KB 🕷 Bölüm 44

2.4K 368 303
                                    

Selam benim canım KB bekleyenlerim..

Bu bölümde bol bol yorum bekliyorum sizden çünkü beklentinizin yüksek olduğunun farkındayım. Umarım seversiniz...

Keyifle okuyun...


Bir kız verme...

Melisa, kulağına oldukça yankılı gelen annecim kelimesinin şokunu atlatamadan kızına musallat olan musibet yine başladı konuşmaya.

"Baksana bey, bir içim su. Tü tü maşallah! Maşallah! Kızıma beyazlar nasıl da yakışmış." dedikten sonra büyük hala girdi söze.

"Kız!! Bir de gelinlikle hayal et, maşallah maşallah."

"Onu bırakın da." dedi bir diğer kadın. "Huriye'nin kenafir gözlerinden nasıl koruyacağız bu kızı. Vallahi hasedinden hem kendi çatlar hem de kem gözleriyle kızımızı çatlatır."

"Aaa.. " dedi kaynanası. "Önlem almadan adım atmak yok artık. Ben her şeyi düşündüm."

Hızla çantasını karıştırarak bildiğiniz nazar boncuklarından oluşan pırlanta bir bileklik taktı Özge'ye ve ardından çantasından çıkardığı bir şişeden okunmuş su döktü etrafında bir daire çizerek.

"Hiç korkma annecim, biz varken hiçbir kötü göz musallat olmaz sana."

İşte o anlarda Melisa yüz felci geçiriyormuş gibi sağa sola yamulan ağzını eliyle düzelttikten sonra bir an arkasındaki kadınlara döndü.

"Yolarım!! Hiç kusuruma bakmayın." dedikten sonra öne doğru bir adım atmıştı ki, elbisesinden tutarak onu engelleyen üç el sayesinde olduğu yerde debelendi sadece. Misafirler, Özge'yi kem göz koruma kalkanına aldıktan sonra içeriye buyur edilmeyi bekliyordu ama ne Melisa'dan ne de Kaan'dan o hamle gelmiyordu bir türlü. Aksine Melisa, kızına kene gibi yapışan kadına saldırmamak için o kadar kasmıştı ki kendini, başına ağrılar girmiş, eliyle başını ovuyordu.

Özge, annesine hadi, dercesine bakarken Melisa hala başını ovuyor, bir yandan da misafirler haricinde her yere bakıyordu. Biricik bebeğine iki kez annecim, iki kez de kızımız, demişti bu ne idüğü belirsiz aile. Ayy! Dayanamayacaktı! Eliyle kocasının koluna birkaç kez, vah başımıza gelenler tarzında vururken, kaynana yine girdi söze.

"Hayırdır dünür? İyi misin?"

Melisa önce etrafına bakındı. Berende tam bir dünür tipi vardı ve aslında Ayşe de bir tık dünürümsüydü. Hele Elif, ondan daha dünürü yoktu bu hayatta. Zorlasa Masal ile Ayça bile dünür olurdu ama o? O asla!!

"Şey oldu.. Migren!! Migrenim tuttu benim de.. Şey mi yapsak.. Şeetsek, ertelesek?" dedi hızla ve kocası da hemen atıldı konuya. Karısı şahane bir fikirle kurtaracaktı onları bu geceden. 

"Yani kötüysen? Çok da zorlamamak lazım."

Fakat yine Allah'ın cezası Şafak bütün kurtulma çabalarını yok etti.

"Aaa.. Olmaz! Önce misafirlerimiz içeriye buyursun, yanımızda doktor var nasılsa. Elif'çim sen Melisa'ya yap bir iğne, hemen açılır o."

"Yaaa. Tabi öyle olur. Açılırım iğneden sonra, buyurun madem bu kadar ısrarcısınız." dedikten sonra, misafirler uzun süre bekledikten sonra içeriye geçerken o, Ayşe'nin kolunu tuttu.

"Sizin aile kabristanınız var mıydı Ayşe?"

Ayşe, gülmemek için kendini zor tutuyordu.

"Şafak'ın boyuna uygun yok. Sen ona yenisini hediye edersin artık!"

KAÇINILMAZ BAĞ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin