İntikam

• 13 •

E D A

Ondan nefret ediyordum, evet. Birden hayatımıza girdi ve .. of.

Serkan'la o konuşmadan sonra sadece çalıştım. Böyle kendimi baya baya işe verdim.

Ama sürekli onu etrafta görüyordum. Bu adam beni sinir ediyordu.

Öğlen molası gelmişti ve telefonum çaldı. Arayan Melo'ydu.

E: efendim Melo?

M: beraber yemeğe gidelim mı?

E: oh valla çok iyi olur. Konum at, hemen geliyorum.

Zaten burdan uzaklaşmak bana iyi gelecek.

15 dakika sonra, Melo ile bir restoranta buluştuk. Deniz manzaralıydı. Yemek sıparışı verdik ve konuşmaya başladık.

M: hadı anlat.

E: neyi anlatayım?

M: neye sinirlesin. Onu anlat mesela.

E: sinirli falan değilim ben Melo.

M: valla gözlerinde görüyorum o yüzden anlat hadı. Ne oldu yine? Deniz mı?

E: yok ya ne Denizi. Öyle bir şey değil.

M: ne oldu o zaman? Neye sinirlendin bu kadar sen?

E: Serkan Bolat'a.

M: Serkan Bolat mı? Ne oldu yine?

E: adam benim apartmanıma taşınıyor!!

M: ne?! Nasıl?!

E: işte babam ona kıraya vermiş, öyle.

M: peki baban sana sormadı mı?

Sordu. Sorun kıraya vermesi değildi ki. Yada satması. Soru kıraya verdiği kişi.

E: sordu. Ne yapayım apartmanla sordu bana bende istersen sat istersen kıraya ver dedim umrumda değil.

M: e sorun ne ozaman?

E: o adama kıraya vereceğını söylemedi ama!!

M: neyi fark eder ki? Neye bozuldun sen bu kadar?

E: ya Melo. Başka yer mı yoktu ona gidip orayı kıraladı!! Güvenmiyorum ben bu adama!!

M: valla kızım hiç kusura bakma ama ben o adamı o akşam tanıdım. Gayette beyefendi birisine benziyor. Hem İzmir'den yeni taşındı buraya. Belli ki baban yardımcı olmak istedi sadece.

E: yahu iş verdi, ev verdi. Bu neyin yardımı??

M: bedavaya vermedi apartmanı. Her ay ödüyor Serkan. Sadece yardımcı oldu daha çabuk kendine bir apartman bulsun diye.

E: Melo-

M: hem şuan başka biri de orda oturuyor olabilirdi aynı kıraya. Niye sorun sadece bunun Serkan olması?

Gözlerimi sinirle kapattım. Of Melo of.

E: ben güvenmiyorum ona!!

Melo masa üstünde benim elimi tuttu.

M: canım, sen şuan hiç bir erkeğe güvenemiyorsun ki. Biliyorum, anlıyorum.

E: y-yok Melo, gerçekten yanı tuhaf bir şey var onda. Ya içimde bir his diyor ki göründüğü gibi biri değil.

M: bana olduğu gibi biri göründü. Geçmişi var elbette onu buraya sürükleyen. Ama kötü birine gerçekten benzemiyor. Hem içindeki his Deniz hakkında iyi şeyler dedi de noldu.. fazla düşünme.