KAÇINILMAZ BAĞ (TAMAMLANDI)

KB 🕷 Bölüm 6

Selam KB bekleyen canlarım..

Yeni bölümü keyifle okuyun...

Suskun bir kalp...

İstemek tuhaf bir eylemdi ve ona sorsanız isteme eyleminin arzu ile yakından ilişkisi olduğunu söylerdi. Bir miktar tutku ve bolca şehvet içerdiği de kesindi bu eylemin. Masal, Kerem'i büyük bir aşkla isterken, ona her baktığında, lacivert gözleri tenine her değdiğinde bedeni Kerem'e ait olma arzusu ile yanıp tutuşuyor, tutkudan alev gibi yanan gözlerini kaçırmak zorunda kalıyordu. Aksi halde anlardı Kerem..

Masal'ın ona aşkla bakan gözlerinin, yüzünün her bir noktasını ezberleyen bakışını ve dudaklarının tadını ölesiye merak ettiğini, bedeninin her bir noktasına hayran olduğunu ve parmaklarını ona uzatmamak için zor tuttuğunu anlardı Kerem.

Zor bir savaş veriyordu Masal ve bu savaşta en büyük rakibi kendisiydi. Bir yandan Kerem'e karşı olan duygularını gizlemeye çalışırken diğer yandan yeni bir yol çizmeye çalışıyordu kendisine. İlk deneyimi başarısız olmuştu genç kadının. Hüseyin kalbinde yara olduğunu söylemesine rağmen ondan bir şans istemişti önce ama ardından tek bir sebep göstermeden hızla bitirmişti görüşmelerini. Masal bunun için kızmamıştı ona, kaç erkek kalbinde başkasının acısını taşıyan bir kadın isterdi ki?

Cihan kızmıştı Masal'ın aksine. Hüseyin'i geri zekalı olmakla suçlarken bir yandan da Masal'a uzun süredir hayran olan yakın arkadaşı Cenk ile bir buluşma ayarlamıştı. Masal itiraz etse de Cihan kabul etmemiş, yıllardır aşk acısı çeken arkadaşını kurtarmak için kollarını sıvamıştı.

"Cihan, bedenimdeki her hücre Kerem'e aitken başka biriyle olmak kolay değil benim için." diyen Masal aslında hiç hazır değildi bir görüşme için.

"Denemen lazım Masal. Kimseyi kandırmıyorsun ve denemeden de bilemezsin. Elbet biri yarana iyi gelecektir."

"Bilemiyorum." dedi Masal ama aslında biliyordu kimseye aşık olamayacağını. Kimseye Kerem'e baktığı gözle bakamayacağını, kimseyi onu arzuladığı gibi arzulamayacağını biliyordu ama deneyecekti. Belki bir şekilde acısı hafifler, belki kendince, belki sakin bir şekilde sevebilirdi başkasını.

"Tamam." dedi isteksiz bir nefes vererek. "Onunla akşam yemeği yiyeceğim ve ona da söyleyeceğim kalbimde bir yara olduğunu. Aksi halde kendimi çok kötü hissederim."

Cihan genç kadının olumlu cevabına oldukça memnun olarak çıktı odasından ve Masal'ı kendi düşünceleriyle baş başa bıraktı.

Lina'nın hafta başında işe başlama kararı Ali yani müstakbel patronu tarafından kesin bir dille reddedildiğinden bir saat içinde çalışmaya hazır bir vaziyette şirkette olması gerekiyordu. Lina ne yalan söylesin Ali'nin bu net patron tavrı da ayrı bir hoştu ve kesinlikle ekstra bir aşk unsuruydu.

Lina hızlı bir duş aldıktan sonra annesinden öğrendiği etkili şirket kadını tavrını takınarak dolabının önüne geçti. Siyah derin yırtmaçlı kalem eteğini ve beyaz bluzunu yatağına attıktan sonra ipek jartiyerini giydi içine ve bir gün Ali'nin karşısında bu şekilde kalacağını ve genç adamın ona tutkuyla bakacağını hayal etti. Giyindikten ve uzun turuncu saçlarının beline dökülmesine izin verdikten sonra annesinden çaldığı ve babasının üstünde etkisinin kanıtlandığı bordo ruju sürdü dudaklarına. Gözlerinin ekstra bir renge ihtiyacı yoktu. Gözleri ne babasınınki gibi orman yeşili ne annesininki gibi okyanus mavisiydi. Sanki ikisinin aşkının kanıtı gibi mavi ile yeşilin acayip bir tonundaydı gözleri ve herkesin hayran kaldığı kadar güzeldi. Rimelini sürdükten sonra yine annesinden çaldığı parfümle yıkadı kendisini ve asansöre binerek garaja indi. Lina'nın burada da bir arabası vardı ve İstanbul'a her geldiğinde elinin altında olmasından inanılmaz keyif alıyordu Lina.