KAÇINILMAZ BAĞ (TAMAMLANDI)

KB 🕷 Bölüm 34

Selam benim canım KB bekleyenlerim..

Keyifle okuyun😊😊 ..

Bir ajanın eşi...

Özge, yemek masasına, Tamer'in tam olarak en uzak noktasına oturduğunda, yine abartısız söylüyordu resmen çalışanlar tarafından oturduğu sandalye ile birlikte kaldırılarak müstakbel koca adayının yanında bırakılmıştı. Adamın ailesinin nasıl bir gelin yoksunluğu yaşadığını merak etmeden duramıyordu genç kadın. Kesin çok fazla kusuru vardı bu Tamer'in. Aksi halde bu istekli kadınlar onu şimdiye dek evlendirmiş olurdu zaten. Tahminlerine göre, kusurları nedeniyle gelin adayı olan her kadın kaçmış; sonunda zavallı Özge'yi avladıklarını sanarak kutlamaya girişmişlerdi. Bu kadar hizmet ve el üstünde tutulmanın başka açıklaması olmazdı çünkü.

"Sapık mısın?" diye sordu yanında oturan Tamer'e kısık sesle.

Tamer, Özge'nin sandalye ile taşındığını gördüğünde gülmeye başlamış ama genç kadının sorusu karşısında kahkahalarına engel olamaz hale gelmişti.

"Gerçi öyle olduğun kesin. Sapık olmanın haricinde başka kusurlarında var muhtemelen. Katil?"

Tamer, ona şakayla karışık kaşlarını çatarak baktığında hemen savunmaya geçti.

"Beni yenmiş olabilirsin ama bir bina dolusu eğitimli arkadaşım var. Haşat ederler seni, ki dost çevremizden ve kendi aile büyüklerimden bahsetmiyorum bile."

Özge çorbasını içerken aklına gelen şeyle tekrardan eğildi Tamer'e doğru.

"Hem ayakların kokuyor hem de gece horluyorsun?"

Tamer duymamış olayım der, gibi bakınca oturduğu sandalyeden kalkarak bu saçmalığa bir son vermek istedi. Çatalını bardağına tık tıklatmak suretiyle masadakilerin dikkatini çektikten sonra konuşmaya başladı.

"Pek Sevgili Seferoğlu tarikat içerikli aşiret ailesi!"

Vallahi de alkışlıyordu deliler. Tamer de arkasına yaslanmış, işaret parmağını gülmemek için dudaklarına bastırırken genç kadının ne söyleyeceğini merakla bekliyordu.

"Oğlunuz Tamer ağaya bir gelin aradığınız çok belli ve anladığım kadarıyla şimdiye dek kimse istememiş sizin oğlanı. Tespit ettiğim ve henüz tespit edemediğim kusurları söz konusu olunca adamın niye evde kaldığı belli lakin ben, aradığınız gelin adayı değilim. Sizi sevmediğimden değil kesinlikle, Tamer ağayı sevmediğimden. Şimdi sizlerden ricam bu kutlama havasından çıkmanız ve kendinize yeni bir gelin arayışı içine girmenizdir."

Özge sözlerini bitirdiğinde yan gözle Tamer'e baktı önce ama adamın hiç de rahatsız olmuş gibi bir hali yoktu. İşin kötü yanı, masadaki diğer kişiler de bozulmamış ve ilahi gelin hanım, diyerek kahkaha atmıştı. Özge, üç dört dili anadili gibi konuşabildiğinden bir an kendinden şüphe duydu. Acaba başka bir dilde mi konuşmuştu az önce?

"İlahi derken?" diye sordu hala gülen akrabalara.

"Tam bizlik gelin." dedi büyük hala onay istercesine ve beklediği onay da hemen geldi masadan.

"Kızım, biz bir ara kapının önünden hiç ayrılamayacaksınız sandık, bırak artık bizden utanmayı. Olmuşsunuz siz."

Özge sandalyesine yeniden otururken böyle tatlı tatlı kaşınmaya başlamıştı. Yediği bir şey dokunmuş olamazdı, muhtemelen bu kadınlar başlatmıştı alerjisini. Masadakiler keyifle yemeğini yerken başı ağrımaya başlamıştı Özge'nin, sinirleri de bozulmuş, yalnız kalmaya ihtiyaç duymuştu.