🏀Tilki ve Tavşan🏀

703 109 450
                                    


 [Kısa bir açıklama yapacağım. @eunwoo_fan_girl ve ablamın ricasıyla bu bölümü aynı gün attım. Büyük ihtimalle bir günde iki bölüm attığım için oy ve yorum sayısı az olacak. Ve haftaya bölüm gelmesi de biraz zor olur. Bölüm biriktiriyorum ve üniversite sınavına hazırlanıyorum. Bu yüzden haftaya bölüm gelmesini beklemeyin. Ama bir sonraki hafta mutlaka atarım. Bu arada oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı lütfen unutmayın olur mu?

Sanırım kendimi acındıracağım. Arkadaşlar lütfen oy verin ve yorum yapın. Yorumlar çok oluyor ama okuyan sayısı ile oy sayısı arasında fark var. Bu farkı kapatalım olur mu?

Şimdi okuma zamanı!

Sevgilerle Şevval]

x_x_x_x_x_x_x_x_x

     Okul Çıkışı, 13.45

      Merdivenlerden inerken omzuma atılan kolla sendeledim. Berfin omzuma attığı kolu yüzünden üstüme abanıyordu. Kendimi zor taşıyorken bir de onu taşıyordum. Dilara sağımda yürüyordu ve o da Melis'in omzuna koluna atmıştı. Sibel elindeki telefondan video izliyordu. Ne izlediğini tahmin etmek zor değildi aslında.

"NBA gidiyoruz değil mi?" dedi Melis. Başımı salladım. Eve geç gitmek benim açımdan iyi olacak. Berfin beni biraz daha kendine çektiğinde saçlarım onun kolunun altında sıkışıp kalmıştı. Acımasına rağmen sesimi çıkarmadım.

"Evet, geçen ablamla kız kardeşim gitmişler. Yaman abi yeni şeyler eklemiş menüye. Tadarız." Sabah diyete gireceğinden bahseden Dilara şu anda NBA Kafenin menüsünü düşünüyordu. Yürümeye devam ettik.

      Okuldan çıktığımızda beri sadece NBA Kafeye gidip gitmeyeceğimizi konuşmuştuk. Onun haricinde oldukça sessizdik. Neden sessiz olduğumuza dair hiçbir fikrim yoktu. Aklım çok karışıktı. Sanırım bir süre düşünmeye bile ara vermeliydim. Çünkü ciddi anlamda kafayı yiyecektim.

Boşuna dememişler çok düşünme kafayı yersin diye azizim.

x_x_x_x_x_x_x

-Melis Toklu'dan-

       Kızlarla NBA Kafeye giderken aklımda ne yemek istediğim vardı. NBA Kafenin menüsü ile yıllarca beslenebilirdim. O kadar güzeldi. Arkamızda yürüyen Sipsi yanıma geldiğinde elindeki telefona baktım. Dilara'nın kolu omuzlarımı göçertmişti ama sesimi çıkarmıyordum.

"Ne yapıyorsun?" dedim Sibel'e. Sibel başını bana çevirdi ve telefonun ekranını gösterdi. ING Basketbol Liginin puan durumuna bakıyordu.

"Kim kazansın isterdin?" dediğimde bana ' bu da soru mu?' der gibi baktı. Seviyorum ya ben bu kızı.

"Anadolu Efes. Sen?" dedi başını bana çevirerek. Ben de ona aynı bakışı attım.

"Fenerbahçe."

"Ben de ki de soru..." diye mırıldandı ve telefonunun ekranına çevirdi başını. ING Basketbol Ligin de kazanan Fenerbahçe olsun istiyordum çünkü Fenerbahçeliydim. Hem zaten içimden bir ses 'Efes Final Four'u kazanır' diyordu. Bak bu konu da Anadolu Efes'i tutuyorum. Çünkü bir Türk takımı o var. 2017 de Fenerbahçe almıştı ve kupayı Melih Mahmutoğlu kaldırmıştı.

      NBA Kafe gözüktüğünde adımlarımızı hızlandırdık. Bu kafeyi seviyordum. Basketbol aşığı biri olarak sık geldiğim bir yerdi. İlk geldiğimde hayran kalmıştım. Her yıl kendini biraz daha geliştiriyordu. Telefonum çalmaya başlayınca çantamın ön gözünden çıkardım. Bugün belki antrenman yaparız diye yedek eşofman ve bir crop getirmiştim. Kızlar da getirmişlerdi ama sadece bize yük oluyordu. Telefonumu çantamdan çıkardığımda Dilara'nın kolundan kurtuldum.

Berabere |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin