19.BÖLÜM ( JASPER ADRİEN)

68 11 1
                                    

sandra lord jasperı uğurladıktan sonra babasıyla karşılaşmamak adına hızla odasına geçip mektup yazmaya başladı ve mektubunuda hızla bitirip markı çağırarak mektubu ona verip jacartus krallığına biran önce ulaştırmasını tembihleyip sandalyesine yaslandı. planları aynı doğrultuda ve hızla işlerken, mutlu olmamak elinde değildi. sandalyesinden kalkıp odasından çıktı ve leydi rozalini görmek için annesinin yanına ilerledi. leydi rozalin sandrayı görür görmez ayağa kalkıp karşılarken. sandra da en içten gülümsemesiyle leydiye baktı. leydi rozaline sandraya  bakarak ' toplantıda olduğunuzu öğrendim leydim, nasıl geçti acaba' sandra gülümsedi ve 'güzel geçti leydim. ' leydi rozaline  sandranın elini tutup çıkan güneyin kralı mıydı?' sandra kafasını sallayıp ' evet leydim bir sorun mu var ?'  leydi rozaline kafasını hayır mahiyetinde sallayıp ' hayır leydim , sadece yakışıklı ve genç bir kralmış sizde genç ve çok güzel bir leydisiniz ' dediğinde sandra utangaç bir tavırla gülümseyip ' düşünceleriniz için teşekkür ederim leydim ' rozaline sandraya gülümseyip kraliçeye dödü ve' ben artık gitsem iyi olacak, izninizle ' dediğinde kraliçe 'izin sizindir ben sizi uğurlayayım' demiş ve peşinden gitmişti. sandra leydi rozaline el sallayıp onu uzaktan uğurladı.

O sırada lord Jasper Adrien. arabasıyla jacartus krallığına gidiyordu, savaşa katılmayı düşünmesede, leydi sandrayla yan yana olma düşüncesi hiç fena gelmemişti veya karşı karşıya gelme... 
kralın krallığında ki gizli ajan demek ki leydinin adamıydı, belmond krallığından olduğunu biliyordu ama kralın böyle bir şeye kalkışacağını sanmıyordu ve düşündüğü gibi de kral değildi. leydinin adamı olması kralı mutlu etti. kral gülümsedi ve o adamı yanında daha fazla tutması gerektiğini aklına not etti . neticesinde leydi hakkında daha fazla bilgi edinebilirdi. kral sandranın tekrar giydiği o cüretkar kırmızı elbisesiyle gördüğündeki ifadesini düşündü. nutku tutulmuştu. onu baloda gördüğünde de etkilenmişti, ama şimdi yüzü daha netti ve kral bakmaya bile cüret edemez olmuştu. ara ara bakıp, beynine gördüklerini kaydetmişti. Leydinin yüz hatları çok sevimliydi. Kırmızı uzun saçları hafif dalgalıydı ve yüzünde de hafif çiller vardı, kahverengi gözleriyle çok sevimliydi, kral ilk defa güzel bir kız yerine sevimli bir kızdan etkilenmişti. etkilendiği kız sadece sevimli olmakla kalmıyor, zekasıyla diğer kızları da alt ediyordu, kral arkasına yaslanıp gözlerini yumdu. bir kraliçe adayının bu kadar cesur bir şekilde düşmanının balosuna katılıp,  düşmanıyla dans etmek mi? kral gülümsedi, bu kız gerçekten kralı etkiliyordu , her hareketinin bir anlamı vardı. araba durduğunda kral dikleşerek açılan kapısından aşağı indi. jacartus kralı ve karnı burnunda olan eşiyle onu karşılayınca, kral daha bir dikleşti, kral lordun yanına gidip çok hafif bir reverans yaptı. jacartus kralı ise hızla reverans yapıp 'buraya gelme şerefini neye borçluyuz lordum' diye sordu. kral soğuk bir şekilde 'bunu odanızda konuşsak iyi olacak lordum' . lord Alexander biraz bozulsa da kendisini toparlayıp, lütfen diyerek çalışma odasına yöneltti. lordun eşi yanlarından ayrıldığında lord ' kusura bakmayın lordum, oğlumun işi çıktığı için sizi karşılayamadı ama size selamını iletmemi söyledi' kral kafasını sallayıp  lordun dediklerini geçiştirdi. lord kapıyı açıp, kralın geçmesi için öncelik verdi. kral içeri girip kendisini koltuğa yavaşça bırakıp Alexandera döndü 'evet  Alexander belmond krallığı ile savaşınız için buradayım' lord Alexander savaş konusuyla afallarken,  'niçin bu savaş için buradasınız ki lordum , bu savaş siz etkilemiyor diye biliyorum.' Jasper kaşlarını çatıp 'kuzeyde olan herşey beni etkiliyor lord. Neyse ki konumuz bu değil, savaşta size yardım etmek istiyorum' lord duydukları karşısında oldukça şaşırırken . leydi sandranın böyle bir şeyi izin vermeyeceğini biliyordu, ama nasıl olurda engelleyemediğini düşündü. o sırada çalan kapıyla lord kapıya dönerek, gel dedi. Kapı yavaşça açılıp içeri bir hizmetkar reverans yapıp girmiş ve 'üzgünüm lordum, ama size çok önemli bir mektup geldi, okumanız gerekiyor.' lord kaşlarını çattı. 'şimdi mi ' diye azarlarken, hizmetkar 'evet lordum' lord mektubu hızla alıp kraldan izin isteyerek mektubu açtı. Mektubun arkasında kimden geldiği yazmıyordu,  mektupta yazan yazılarla lordun  kanı çekilir gibi olurken, krala beyaz suratıyla baktı.

Mektupta:

Merhaba Alexander!
karşında oturan kral jasperla iyi anlaştınız mı? Neyseki anlaşıp anlaşmadığınız umurumda  değil. Eğer kralın teklifini kabul ederseniz ki edemezsiniz. Sonuçları sizin için çok ağır olacaktır. Bunu hatırlatmak istemezdim ama şuan oğlunuz benim emrim altındaki bir kızla yatarken , böyle bir şeye kalkışmazsınız diye düşünüyorum. Neticesinde ölüm haberini duymak istemezsiniz, haa birde karınız 6 aylık olmuş ne ara bu kadar  büyümüş o küçük bebekçik değil mi? Ne kadar düşünecek şeyiniz var .

Kraliçe Sandra..

Lord mektubu hızla katlayıp hizmetkarına döndü ve çıkabilirsin diyerek odasından kovdu. ardından krala bakıp 'üzgünüm lordum, ama savaş her koşulda olacaktır. Artık savaştan  kaçmayacağız ve de yardım almayacağız.' kral kaşlarını çattı ve  'mektup kimden geldi lord'  lord kafasını sallayıp 'önemli birisinden değil lordum. Ama sizi şimdi geçirmem gerekiyor, aklıma geldi de eşimin doktoruyla görüşmemiz olacaktı ' kral öfkeyle ayağa kalktı ve  'siz beni mi koyuyorsunuz, bu ne cüret' derken lord daha da beyazladı ve 'hayır efendim, ne hacet sadece doktorumuz çok aceleci bir kadındır yoksa her zaman burada yeriniz va...' kral lafını kesmiş ve  'diyecekleriniz size kalsın Alexander, ben duyacaklarımı duydum. Bu arada o mektubu yazan kişiden az önce geldiğimi unutmayın'  lordun gözleri büyürken , dili tutuldu. ne yani az önce leydi sandrayla birlikte miydi? Kral odadan çıkmadan 'leydi sandra sizi iyi kıstırmış anlaşılan, bu savaşı izlemek beni keyiflendirecek. sonucu iple çekiyor olacağım' lordun eli ayağı boşalırken, kral kapıyı arkasından kapatıp çıktı. leydi sandra Alexander iyi kıstırmışa benziyordu, mektubu okuduğunda ki ifadesi dehşet vericiydi, ah o mektubu okumak o kadar çok istiyordu ki! Leydi sandra gerçekten çok zeki bir leydiydi, ama neden bu savaşı bu kadar istediğini anlam veremiyordu. özellikle babası savaşa karşı bu kadar sertken, kral kafasını olumsuzlukla salladı ve leydiyi anlamak gitgide zorlaşmaya başladığını hissediyordu. Ama bu anlayamayacağı anlamına gelmezdi, kral açılan kapısından içeri girip koltuğa oturdu ve arabasının hareket etmesini bekledi.
Savaşın sonucunu merakla bekliyordu.

Leydi sandra bahçede turlarken yanına gelen markla. Marka dönüp 'evet' dedi mark revransını tamamlayıp 'mektup ulaştı leydim.' sandra keyifle gülümsedi 'sonrasında  krallıkta neler olmuş' mark gülümseyip 'kralın beti benzi atmış ardından da kral jasperın odasından çıktığı haberini aldık kral çok öfkeliymiş' sandra kahkaha attı ve marka teşekkür edip yanından uzaklaşmasını bekledi sonrasında gökyüzüne gülümseyerek baktı ve aklına gelen fikirle odasına ilerledi. Hızla odasına geçip güzel bir mektup daha yazdı sonrada mektubu dolabının gizli bölmesine koydu ve akşam yemeği için yemek alanına ilerlemeye başladı. Keyifliydi hemde fazlasıyla, babası yemek boyunca hiç konuşmamıştı. anneside kral konuşmadığı için sessiz kalmak zorunda kalmıştı. Kral artık kızının kraliçe olduğunu kabullenmek zorunda hissediyordu, bu sinirini bozsada elinden bir şey gelmiyordu hemde hiç bir şekilde.

İZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin