Sandra odadan çıkıp aşağı inmeye başladı, yemeğe inmek istemediğinden bahçeye çıktı. ailesini görmek istemiyordu, yanına bir hizmetli gelip leydim kontes becky geldi dediğinde Sandra gülümsedi ve odama yönlendir lütfen, geliyorum. hizmetli emredersiniz demiş ve hızla uzaklaştı. Sandra çok heyecanlıydı bu haftasonu Parti'ye gidecekti. markı gördüğünde Sandra marka seslendi, mark afallayarak sandraya döndü. leydim demiş ve reverans yapıp Sandraya baktı . Leydi ise yüzünde heyecanın verdiği tebessümle marka, bana lordlardan birisini ayarla yaşlı ve çevik olsun. mark kafasını salladığında Sandra devam etti, haftasonu Parti için hazır olmalı şık giyinsin ve maske takmayı unutmasın. at arabasından inmeden beni beklesin, kimsenin onu görmesini istemiyorum. mark kafasını hızla sallayıp emredersiniz leydim, hemen hallediyorum demiş ve hızla uzaklaşmaya başladı. uzaklaştığında Sandra keyifle odasına yöneldi, odaya geldiğinde kontes ayakta elinde, kılıfıyla elbiseyi tutuyordu. ağır olmalıydı çünkü kontesin kolları aşağı sarkıyordu, Sandra kontese bakıp lütfen diyerek elbiseyi işaret etti. Kontes hemen elbiseyi kılıfından çıkartıp, sandraya gösterdi. Elbise o kadar güzel ve pürüzsüz duruyordu ki, sandra nutkunun tutulduğunu hissediyordu. bu bu çok güzeldi. Sandra kontese dönüp sizden istediğim maske diye sordu? kontes gülümseyip maskeyi uzattı, kırmızı kadifeden olan maske gözlerini, çok güzel gösteriyordu. herkes sandraya hayran kalacaktı, Sandra kontese baktı ve çok güzel olmuş becky, beni hayran bıraktın. bunun ödülü fazla olacaktır. kontes keyifle gülümsedi, sizden aldığım iltifat bile benim için yeter leydim. özellikle elbisemi giyme şerefini bana verdiğiniz için çok minnetarım. Sandra gülümsedi ve hadi ama becky alçak gönüllülük yapma, bu ödülü hak ettin. Sandra kapısının yanındaki ipi çekti ve biraz bekledikten, sonra kapı çalınıp içeri hizmetlilerden biri girince ,Sandra ona baktı ve çantamı getir dedi. hizmetli hemen reverans yapıp odadan çıktı. Sandra elbisesini dolabına yerleştirirken, aynadan kontese baktı, çok heyecanlı görünüyordu. gülümsedi annesi asla cömert bir insan değildi. babannesi ise cömert kazançlar sana kişilik kazandırır derdi ve altını çizerdi, cömert dedim savurgan demedim derdi. kapı tekrar çalındığında, Sandra kapıya döndü. içeri hizmetli girip büyük bir çantayı sandranın önüne koydu. bu para sadece sandraya aitti, genelde baba ve annesinden gizli harcamaları için kullanıyordu. yakında buna gerek kalmayacaktı. Sandra çantayı açıp paralara baktı ve gülümsedi. parayı seviyordu. Çantaya avucunu daldırıp içinde bulunan ufak bir çantaya avucunda ki paraları doldurmaya başladı. koyduğu paraları hesaplamaya kalktığında, nadir olan kumaşları için ideal bir para vardı. çantayı kapatıp kontese döndü ve ona uzattı. bu senindir, ellerine sağlık kontes. bu arada elbisemi kimseye bahsetmeni istemiyorum. zamanı gelince üstümde görmelerini istiyorum. şok etkisi yaratsın kısacası. kontes tabiki leydim. benim haddine düşmez zaten, Sandra kontesi odasından geçirdikten sonra hizmetliye de bahşiş niteliğinde para verdi ve çantamı aynı yerine götür lütfen dedi hizmetli tabi leydim teşekkürler demiş ve hızla odadan çıktı. Sandrada hizmetli çıkınca yatağa uzandı, kendisini aç hissetmiyordu. hava çoktan kararmışa benziyordu, yarın cumartesiydi ve parti Pazar akşamıydı. bu yüzden çarşıya gidip halkın arasında gezinmek istiyordu. kraliçe olacaktı ve halkı isyandan sonra ne durumda olduğunu da bizati görmek istiyordu. odasında ki pencereye yöneldi gökyüzü açıktı, hiç bulut yoktu. bu yüzden yıldızlar şimdiden parlıyordu, aklına gelen sarahla onu düşünmeye başladı, acaba annesini nasıl oyalayacaktı. annesi halkın arasına çıkmayı sevmezdi, şimdi çıkmak istemesi sandranın halkla ilişkisini bozmak istemesiydi. Sandra bunu biliyordu, tekrardan yatağına yöneldi ve pijamalarını giyip yatağa geçti.
Sabahın ışıklarıyla uyandı ve hemen ayaklanıp dolabını açtı, saat daha erken olmalıydı. güneş yeni çıkmaya çalışıyordu çünkü. erken uyuduğu için erken kalkmıştı. üstüne; düz, diz altında biten ve omuz askılı, mavi bir elbise giydi kırmızı dalgalı saçlarını omuzuna getirip yandan ördü, dudağına hafif bir ruj sürüp yanaklarını kızarttı. işte hazırdı, çok sevimli görünüyordu. koluna kırmızı askılı bir çanta geçirip odadan çıktı ve ilerlemeye başladı. Sarah karşıdan sandraya doğru geliyordu. Sandra sarahın hazır olduğunu gördü. Annesini halletmiş olduğunu umuyordu. Sandra saraha baktı ve evet dedi. Sarah selam verip halloldu leydim. Sandra gülümsedi, arabadayken anlatırsın dedi ve kahvaltıya indi. annesi kahvaltıda yoktu, babasınında odasında çalıştığını duydu, oda kardeşiyle güzel bir kahvaltı yaptı ve masadan kalkarken kardeşine dönüp çarşıdan geldiğimde sana dansı öğreteyim. kardeşi heyecanla gerçekten mi diye sordu. Sandra gülümseyip tabiki dedi kardeşi sandraya sarıldığında, Sandrada ona sarıldı. kardeşini gerçekten seviyordu. kardeşinden ayrılıp görüşürüz tatlım demiş ve çıkışa yöneldi. Sarah arabanın yanında sandrayı bekliyordu. arabacı kapıyı açıp sandraya yol verdi, sarahta binince araba harekete geçti. Sandra saraha döndü ve evet seni dinliyorum dedi. araba at arabası olduğu için, arabacı duyamazdı. Sarah gülümsedi ve aslında leydim özür dilerim ama sizin akşam yemeğine katılmadığınızı öğrendiğimde, annenizin tatlısına bol miktarda ishal ilaçlarından döktüm. bu yüzden sabahleyin kahvaltı masasında yoktu, büyük ihtimalle uyuyamamıştır. Sandra kahkaha atarken gözünden yaş geldi, bu çok zekice bir fikirdi, Sandra saraha bakıp.gururlandım Sarah, zekice bir fikir. Sarah gülümseyip teşekkürler leydim, emrinizi yerine getirmek için her şeyi yapardım. Sandra gülümsedi ve biliyorum bu yüzden sana güveniyorum zaten. araba durunca Sandra kapıyı açıp aşağı indi ve sarahın yanına gelmesini bekleyip, ilerlemeye başladı. halkın için de beliren tanıdık yüzlerle Sandra gülümsedi, adamları asla onu yalnız bırakmazdı. Sandra halkın ilişkilerini dikkatle inceleyip, bir kaç mağazadan kendisi için altın takılar aldı. kırmızı elbisesine çok yakışacaktı. Sandra çarşıda işi bitince, o burada yokken olanları da sormak için, çarşıya yerleştirdiği adamıyla konuştu ve isyandan sonra her şeyin yolunda olduğunu öğrendiğinde sevindi. en azından tahta geçtiğinde bu tarz sorunlarla karşılaşmayacaktı. sarahla arabaya binmiş ve eve gidiş yolundalardı. araba durunca Sandra derin bir nefes aldı, yorulmuştu ve güneş batmak için hazırlanıyordu. annesi kesinlikle sandranın aldıklarını soracaktı ama Sandra göstermeyi düşünmüyordu. kahyasına dönüp lütfen eşyalarımı odama bırakın dedi kahya hemen kafasını sallamış ve eşyaları taşımaya başladı. Sandra sarahla vedalaşıp odasına yöneldi, bu gün yorucu geçmişti. odasında yemek yiyecekti, odasına geçtiğinde eşyalarına baktı, hepsi tamdı. kapısının yanındaki ipi çekti ve minik pufuna oturdu. kapı çalındığında Sandra içeri gir diye seslendi, hizmetliye bakıp burada yemek yiyeceğim lütfen buraya getir. hizmetli kafasını sallayıp tabii leydim dedi ve izin isteyip çıktı. Sandra gözlerini yumdu, heyecanlıydı, hemde çok heyecanlıydı. Yarın akşam yemeğinden sonra sarahla yer değiştirecekti, Sarah erkenden onun yatağına geçecekti ve Sandra da partiye gidecekti, kusursuz bir plandı. tabii birde ailesinin erkenden uyuması için özellikle içkilerine ilaç katmayıda ihmal etmeyecekti. kapısı çalındığında, Sandra dikleşti ve gel dedi. hizmetli güzelce hazırlanmış olan tepsiyi sandranın masasına koydu, Sandra teşekkür edip gitmesini bekledi ve masasına gidip yemeğe oturdu. bu yaptıklarını ailesi ona yapamazdı çünkü burayı yöneten babası değil sandraydı, babası sadece bir piyondu. Sandra kahkaha attı, ailesine derin bir İZ bırakacaktı anlaşılan...
![](https://img.wattpad.com/cover/238910404-288-k291514.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZLER
Fiction HistoriqueGüçlü bir krallığın ilk kızı olup piyon olmak zordu, özellikle sevilmeyen ve genelde yem olarak kullanılıp ilk yenilen piyon olmak. Hayatım bir satranç oyunu gibiydi. Bazen şah mat olurken, bazen şah mat yapıyordum. Ne kadar fazla zafer kazanırsam...