Sandra generalle beraber dışarı çıktı ve taç giyme töreni için hazırlıkları sordu .
İki Gün Sonra
Sandra özel diktirdiği, kreme çalan beyaz, üstünde altın işlemeler olan ve arkasından kürk bir pelerin sarkan göğüs kısmında papatyaları anımsatan bir işlemesiyle dikkat çeken bir elbise giymişti. kırmızı uzun saçlarını güzel bir şekilde hafif bol bir topuz yaptı ,tabiki takacağı taça göre yapılmıştı.
Sarah leydiye bakıp saçındaki son düzenlemeleri yapıp, makyajı için eline pudra aldı . yüzüne uygulanan hafif makyajla, Sarah leydiye bakıp " hazırsınız leydim" dedi. Sandra aynadan kendisine baktı. bu töreni uzun zamandır bekliyordu ve işte şimdi gerçekleşiyordu. kapı çalınıp içeri Lucas girdiğinde üstündeki takımı düzeltip reverans yapıp kraliçem demesiyle Sandra kahkaha attı. Lucas sandrayı gerçekten mutlu ediyordu. Sarah anne edasıyla lucasın yanına gidip üstünü düzeltti ve öğütler vermeye başladı. Sarah lucasa bakıp "leydinin yanında dik bir şekilde yürüyeceksin ve gözünü dört açacaksın. herşeye karşı... anladın mı tatlım?" Lucas saraha bakıp "tabiki, kraliçemi korumak için herşeyi yaparım " dediğinde Sandra gülümsedi ve lucasa sarılıp "teşekkür ederim minik şovalyem"dedi. lucasta sandraya sarıldığında Sarah gururla gülümsedi. Sandra lucastan ayrılıp saraha döndü ve "seninle gurur duyuyorum Sarah, lucası çok güzel yönlendiriyorsun" Sarah burukça gülümsediğinde, Sandra saraha sarıldı ve " artık şimdi hazırım " diyerek sarahtan ayrılıp kapıdan dışarı çıktı. kapının önündeki askerler eşliğinde sarayın girişine gitti. yüksek olan kısımda bulunan düzenlenmiş alana çıktığında, önünde duran halkı sandraya karşı tezahürat yapmaya başlamıştı. Sandra gururla halkına baktı . annesi, kontes jeslin ve kontes rozalinin arasında durup zorla gülümsemeye çalışıyor gibiydi. kardeşi Helen , çok güzel olmuş dük josephin yanında duruyordu. sandranın yanına gelen papayla sandra hafif bir reverans yapıp, ona gülümseyen Marcele (Papa'nın adı Marcel) baktı. Marcelin yanına gelen mark elindeki kırmızı kadife kenarlarından altın renginde püsküller sarkan yastığın üzerindeki tacı getirdi. Sandra taca bakıp gülümsedi. Marcel tacın geldiğini gördüğünde halka döndü ve "bu anı uzun zamandır bekliyorduk. lord Robertin ölümü bizi çok derinden üzsede, artık genç bir kraliçenin tahta geçme vakti gelmişti " Marcel sandraya dönüp sandranın ellerini tuttu ve "artık krallık senin ellerinde , sana güveniyoruz kraliçem" Sandra en içten gülümsemesiyle Marcele baktı. "teşekkürler efendim " dediğinde Marcel marka dönüp yanına gelmesini istedi . Ardından tacı yavaş bir şekilde eline aldı. bu taç sandranın babannesi ofelianın taktığı taçtı, babannesi vasiyetinde bu taç sandranındır dediği için annesi bu tacı takamamış bu yüzden başka taç takmak zorunda kalmıştı taç altın renginde olup şekli tam bir yuvarlak geliyordu. elmaslar büyüklü küçüklü sıralanmış ve çok dikkat çekici duruyordu . Sandra burukça gülümseyip Marcelin önünde diz çöktü, Marcel halka dönerek "yeni kraliçemiz sandrayı kutsuyorum , uzun sağlıklı ve bereketli bir kraliçe olsun"diyerek tacı taktı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZLER
Historical FictionGüçlü bir krallığın ilk kızı olup piyon olmak zordu, özellikle sevilmeyen ve genelde yem olarak kullanılıp ilk yenilen piyon olmak. Hayatım bir satranç oyunu gibiydi. Bazen şah mat olurken, bazen şah mat yapıyordum. Ne kadar fazla zafer kazanırsam...