yer alırken saçlarımda ki tokayı çıkardım. Saçlarım omuzlarımdan aşağı düşerken nerede olacaklarını düşünmeye başladım.

Ve tuvaletler aklıma geldi. Boş olan nokta şu an oraydı. Spor salonunun olduğu bina da olmazlardı hemen bulacağımı bildikleri için. Okul binasında olmalılardı. Hızlıca spor salonundan çıkarken okul binasına ilerledim. Ve kızlar tuvaletinin olduğu koridora girdim. Yıldız'ın ayakkabıları gözüme çarparken kendi kendime güldüm. Ve sessiz sessiz yaklaştım. Yıldız'ın yanına tam varmıştım ki bana doğru döndü ve göz göze geldik. Ağzını açmak üzereyken ani bir atakla ağzını kapattım ve duvara yapıştırdım.

Tehlike Çetesi 3 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin