• 31 •

1.2K 142 66
                                    

S E R K A N

Kahveleri almıştım ve masaya geçtim. Eda'yı bekledim ama yoktu. Nerde kaldı ki şimdi?

Kahveleri birakıp, onu aramak için hastaneye döndüm.  Hastaneye girer girmez, Eda'yı Deniz'le konuşurken duydum. Bu herifin burda ne işi var şimdi ya?

Biraz yaklaşıp konuşmalarını gizlice dinledim.

E: hayır. Çok yanılıyorsun. Evet, Serkan için çok özel bir şey hissediyorum. Sana karşı asla hissetmediğim bir şey.. birde sana o kadar aşıktım değil mı..

Eda şuan ne diyordu? Bana karşı özel bir şey mı hissediyor?
Kalbim daha hızlı çarpmaya başlamış ve nefesim kesildi. Dinlemeye devam ettim.

D: biliyor musun? Sana inanmıyorum.

E: bana inanıp inanmaman umrumda bile değil. Gerçek bu. Eğer şuan onun sevgisini kabul etmiyorsam, sırf korktuğum içindir. Çünkü senin sayende, Deniz, erkeklere olan tüm güvenimi kaybettim. Ama her şeye rağmen.. bil ki, ben Serkana aşığım. Seviyorum ben Serkanı.

S: bir kez daha söyler mısın, nolur.

Duyduklarıma inanamıyordum. Serkana aşığım mı dedi? Seviyorum mu dedi? Eda beni seviyor muydu gerçekten? Yalan da olsa, yine duymam lazımdı bu cümleyi.

Eda benim sesimi duyunca bana döndü. Deniz de bana baktı.
Bir adım atım onlara karşı.

S: lütfen, az önce dediğin şeyi tekrarlar mısın?

E: ne duyduysan o işte..

S: tekrar eder mısın.. lütfen.

Eda benim gözlerime baktı.. bir kaç saniye durdu sonra konuştum.

E: seni seviyorum, Serkan Bolat.

Gülümsedim. Gururla kendi kendime gülümsedim. Eda beni seviyor..

Deniz çaresizce bize bakıyordu ama kimse onu aldırmıyordu bile. Eda ve ben.. kendi dünyamızda kaybolmuştuk sanki..

Ta ki Deniz konuşana kadar.

D: yalan söylüyorsun sen-

S: eğer azıcık gururun varsa çekip gidersin. Senin ona hissetiklerini o sana hissetmiyor.

Deniz, dönüp Eda'ya baktı. Eda da konuştu.

E: ikinci kat. Odanın numarası 205. Hemşire sana gösterir.

Deniz hiç bir şey demeden gitti, bende Eda'ya yaklaştım.

S: kahveler soğudu sanırım orda.

E: gider yenisini alırız. Değil mı?

S: gidelim.

E D A

Serkan, her şey duymuştu. Ve ben o sözleri söylerken sanki rahatladım ya. Uzun zaman içimde tutmuştum.

Serkan'la dışarı çıktık, ve o iki kahve almaya gitti. Bende bir masa bulup oturmuştum. Saate baktım. Daha vaktim var. Sonra gidip babamı görmem lazım.

Serkan iki kahvayi masada bırakıp karşımda oturdu. Gözleri parlıyordu sanki bana bakarken.
O itirafımdan sonra bana böyle bakıyor..

Kahvemden bir yudum içtim. Kimse bir şey demiyordu, ay çok tuhaf oldu böyle.
Sonra ikimizde aynı anda konuştuk.

S: Eda.

E: Serkan.

Ve ikimizde güldük.

E: sen söyle hadi.

İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin