KB 🕷Bölüm 12

3K 378 219
                                    

Selam KB bekleyenler..

Yeni bölüm için hazır mıyız?

Keyifle okuyun canlarım.





Beklenmeyen bir vuslat..

Gece bitmek bilmiyor, hararetli tartışmaların sesi kesilmiyordu. Toprak, evli olduğu ilk geceyi ki bu düşünce ona hala çok tuhaf geliyordu, kesinlikle Barış'ın çiftliğinde geçirmek istemiyordu ve hatta ertesi geceyi kendi evinde de geçirmek istemiyordu. Begüm ile yalnız kalmaya ve ikisi açısından bazı şeyleri netleştirmeye ihtiyacı vardı genç adamın fakat aileler onların durumundan çok, düğün tarihi ve bundan sonra nerede yaşamaları gerektiğini tartışıp duruyorlardı. Tolga yarım saat önce arayarak düğün hediyesi olarak Begüm'e bir yalı aldığını söyleyince gerek babası gerekse Barış bu duruma çok bozulmuş; Tolga'ya telefonda iki saat küfür ettikten sonra yaşayacakları evi hangisinin alacağı konusunda kavga etmeye başlamışlardı. İki inatçı baba Tolga'ya yalıyı götüne sokması gerektiğini söyledikten sonra kendi aralarında kavga etmeye başlamış; normalde kocalarını korkutan anneler tutuşmaya dünden razı fitilin yanmasını engelleyememişlerdi.

Gençlerin fikrini soran yoktu tahmin edersiniz. Eğer sorsalar ikisi de Varis Yuva'sında kalacaklarını söylerlerdi ama konuya balıklama atlamak istemediklerinden susuyorlardı şimdilik. Zaten evliliklerinin şoku fazlasıyla sarsmıştı ailelerini, bir de istekleri konusunda direterek onları üzmek istemiyorlardı. Kaldı ki, iki baba yeterince geriyorlardı ortamı, mesela biraz önce birbirilerini düelloya davet edecek kadar ileri götürmüşlerdi işi.

Bir de Burak vardı her konuya dâhil olan. Lanet ergen, İpek ile evlendiklerinde kesinlikle iki çiftliğin de kendisine bırakılmasını istiyor, Begüm ve Toprak için gereksiz bir heyecan yapıldığını öne sürüyordu. İpek sadece gülüyordu Burak'a. Sen bu boyla beni rüyanda bile göremezsin dedikçe Burak daha da hırslanıyor, kan davası diyerek araya girip duruyordu. Hayır, iki ergen de daha yaşlarının çok küçük olduğunun bilincinde değillerdi, aksi halde bu yaşta ne saçmalıyoruz tarzı cümleler çıkardı ağızlarından ama biri çiftliklerin kendine bırakılması, diğeri kısa boylu sevgili istemiyorum derdine düşmüştü.

"Şafak Babacım" diye söze girdi Burak. "Sen şimdi benim boyuma aldanma, bir iki yıla elektrik direği gibi olacağım inşallah. Kızını ver, kızımızı al."

Şafak sakinliğini korumaya çalışsa da ikide bir kızını alacağım diyen bu ergene dayanamıyordu ve zaten Barış ile orta yol da bulamıyordu saatlerdir.

"Oğlum biz kızı aldık zaten, sizin durumu on beş yıl sonra konuşuruz." dedi Burak'a sahte bir gülümsemeyle.

Burak hemen bir hesap yaptı kafasında.

"Ohooo! Turşu mu kuracağım babacım, seneye yaparız düğünü." dedi hararetle, o İpek'i genç ve güzelken istiyordu. Otuz yaşında evlenmeleri söz konusu bile olmazdı. Tehdit ederek sindirme stratejisine devam etti Burak.

"Zorluk çıkartırsan şafak vakti Toprak ile düello yapmamız gerekecek."

Barış, zaten ilk göz ağrısının bu şekilde ve bu yaşta evlenmiş olmasına dayanamıyordu bir de oğlunun her lafa atlaması yok mu, delirtiyordu onu.

"Makbule!" diye bağırdı mutfağa doğru. "Ben sana kaç oldu diyorum, şu çocuğa saçma sapan filmler izlettirme diye. Belgesel izleyecek bundan sonra." dedikten sonra odasına gönderdi oğlunu. Burak biraz daha saçmalarsa Şafak'a gerek kalmayacak bizzat kendisi gırtlaklayacaktı boğazını.

Toprak, usanmıştı bu muhabbetlerden. Sabaha kadar da otursalar ne evi kimin alacağına ne de düğün tarihine karar verecek gibi durmuyordu aileleri.

KAÇINILMAZ BAĞ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin