KB 🕷 Bölüm 41

2.4K 366 224
                                    

Selam KB bekleyen okurlarım...

Bu bölüm öyle minicik ve sakin bir bölüm olacak canlarım...

Keyifle okuyun...


Bir sidik yarışı..

Varis Yuvası bazen, evlat olsa eldivenle bile sevilmeyecek kadar sevimsiz olabiliyordu. Özge uzun uğraşlar sonunda nikâhına aldığı kocasından bir de evlilik teklifi aldığında, dağda geçirecekleri zamanı bir çeşit balayı olarak düşünmüştü. Kocası mangal başındaki hünerlerini sergiledikten sonra baş başa akşam yemeklerini yemişler, tanıştıktan beri birbirleriyle yaşadıkları anları yâd ederek gülmüşlerdi. Sonrası daha da güzeldi tahmin edersiniz. Kucakta taşınma bir gelenek haline gelmiş, ağanın kollarında yatağa taşındıktan sonra eşsiz bir varlıkmışçasına ki öyleydi zaten, sevilmişti. Sabah sırtından kalçasına doğru yol izleyen parmaklar nedeniyle uyandığında bir gün önce yaşadığı vahşi ve bir o kadar da tutkulu anların tekrarı için hazırdı genç kadın.

Hatta hazır olmanın bir tık ötesinde, ölüp bitiyordu o anlar için. Tamer geceliğini çıkardığında duyduğu korna sesleri olmasa, aslında ne kadar da mutlu bir şekilde başlayacaktı yeni güne. Fakat Varis Yuvası'nın münasebetsiz sakinleri, telefonlarını açmadığı için endişelenmiş ve hiç üşenmeden dağa gelmişlerdi. Özge camdan dışarıya baktığında sanki düğün konvoyu yapmış gibi, bir tek yan aynalarında havlunun eksik olduğu yedi araba saymıştı. Masal ve Kerem, Ali ve Lina, Ayça ve Taylan, Ömer ve Ceyda, Emre ve Ceren, Akın ile hamile haliyle yollara düşen Tanem'e ek olarak Toprak ve Begüm de gelmişti ona bakmaya. Yahu, dün icraat günüydü, meşguldü kendisi. Bugün arayarak haber verecekti iyi olduğunu.

En özel anları bozulduğundan, "Katil olmam gerekecek mi?" diye soran Tamer'e evet, diye cevap vermek için oldukça istekli olsa da mahpus köşelerine don atlet taşımak istemediğinden, "Hızla göndeririz." dedi.

Özge ve Tamer, giyinip dışarıya çıkana dek susmayan korna seslerine rağmen pek de aceleci değillerdi. Tamer, gelen topluluğun karısı için çok değerli olduğunun farkında olsa da Demir ile yakın olmalarını daha önce kıskandığını çok net hatırlıyordu.

"O münasebetsiz de gelmiş mi?" diye sordu kayınbabasına ait eşofmanlardan birini üstüne geçirirken.

"Hangisi?"

"Davut mu, Davar mı ne?"

Özge, kıskanç ağasının bu hallerine gülerken arkadaşına da laf söyletecek değildi.

""Adı Demir. Kardeşimden ötedir ve ismi de çok güzel. Öyle ki, ilk çocuğumuz erkek olursa adını Demir koyacağım."

Tamer, üzerine geçirdiği hırkanın düğmelerini ilikleyen karısını uzanarak dizlerine çekti.

"Cesedimi çiğnemen lazım."

"Tek başıma zor olur ama kapıya dayananlarla hiç şansın yok."

Tamer, Özge'nin bu kararlı hallerini görünce çaresiz Demir efendiyi sevmeye karar vererek dışarıya çıktı. Gördüğü topluluk arabalarından inmiş, bir çeşit gövde gösterisi yapıyorlardı ona.

"Yaşadığın halde telefonlarımıza cevap vermeyerek bizi buralara sürüklemen ne hoş Özge." dedi Kerem. Sürüklenmişten çok keyfi alarak gelmiş gibi bir hali vardı oysaki.

"Ceyda yaşadığımı biliyordu." dedikten sonra arkadaşlarını göndermeye kalktı ama gidecek gibi durmadıklarından mecburen kahvaltıya davet etti onları. Erkeklerin katılımıyla bahçede hızla kahvaltı masası kurulduğunda ayrıntılı tanışma faslı başladı. Taylan haricinde herkes memnundu Tamer'i tanıdığı için.

KAÇINILMAZ BAĞ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin