Sandra ,Jasperın gidişinden sonra odasına geçti ve kapsını kilitleyerek banyosuna geçerek kendisini direk duşa soktu. uzun ve keyifli bir duşun ardından giyinerek yemek alanına geçti. Helende sofraya gelince, Sandra yemeğe başlamıştı. yemekten sonra çalışma odasına geçip yaptığı antlaşmayı arşivleyip kendi ülkesinin bölge sınırlarına bakmaya başladı. Aldığı bölge onun çok işine yarayacaktı, orada ki ticaret ve güvenlik hakkında bilgi almalıydı. saate baktı ve geç olmadığını fark edip generali çağırttı. On dakika sonra general izin isteyerek geldiğinde Sandra generale bakıp "Silverya krallığından aldığım toprağı incele, halkına bak ve neler eksik neler yanlış bana aktar. Yarın bu işi hallet " general dikleşerek "emredersiniz kraliçem" Sandra generali kafasıyla onaylayıp. generalin çıkmasını bekledi ardından da ayağa kalkarak yatağına geçti. yatıp dinlense iyi olacaktı, neticesinde bugün çok ağlamıştı bu yüzden de bitap düşmüştü.
Sandra sabahın ışıklarıyla dikleşerek etrafı süzdü ve gülümseyerek artık ona engel olacak insanların olmadığı düşüncesiyle güne keyifli başladığını hissetti. ardından yataktan çıkıp giyinmeye başladı. odasından çıkıp kahvaltı için ilerlerken Sarahın onu durdurup reverans yapmasıyla kaşlarını çattı "sorun ne Sarah sabah sabah" Sarahın yüzü epey solgundu bu yüzden tedirgin olan Sandra, Sarahın cevabını bekliyordu "kraliçem size sabah sabah kötü haber vermek istemezdim ama ..." "aması ne Sarah anlat artık" Sarah dikleşip "eski Jacartus kraliçesi az önce doğum yaptı ama aniden durumu kötüleşti. doğumdayken çok kan kaybetti bu yüzden de onu kaybettik" Sandra afallamıştı hem de fazlasıyla, oysaki eski kraliçeye çok iyi bakmışlardı. o kadar da güzel bir gün değilmiş diye iç geçirdi. Aklına gelen bebekle, bebeğin durumunu sordu Sarah" bebek çok iyi kraliçem sadece süt anne bulmalıyız" Sandra kafasını sallayarak "bana Sabrinayı çağır. gerisini ben hallederim" Sarah" emredersiniz kraliçem" diyerek Sandranın yanından ayrıldığında, Sandra hala aldığı ölüm haberini sindiremeyerek yemek alanına yöneldi kardeşi çoktan oturmuş ablasını bekliyordu. Sandra oturduğunda Helen ablasının durgunluğunu fark edip "bir sorun mu var abla" Sandra kardeşine bakıp gülümseyerek " yok bir şey ablacım. sadece bugün yapacak çok işim olduğu aklıma geldi" Helen anladım der gibi başını salladığında Sandra tekrar söz alıp "bugün müstakbel kayınvalideni davet edelim, artık bir düğün günü belirlemeliyiz diye düşünüyorum. herkes gibi senin de mutlu olmaya hakkın var" Helen heyecanla dikleşirken "çok erken değil mi ama abla " Sandra kaşlarını çatıp "Joseph de, sende birbirini seviyorsunuz buda tam zamanı demek. eminim Josephle ,kontes Rozalinde bu fikri beğenecektir " Helen gülümseyerek "sen nasıl istersen ablacım" dediğinde Sandra gülümsedi. en azından bu gün güzel olduğunu, tekrar hatırlatmaya çalışıyordu kendine. kahvaltıdan sonra odasına geçen Sandra, kapısının çalmasıyla gir komutunu verdi .İçeri Sabrina reverans yaparak girdiğinde, Sandra ayağa kalkıp Sabrinayı süzdü. Dersler işe yaramışa benziyordu, Sabrina tam bir leydi olup güzelliğine güzel katmış görünüyordu. Sandra gülümseyerek "dersler baya işe yaramış çok güzel bir leydi olmuşsun." Sabrina utanmaya başlayarak "teşekkürler kraliçem sizin sayenizde çok sağolun" Sandra gülümseyerek Sabrinanın elini tuttu "çok güzel bir nedimem var artık" Sabrina utangaç bir şekilde başını önüne eğdiğinde Sandra daha çok gülümsedi ardından lafa girip ciddileşerek "şimdi asıl konuya geçelim " Sabrina da dikleşerek Sandraya baktığında Sandra devam etti "bana süt anne bulmalısın. acil olarak " Sabrina kafasını sallayıp "emredersin kraliçem hemen bulmak için harekete geçeceğim" Sandra gülümseyerek "bu akşama kadar bulman lazım daha geç olamaz." Sabrina başını sallayıp "hemen" diyerek reveransını yapıp odadan ayrıldı. Sandra Sabrinanın gidişinden sonra biraz oturup aklına gelen Jasperla gülümsedi acaba şuan ne yapıyordu?
kral Jasper sabah gün ışığıyla uyanıp, kısa bir duşun ardından güzelce giyinerek odasından çıkmış ve ilerlemeye başlamıştı. bahçeden gelen cariyeler kralı görmesiyle kendilerine çeki düzen verip hafif cilveyle kralın gözüne girmeye çalışıyorlardı ama kral onları görmezden gelip yanlarından öylece geçtiğinde cariyeler hüsranla kralın arkasından baktılar. ama pes etmeyeceklerdi kralın eşi olmak için her şeyi yaparlardı, kral kahvaltı masasına oturduğunda aklına gelen Sandrayla gülümsedi, cariyelerin eğitiminden sorumlu olan Rosa cariyeleri azarlayarak "burada ne yapıyorsunuz krala saygısızlık mı? Dağılın hemen! Hadi herkes işine "
Sandra, gelen haberle Dikeleşerek bahçeye ilerlemeye başladı. Rozalini gördüğünde gülümseyerek yanına gitti ve hafif reveransla selam verdi. Rozalinde Sandra gibi hafif bir reverans yaptığında, Sandra Rozaline bakıp " geldiğin için sağol Rozaline, nasılsın? " Rozaline gülümseyerek Sandrayla birlikte koltuğa oturup "iyiyim Sandra sen nasılsın?" Sandra hafif bir tebessümle "iyi olmaya çalışıyorum. Annemin yokluğuna hala atlatamadım." Rozaline buruk bir tebessümle" annenin yokluğunu atlatamazsın Sandra, sadece alışırsın . Her şey iyi olacak sadece zaman vermelisin kendine " Sandra tebessüm edip, Rozalinin elini hafifçe tutup "teşekkürler Rozaline zor günümde her zaman ki gibi yanımda olduğun için, bu yüzden kardeşim adına çok mutluyum, senin gibi bir kayınvalidesi olacak" Rozaline gülümseyerek "teşekkürler Sandra bende çok mutluyum, Helen gibi bir gelin istiyordum hep" Sandra tebessüm edip "bende bu konu hakkında seninle görüşmek istiyorum -derin bir nefes alıp - ben, nasıl zor zaman geçiriyorsam Helen de geçiriyor. Ama ona sahip çıkan, yanında olan, onu seven bir erkeği bulduğu için çok mutluyum. Bu mutluluğu devam etsin istiyorum bu yüzden bu ilişkiyi artık resmi bir ad verelim." rozaline gülümseyerek "aslında bende onu istiyorum josephe kız baktığımı sende biliyordun, helen gibi güzel ve alımlı bir kızımızı bulduğu için kaçırmak istemem " sandra gülümseyerek "o zaman bu ciddi ilişki için bir gün belirleyelim ne dersin" rozaline kafasını sallayıp "hangi günü düşünüyorsunuz " Sandra biraz düşündü ve " şuana kadar bir gün belirlemedik Helenle, ilk önce sizinle konuşmak istedim ama erken tarihte olursa sevinirim. Bu yıl hep mutsuz geçiyorken en azından bu yıla dair mutlu bir anımız olsun isterim." Rozaline kafasını sallayarak "Mayıs ayının sonlarındayız haziranın ortası nasıl olur" Sandra kafasını sallayarak "çok güzel olur, umarım Josephte kabul eder," Rozaline gülümseyerek "aslında o da geçen akşam bana bu konuyu açmıştı, bir sorun olacağını pek sanmıyorum " Sandra gülümseyerek "o zaman bunu kutlamalıyız diyerek çalışanlarından pasta ve şarap getirmelerini rica etti, ardından aralarına Helen de katıldığında Rozaline direk Helene sarılıp çok mutlu olduğundan bahsediyordu. Sandra kardeşinin mutlu olacağını bildiği için oda mutlu oluyordu. Rozaline öğleden sonra evine geçerken Sandra ile Helen onu geçirmişlerdi. Helen çok heyecanlıydı düğünü çok yakın tarihte olacaktı ve hiç bir şey hazırlamamıştı Sandra kardeşinin bu tatlı heyecanına karşı gülümseyip "merak etme Helen bunu halledebiliriz " Helen ablasına bakıp sıkıca sarıldı "teşekkürler abla her zaman ve her daim yanımda olduğun için, çok ama çok teşekkür ederim" Sandra gülümseyip "bende teşekkür ederim Helen, benim kardeşim olduğun için " Sandra Helenle biraz daha vakit geçirdikten sonra yanına gelen Sabrinayla odasına geçti, Sabrina Sandraya bakarak "kraliçem süt anne buldum, genç ve sadık biri " Sandra gülümseyerek "pekala, ona yeni doğan genç üyemize bakmasını söyle, onun sorumluluğu sende bir sorun çıksın istemiyorum" Sabrina kafasını sallayarak "merak etmeyin kraliçem hiç bir sorun çıkmayacak" Sandra kafasını sallayıp "pekala o zaman sen bebekle süt anneyi tanıştır bakalım" Sabrina hemen kraliçem diyerek odadan çıktığında. Sandra arkasına yaslandı. general hala gelmemişti, haber topluyor olmalıydı yine de Sandrayı bilgilendirmediği için sert bir konuşma yapması gerekecekti . yarın onu suale çekmesini kafasına not alıp kendini koltuğa bıraktı . Her şey iyi gidiyor gibiydi ve bozulsun istemiyordu.
Sandra sabah erkenden kalkıp generali sordu. General gece geç saatte geldiği için sandrayı rahatsız etmek istememişti bu yüzden sabahı beklemiş ve ele geçirilen bölgenin güvenliği hakkında bilgileri sandraya anlatmaya başlamıştı. bölgenin ekonomik gelirleri yüksekti krallık için bir cennet olacağından bahsediyordu Sandra gülümseyerek generali dinledi ve mutlu haberler verdiği için generali azarlama konusundan vazgeçmişti. Neticesinde güzel haberlerle gelmişti bu demek olmuyordu ki imasını yapmayacaktı yinede haber vermesi gerekiyordu ve vermemişti. Bu yüzden generali yine de sıkıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZLER
Ficção HistóricaGüçlü bir krallığın ilk kızı olup piyon olmak zordu, özellikle sevilmeyen ve genelde yem olarak kullanılıp ilk yenilen piyon olmak. Hayatım bir satranç oyunu gibiydi. Bazen şah mat olurken, bazen şah mat yapıyordum. Ne kadar fazla zafer kazanırsam...