KAÇINILMAZ BAĞ (TAMAMLANDI)

KB 🕷 Bölüm 8

Selam KB bekleyen okurlarım..

Bu bölüm bana Tuzak'ı hatırlattığından bölümü Tuzak'ı severek yazmama sebep olan sevgili AysemGoren e ithaf ediyorum.

Keyifle okuyun...

Yukarıdan bir karar...

Tanem, iki haftalık İtalya seminerini bitirmişti sonunda. Genç ve yeni mezun olduğundan dolayı, yanında çalıştığı Ali her eğitime katılması için ısrar ediyor, Tanem de çaresiz katlanıyordu bu çileye. Sonunda aptal bir eğitimden daha kurtulduğundan bir güzel ziyafet çekecekti kendine ve yarın Akın ile birlikte dönecekti Türkiye'ye.

Akın, kendine ait uçağıyla patronlar aleminin uçuşlarını organize ediyordu ve programını Tanem'e göre ayarladığından yarın buluşup, birlikte dönecekler, Tanem de özel uçakta keyif yapacaktı.

Tanem, beş kişinin doyabileceği akşam yemeğini yedikten sonra barda aldı soluğu. Tek başına pek eğleneceli olmasa da ardı ardına devirdi kadehleri ve barmene doldur demekten çekinmedi. İçkisini yudumlarken aklında kızlarla yapacağı etkinlikler vardı. Önce alış veriş, sonra birkaç parti ve İstanbul'un altını üstüne getirme. İşte sabah gözlerini açtığında aklında sadece bu düşünceleri vardı Tanem'in. Gerisi hiç yoktu, karanlık ve bilinmezlikle doluydu devamı.

Tanem, gözlerini açtığında otelde odasındaydı ve başının ağrısını kelimelerle ifade edebilecek gibi değildi ama nedense başka bir sorun daha vardı bedeninde. Bir tuhaf ve boş hissediyordu kendini. Zonklayan başını hareketsiz tutmaya çalışarak yavaşça doğruldu yataktan.

Yatakta doğrulan genç kadın kendini niye boş hissettiğini ağrıyan başı nedeniyle sulanan gözlerine rağmen çok net bir şekilde anladı. Boş değildi aslında, üzerinde kıyafet olmadığından hafif hissediyordu kendini daha çok. Başını yavaşça aşağıya indirerek bedenini süzdü uzun uzun.

"Siktir!" dedi kuruyan boğazı nedeniyle çatallanan sesiyle.

"Yandım ben!"

Yatakta çıplak yatan Tanem, hemen kötü düşünme, dedi kendi kendine ama memelerimdeki ısırık izleri, iyi düşünmesine engel oluyordu. Dün gece bir haltlar karıştırdığı belliydi ama başının ağrısından mıdır bilinmez, tek bir saniye bile gelmiyordu aklına.

Uyandığı andan beri duygudan duyguya koşuyordu genç kadın. Önce panik sarmıştı her yanını, ardından ağlama nöbeti geçirmişti ve şimdi de derin bir keder ile kendine karşı yoğun bir öfke hissediyordu. Bu yaşadığı başkasının başına gelse önce ağız dolusu küfreder sonra da biriyle yattığını hatırlamayacak kadar içtiği için tam bir gerizekalı olduğunu söylerdi.

Tanem yataktan kalkarak dün geceyi hatırlamaya çalıştı ama barda içmeye başladıktan sonrası sanki hafızasından silinmişti.

Yoktu! Hiçbir şey yoktu!

Yaşadığı hayal kırıklığından sonra yine öfke hakim oldu bedenine ve eşyalarını sağa sola fırlattıktan sonra yine ağlamaya başladı ve ardından nefes almasını dahi zorlaştıran bir sıkıntı sardı bedenini. Karmakarışık duygularıyla kapısı çalınana dek şekilden şekle girdi Tanem.

Çalınan kapı nedeniyle ilk önce panik oldu Tanem, ya dün gece yattığı adam geldiyse? Kapısına ısrarla vurulurken o, yerinden hiç kıpırdayamıyor, tekrar ağlamamak için derin derin nefesler alıyordu.

"Tanem içeride misin?"

Genç kadın, çok sesli nefes alıp verirken sesin Akın'a ait olmasıyla rahatlamış; Akın ile birlikte bir an önce dönebilmek için, "Bir dakika!" dedikten sonra eşyalarını hızla ve gelişi güzel bir şekilde bavuluna doldurduktan sonra kapısını açmıştı. Bavulunu Akın'a uzattıktan sonra hızla kapattı odanın kapısını. Sanki Akın odayı görse onun ne halt yediğini anlayacakmış gibi gelmişti ona.