KB 🕷 Bölüm 29

2.5K 360 237
                                    

Selam KB bekleyenler..

Hazır mıyız????

Keyifle okuyun..


Yoruma açık bir durum...

Tolga, torununun biraz olsun güvenini kazanmış olsaydı, şu an Demir denen o hergele Karaca'nın kocası olmuştu çoktan ama ne yazık ki Begüm'de olduğu gibi ya nikâh ya ölüm diyemiyordu. Biricik evladına hasret yaşamıştı yıllarca ve torunundan da daha fazla mahrum kalmaya hiç ama hiç niyeti yoktu. Karaca ona sıcak davranmıyordu belki ama en azından Varis Yuvası'nda kalmayı, hafta sonlarında onunla görüşmeyi kabul etmişti. Buna da şükrediyordu Tolga, inanıyordu zamanla kazanacaktı torununun kalbini.

Karaca'nın tanışma gecesi az hasarlı olarak tarihteki yerini almıştı. Kızın memelerinin Demir tarafından kavranmasına Burak haricinde herkes yaşanmamış bir olay gözüyle bakmış, böyle kazalar olabilir diyerek konuyu hızla kapatmışlardı. Belki bir ara Dinçer oğluna eğilip; tüm düğün masrafları benden diyerek takılmıştı ama onun bu şımarık hali de karısı Elif tarafından hızla bertaraf edilmişti.

Yemek sonlandığında aileler evlerine, gençler siteye dönmek üzere kendi araçlarına binmişlerdi ki, Şafak arabasının kapısını açtığında Burak'ı çoktan aracına yerleşmiş bir halde buldu. Açtığı kapıyı hızla kapatarak karısına döndü Şafak ve eliyle arabasını işaret etti karısına ama karısı da kaş göz işareti ile anlamadığını vurguluyordu ona.

"Ne oluyorsun Şafak?" diye soran Ayşe hiçbir şey anlamıyordu Şafak'ın işaret dilinden. Kocası yine tuhaf tuhaf hareketlerde bulunuyordu çünkü.

"Arabayı bırakalım Ayşe burada, Dinçerlerle dönelim biz."

"Niye?"

"İçeride." derken hala işaret parmağı ile çaktırmadan arabayı gösteriyordu Şafak.

"Kim?"

"O!"

"O kim Şafak ya?" diyerek sinirlenmeye başladığını gösteren Ayşe öne doğru birkaç adım atarak arabanın kapısını açtığında Burak'ı ön koltukta otururken buldu. Bu öyle bir oturmaydı ki, Burak sanki atının üstünde savaşa giden bir komutan misali kurulmuştu koltuğa.

"Hadi çabuk olun, zevcem beni bekler." diyen Burak'a hayretle baktı Ayşe. Gerçekten hiç vazgeçmiyordu çocuk.

Arkasından eğilerek, "Mezar taşın bekliyor seni asıl." diyen kocasının da bu çocuktan farkı yoktu aslında.

"Babacım, güzellikle olsun bu iş. Kabilemi toplayıp çiftliğini basmak istemiyorum. Zorlama beni."

"Kabile?" diye sordu Ayşe merakla.

"Gündoğdu çiftlik kabilesinden bahsediyorum. Bir emrimle ölecek adamlarım var."

"Oğlum, sabrımı zorlamaya başladın ama!"

"Siz bizden iki kızı götürürken iyi, biz hakkımız olanı isteyince kötü öyle mi? Bunu sen istedin." dedikten sonra Burak burnu havada indi arabadan. Fakir ama mağrur bir delikanlı gibi emin adımlarla ilerledikten sonra arkasına dönerek Küçük Emrah bakışı attığında Şafak ve Ayşe, kime benzemiş bu çocuk diye sordular birbirilerine ama arkalarındaki Beren ve Barış'tan aynı anda cevap geldi.

"Bana değil!"

"İnadı aynı sen işte sevgilim." diye ısrar etti Barış.

"Israrı da sen." diyerek karşı çıktı Beren. Esasen çocuğun kime benzediği konusunda ikisinin de pek bir fikri yoktu. İnatçı, ısrarcı ve tam bir ergen gibi kırılgandı.

KAÇINILMAZ BAĞ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin