Sandra biten görüşmeleri ile rahatlarken odasına geçti ve soyunarak banyosuna ilerledi ,sıcak bir duş aldıktan sonra rahat bir pijama takımı giyinip. üstüne bir hırka alarak salık ve ıslak saçlarıyla dışarı çıktı. yavaş adımlarla yemek alanına gelip sandalyesine oturdu, annesi Sandrayı bu kılıkta görünce kaşlarını çatıp laf atacakken, Sandra keskin bir gülümsemeyle annesine baktı ve lafını kesip "nasılsınız leydi Karen" annesi bozulurken "iyiyim Sandra". Sandra kaşlarını çatıp dikleşerek "karşınızdakinin kraliçe olduğunu unuttunuz herhalde leydim" annesi de dikleşerek "bir kraliçe asla böyle giyinmez leydi Sandra". Sandra kahkaha atarak "bir kraliçenin nasıl giyinip giyinmesine siz mi karışacaksınız . oysaki leydi ünvanınız bile merhum eşinizin, lakabından kalma. sizin hiç bir vasfınız yokken böyle bir şey demeniz ne kadarda gülünç " Karen daha çok bozulurken kardeşi Helen arada kalmışa benziyordu karen "merhum dediğin senin baban " diyerek çıkıştığında Sandranın askeri içeri girip "kraliçem bir sorun mu var" diyerek Sandraya döndüğünde; Sandra annesine bakarak "hayır sadece leydi Karen bu aralar hazırladığı konuşma yüzünden çok yorulmuşa benziyor. Bu yüzden onu odasına kadar geçir, bu akşam odasında yemeğini yesin " asker kafasını sallayıp "emredersiniz Kraliçem " diyerek leydiye yöneldiğinde leydi Karen Sandranın dedikleriyle afallarken "ben burada yiyeceğim, yorgun falan da değilim" diyerek çıkıştı. asker Karenın koluna girerek "lütfen zorluk çıkartmayın leydim" Karen askere bakıp" nasıl olurda bana karşı çıkarsın ben kral Robertin eşi Karen'im " asker Karene bakıp "üzgünüm leydim ama sizin devriniz biteli baya oluyor, şimdi zorluk çıkartmadan odanıza geçelim "Karen Sandraya bakıp , hiç bir şey diyemeyeceğini dese de pek bir işe yaramayacağını fark ederek. onu yönlendiren askere kendisini bırakıp, odadan çıkartmasına izin verdi. Helen ayağa kalkıp "izninizle kraliçem bende odamda yemeğimi yiyeceğim ". Sandra kaşlarını çatıp "YERİNE OTUR HELEN benimle yiyeceksin " Helen ablasının otoriter çıkan sesiyle yerine oturdu. Sandra derin bir nefes alıp Helene baktı "annemize hala bu kadar bağlı kalmamanı öneririm Helen. özellikle zor gününde yanında olan biri olarak bunu söylüyorsam " . Helen dikleşerek "ne ima ediyorsun abla" Sandra yemeğine dönerek konuyu değiştirmek amacıyla "Josephle ilişkiniz nasıl gidiyor " diye sordu Helen değişen konuyla afallasa da ablasının sorusunu cevapladı "güzel gidiyor abla " Sandra bu konuda biraz daha sohbet ettikten sonra aklına gelenle kardeşine döndü "sahi Helen annemden doğum belgeni alsana, babamın çalışma odasına asalım, benimki de orada asılı . babamın odasında manidar olsun diye asmıştım". Helen kafasını sallayıp "tamam abla yarın isterim " Sandra, Helenin elini tutup " annemle aramda ne olursa olsun . senin her zaman yanındayım küçük kardeşim, hem de her zaman. ufacık bir sorunun olsa bile bana gelmekten çekinme lütfen. Annemle ilişkim bizi etkilemesin." Helen burukça gülümseyerek "teşekkürler abla" dedi , ablasını çok seviyordu ama annesini de seviyordu, ikisi arasında kalmak hiç istemese de bu gidişle hep kalacaktı, yine de küçükken ona sahip çıkan ablasına karşı kendisini daha yakın hissediyordu. Bu yüzden ablasının sözünü dinlemeye kara verdi ve gülümseyerek ablasına baktı. Sandra kardeşiyle geçen keyifli bir sohbetten sonra odasına geçip yatağına uzandı, annesinden kurtulacağına çok seviniyordu .
Sabahın ışıklarıyla Sandra uyanıp güzelce esnedi ardından terzisine özel diktirdiği bol paça pantolonunu giyip üstüne de güzel bir bluz giymişti. elbiseler artık ağır gelmeye başlamıştı. yenilik getirmesi gerekiyordu ve oda getirecekti, giydiği pantolon açık mavi iken üstüne giydiği bluz beyaz renkti , saçlarını bol bir at kuyruğu yapıp önündeki küçük saçlarını serbest bıraktı. hazırdı ...
Sandra odadan çıkıp çalışma odasına geçti ve bu senedeki ekonomi işleriyle ilgili belgeleri okurken , liman ticaretinde artış olduğunu gördü. Bu güzel bir şeydi, kapısı çalındığında Sandra dikleşerek kapıya baktı, içeri general reverans yaparak girmiş "kraliçem izniniz varsa size son gelişmeleri aktarmak isterim" Sandra gülümseyerek belgeleri masanın üstüne koymuş ve " seni dinliyorum general" general başını hafif eğerek anlatmaya başladı "çarşıda bize ihanet eden adamlarınızın işini gördüm efendim. Onların yerine yeni adamlar atadım " Sandra kaşlarını kaldırarak "bu adamlarında fos çıkmaz umarım general" general Sandraya bakıp "çıkmaması için elimden gelenin en iyisini yapacağım kraliçem" Sandra gülümseyerek başını salladı "başka bir şey yoksa çıkabilirsin " general kafasını sallayıp odadan çıkacakken içeri Sarah girip reverans yaptı Sandra Saraha bakıp "evet Sarah seni dinliyorum" Sarah kraliçeye bakıp "kraliçem annenizin konuşmayı erkene çektiğinin haberini vermeye geldim " Sandra kahkaha atarak arkasına yaslandı demek ki annesi dün gece ki olaya baya kafaya takmıştı bu Sandranın işine gelirdi. Sandra, Saraha bakıp "Güney Elçisine yeni tarihi haber et değişti diye , Silverya krallığına da mektup çek o gün gelsinler " Sarah kafasını sallayıp "emredersiniz kraliçem ama bir maruzatım daha var" Sandra, Saraha bakıp kaşlarını çattı. "Evet!"
"Dün getirdiğiniz kızın eğitimi için görüşmeniz gereken, hocalar var" Sandra kaşlarını çattı "her türlü eğitimi görecek. illa görüşmem gerekmiyor! onlara emir verdim, yerine getirsinler. öncelikli dersleri; ata binmek ve zerafet dersleri olacak anlaşıldı mı?" Sarah kafasını eğip "emredersiniz kraliçem" Sandra; "sahi Sarah erkene çekilen tarih ne zaman?" Sarah kraliçeye bakıp "yarın kraliçem " Sandra düşünceli bir şekilde kafasını sallayıp, nezaketen teşekkür etti. Sarahta başıyla reveransını yapıp izin isteyerek odadan çıktı. Sandra belgelerle işi bitince ayağa kalkıp odasından çıkarak yemek alanına ilerledi, ardından kahvaltı içi masaya oturdu. Sandrayla birlikte kardeşide oturduğunda Helen, Sandraya bakıp "abla Joseph akşam yemeğinde bize eşlik edebilir mi?" Sandra gülümsemiş ve "tabi ki edebilir buda laf mı, sahi Helen sana dün akşam dediğim şeyi yaptın mı?" Helen ablasına bakıp "belge işini anneme söyledim ama bulamıyor, sen bulabilir misin abla?" Sandra hafif bir tebessümle "bulmaya çalışırım ablacım. Ama annemizin bu sorumsuzluğu hiç hoş değil , nasıl olurda kızının doğum belgesini kaybeder anlam veremiyorum." Helen düşünceli bir şekilde "bende anlam veremiyorum abla" Sandra kardeşini biraz teselli edip ayağa kalktı ve çalışma odasına giderken, doktor Oxalsi çağırması için Marka emir verdi. ardından odasına geçip doktoru beklemeye başladı. Doktor yarım saat içinde geldiğinde revrans yapıp "özür dilerim kraliçem , ameliyattaydım erken gelemedim" Sandra kafasını olumsuz anlamda sallayıp "önemli değil doktor sizi bu şekilde çağırmamın bir nedeni var aslında " . Doktor dikleşerek Sandaraya bakmış ve "yardım edebileceğim bir şey ise, hemen edebilirim kraliçem ". Sandra gülümseyerek "kardeşimin doğum belgesini sizden alacaktım " doktor düşünceli bir şekilde "ben onu sanki annenize vermiştim kraliçem ". "evet doktor ama bir aksilik olmuş, belge kayıp. Bu yüzden sisteminizdeki kopyayı bana vermenizi isteyecektim. Elime bu akşam ulaşması gerekiyor, bulursanız sevinirim." Doktor "tabi ki kraliçem hemen bulup göndereceğim " Sandra gülümseyerek teşekkür etti .
Sandra akşam yemeği için çalışanlarına, misafiri olacağı haberini verip. akşam yemeği gelene kadar belgelerini düzenlemeye başladı , akşam yemeği vakti geldiğinde ayağa kalkıp yavaşça odasından çıkarak. yemek alanına ilerlemeye başladı, o sırada içeri ;Josephle kardeşi girdiğinde Sandra, Josephe gülümseyerek hafif bir reverans yaptı . Josphte Sandraya karşılık verip karşısında durduğunda. Sandra gülümseyerek "hoş geldin Joseph , nasılsın " Joseph gülümseyerek "iyiyim Sandra, sen nasılsın " Sandra gülümseyip "bende iyiyim, acıkmış olmalısın hadi oturalım" diyerek masayı işaret ettiğinde. Joseph elini Helenin beline atıp, birlikte ilerleyerek masaya oturduklarında Sandra tebessüm etti. kardeşi ile Joseph çok yakışıyorlardı, annesi sonradan masaya katılmış ve dün akşam hiç bir şey olmamış gibi masada sohbet etmeye başlamışlardı. yemekten sonra Sandra Josephin yanında biraz daha kaldıktan sonra Helenle Josephi yanlız bırakmak adına odasına çekilirken. Mark onu yolun yarısında durdurup "kraliçem bunu doktor Oxals gönderdi önemli imiş ve kraliçem arzuladığınız her şey hazır". Sandra elindeki zarfı alıp gülümseyerek teşekkür etti. Ardından odasına girip yavaşça yatağına oturdu. Zarfı hızla açıp okumaya başladı, kağıtta tahmin ettiği şeyler yazıyordu. şimdi bunu sabah kardeşine okuması gerekecekti. sonrasında zaten annesinin konuşması olacaktı. Her şey istediği gibi gidiyordu bu yüzden mutluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZLER
Historical FictionGüçlü bir krallığın ilk kızı olup piyon olmak zordu, özellikle sevilmeyen ve genelde yem olarak kullanılıp ilk yenilen piyon olmak. Hayatım bir satranç oyunu gibiydi. Bazen şah mat olurken, bazen şah mat yapıyordum. Ne kadar fazla zafer kazanırsam...