Media Nick'in inceliği
Jasper sandra çıktıktan sonra haritayı eline alıp daha dikkatli inceledi. Sandranın illaki hazinesi olmalıydı, sadece yerini bulması gerekecekti. öyle açık bir yere koymazdı yerini de söyletemezdi detaylı bir araştırma yapması gerekecekti.
Sandra odaya girdiğinde kasılarak Sabrinanın yanına oturdu. Diğer kızlar merakla Sandranın yanına gelirken, Sandra kızlara baktı kızlardan biri "kral seni neden çağırmış" diye sorduğunda Sandra gülümseyerek "önemli bir şey değil sadece beni daha iyi tanımak için sorular sordu " dediğinde kızlar şaşırmıştı. bir kız hızlıca "yani kral seni merak mı ediyor " Sandra gülmemek için dudaklarını dişleyip "sanırım " demişti. Cerillia uzaktan duyduğu şeylerle sinirle Sandraya baktı. bu gidişle kralı elinden alabilirdi. Sandra, Sabrinanın kulağına bir şeyler dediğinde Sabrina leydisinin dedikleriyle gülümsediğinde ikisi de ayağa kalkıp Rosaya bahçede olacaklarını söyleyerek dışarı çıktılar. Sandra çiçeklerin arasında tebessüm ederek gezerken, keşke kendi bahçemde olabilseydim diye düşünmeden edemiyordu. halkı ne durumdaydı? Onu özlüyorlar mıydı ? Tebessümü acı bir hale bürünürken, nefes almakta güçlük çekiyormuş gibi hissetti. O sırada bahçe de yetişen nadir ve tehlikeli çiçek ile sandra şaşırdı. Yere çömelerek ateş lalesine baktı. Zehirli ama bir o kadar da güzel bir çiçekti, Sandra elbisesinin bir parçasıyla çiçeğin görünmeyen tarafını kopartıp gizlice Sabrinaya verdi ve dokunduğu elleriyle yüzüne temas etmemesi gerektiğini de vurgulamıştı. Sabrina çiçeği gördüğü gibi tanımıştı ve leydisini dinleyerek odasına götürüp, güzel bir yere sakladı. Leydisinin planları vardı demek ki. Sandra gülümsedi, eline güzel bir şey geçmişti. Akşam yemeği saati geldiğinde şaşırdı, günü ne kadar da hızlı geçmişti. Öğle yemeğini yediği alana geldi, tüm kızlar bir yerde yemek yiyorlardı. Yerine oturup kızların gereksiz konuşmalarını dinlerken bayılacakmış gibi hissetti. Yemeğini bitirdikten sonra müsaade isteyerek yemek alanından çıktığında, az kalsın biriyle çarpışıyordu. Sandra afallayarak geri adım atmış ve başını yere eğerek özür diledi. Ardından kafasını yavaşça kaldırdığında tanımadığı bir yüz olduğu için şaşırmıştı. Karşısındaki adamda şaşırmışa benziyordu, erkek bir anda reverans yapmış ve "üzgünüm leydim bu güzelliğiniz karşısında büyülenmiş olmalıyım " Sandra afallamış bir şekilde dikilen lorda baktı. Dük olmalıydı giyim tarzı ve aksanı öyle gösteriyordu. Ardından gülümseyerek çekiciliğini göstermek adına oda reverans yaparak "ah sorun değil lordum, asıl ben üzgünüm size çaptım " lord memnuniyetle dikleşti "burada bu kadar güzel bir leydi ilk defa görüyorum " Sandra kıvrak bir gülümsemeyle "inanın ki lordum bende ilk defa bu kadar yakışıklı bir lord görüyorum" lord daha daha kasılırken arkasından gelen Jasperın sesiyle Sandra daha çok gülümsedi.
Jasper "demek ilk defa yakışıklı bir lord görüyorsunuz leydi Sandra" Sandra, krala reverans yaparak "üzgünüm kralım, lordumuz o kadar etkiledi ki beni, sizi unutuvermişim" Jasperın kaşı kalkmış vaziyette Sandraya baktı sinirlendiğini hissediyordu. O sırada lord Jaspera bakarak "bana niye bu kadar güzel bir leydinin geldiğini söylemedin, bilseydim daha önce gelirdim " Sandra keyifle kıkırdamış ve iki erkeğin bakışları ona dönünce utanarak " beni şımartıyorsunuz lordum, eminim ki daha güzel leydiler vardır " o sırada Sandranın arkasında ki kapı açılıp Cerillia dışarı çıkarak. İki lordla reverans yaparak cazibesini öne sermeye çalıştığında. Sandra kahkaha atmamak için dudaklarını dişlemek zorunda kalmıştı. Önündeki iki erkeğinde gözleri Sandranın dudaklarına kaydığından habersizce Sandra saçlarını hafifçe savurarak. Cerilliaya nispet yapıp, ezip geçtiğinde. Cerillianın ise yüzü sinirden kızarmaya dönmüştü. Lord, Cerilliayı fark etmemişçesine "bu akşam bana eşlik eder misiniz leydim" Sandra tebessüm ederek cevap verecekken "üzgünüm Nick ama Sandra bana ait bu akşam. Cerilliayı alabilirsin " Nick mızmız bir çocuk edasıyla "Cerilliada kim "dediğinde Cerillia bozularak "benim lordum dediğinde" Nick Cerilliadan memnun olmamış bir suratla. Sandraya dönüp, önünde reverans yaparak "sizi bekliyor olacağım leydim" Sandra, Nickin her leydim dediğinde vurguladığı ses tonuyla kendinden geçiyor gibi yaptığında. Nickte kendinden geçiyor gibiydi. Jasper sinirle Sandraya bakarak sertçe yutkundu. Jasper dayanamayarak "senin de çok güzel leydilerin var Nick" dediğinde Nick kafasını sallayıp "ama leydi Sandra gibisi yol Jasper" Jasper zorla nefes alarak koyulaşan gözleriyle Nicke bakıyordu.
Cerillia kralının bakışlarını direk anlamıştı. Öfke ve hayal kırıklığıyla, Sandraya bakmaya başladı. Sandra, Nickin reveransına reveransla karşılık verip. Ciddiyetle dikleşerek Jaspera baktı "kralım benden başka isteğiniz var mı?" Jasper, Nickin önüne geçerek Sandranın kulağına eğilmiş ve "bunun acısını akşam çıkartacağım LEYDİM" Sandra kralın yüzü hala yüzünün yanındayken kafasını Jaspera çevirip göz göze geldiklerinde, Sandra cıklayarak Cerilliaya inat "bekliyor olacağım lordum, müsaadenizle hazırlanayım." diyerek Jasperdan uzaklaşıp, Nicke de veda ederek. Sabrinanın odasına geçti, odaya girer girmez yüzü düşmüştü. Bu akşam kurtulamayacaktı, sinirle ve çaresizlikle yüzü gerginleşirken aklına gelenle ateş lalesini aramaya başladı. Sabrinanın sakladığı yeri bildiğinden hızlıca onu alıp mutafağa girdi, içerde ki hizmetliler Sandrayı görünce afallasa da Sandranın bahanesi hazırdı. Hiç bir kadın ateş lalesini bilmiyordu. Bu yüzden akşam kralla vakit geçireceğinden kendisine koku hazırlıyordu. Bitkiden elde ettiği merhem kıvamında ki zehiri alarak odasına geçti. Hazırladığı merhemi boynuna ve başka uzuvlarına da sürüp saçlarını dağıttı. Merhemi dudaklarının sadece alt kısmına da sürerek kralın odasına ilerledi. Umuyordu ki onu azda olsa zehirlerdi, Sandra kimseye görünmeden Sabrinaya not bırakıp kralın odasın geçti.
Jasper, Sandra gittikten sonra Nicke dönerek "salona geçelim " dediğinde Nick hala Sandranın arkasından bakıyordu. Kafasını çevirmeden sallayarak krala dönmüş ve "evet seninle konuşacaklarım var" Jasper tebessüm edip önden ilerlemeye başladı.
Cerillia, Sandranın arkasından sinir krizi geçirmemek için kendisini zor tutuyordu. Nasıl olurdu da daha yeni gelen kız kralı bu kadar erken tavlayabilmişti. Buda yetmiyormuş gibi iki lordu nerdeyse birbirine düşürecekti. Aklına geldikçe nefes alamadığını hissediyordu. Sandra ona çok ayak bağı olacakmış gibi geliyordu. Bu yüzden onu ortadan kaldırmalıydı, kararlı bir ifadeyle odasına ilerlemeye başladı.
Jasper ve Nick salona girdiklerinde, Jasper kendi koltuğuna ilerleyerek oturduğunda. Nicke de oturması için işaret vermişti. Jasper, Nickin ne konuşacağını merak ediyordu. İş meselelerini çalışma odasında konuşmuşlardı çünkü. Nick söz alarak Jaspera baktı "senden bir şey istiyorum, eski dostum" Jasper şaşırmıştı. Bu yüzden direk "nedir o " diye sormuştu. Nick ilk defa bir şey istiyordu ondan. Nick tekrar söz alıp "leydi Sandrayı kendime istiyorum" Jasper afallayarak arkadaşına baktı. Sevdiği kadını mı istiyordu Nick. Hem de daha yeni tanışığı birisini istiyordu. Jasper gülerek "daha yeni tanıştığın birisini neden istiyorsun Nick? Daha güzellerini bulabilecekken hem de" Nick gülümseyerek "gözlerinde çok farklı şeyler gördüm jasper, beni çok derinden etkiledi. Sanki bana haykırıyormuş gibiydi bir anda onun yanında kediye döndüm ve benimle oynasın istedim." Jasper duyduklarından çok hoşnutsuz olurken dikleşerek Nicke baktı "o eski bir kraliçe Nick seni aşar" Nick şaşırarak "eski kraliçe mi? " diye sorduğunda Jasper kafasını salladı "Belmond krallığının kraliçesiydi " Nick sırıtarak arkasına yaslandı. "Beni neden bu kadar etkilediği belli oluyor, gülümseyerek hala onu istiyorum Jasper " Jasper dikleşerek "olmaz dedim Nick" Nick ciddileşirken "bu konu için aramızın bozulmasına ne gerek var Jasper, bende tadına bakmak istiyorum " Jasper öfkeyle ayağa kalktı. ne kadar öfkeli olsa da sakin bir şekilde "üzgünüm Nick ama kararım kessindir " Nickte ayağa kalkarak "öyle olsun Jasper ama şunu unutma bende bir KRALIM ve istediğimi de alırım" diyerek saatine baktı. "Geç olmuş artık gitsem iyi olacak " diyerek arkasına dönüp gittiğinde. Jasper boynuna takılan şeyi çekiştirerek çıkardı. Sandrayla nasıl denk gelmişlerdi, sinirle ayağa kalkarak odasına gitmeye başladı. Nickin sonda dedikleri onu tedirgin ediyordu, istediği zaman Sandrayı alabilirdi bu yüzden buna engel olmalıydı. Sandra sadece onundu ve öyle de kalacaktı. Şimdi sıra Sandradaydı bu akşam koynuna girecekti. Yüzünde pis sırıtma yerleşmişti bile
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZLER
Historical FictionGüçlü bir krallığın ilk kızı olup piyon olmak zordu, özellikle sevilmeyen ve genelde yem olarak kullanılıp ilk yenilen piyon olmak. Hayatım bir satranç oyunu gibiydi. Bazen şah mat olurken, bazen şah mat yapıyordum. Ne kadar fazla zafer kazanırsam...