🏀Aptal Tavşan🏀

676 94 116
                                    


      Dudaklarımı büzdün ve balık ağzı yaptım. Canım feci halde sıkılıyordu. Bugün sabah abim Amerika'ya annesi Müge Hanımın yanına gitmişti. Sevgili babacığımda tedavi için sadece bir haftalığına Fransa'ya gitmişti. Umarım annem ile benim evime uğramaz. Yoksa cinnet sebebim olurdu.

       Bugün baya yorucu geçmişti benim için. Sınavlar başlamadan şu antrenmanları sıkı tutmaya çalışıyorduk. Kenan Koç'un eğitimi biraz zorlu geçse de oluyordu. Kaslarım eski sıkılığına kavuşmuştu.

      Kaslar nankörlerdir. Çalışmadıklarında yağlanırlar ve insanı dumura uğratırlar. Benimkiler de nankörlük yapmaya başlamıştı. Sıkı basketbol antrenmanlarını bırakıp normal sabah sporuna geçiş yapmıştım Fransa'dayken. Ama şu anda eki basketbol antrenmanlarımdan dana sıkı bir antrenmanla kaslarımı dize getiriyordum.

"Üvey, ben çok sıkıldım. Bu Perşembe günü geçmek bilmedi."

"Yorgunsun..." diye mırıldandım. Koltuğa boylu boyunca uzanmıştım. Karşımdaki televizyonda kanalları değiştiriyordum. İzlediğim dizilere kısa bir ara vermiştim. Çünkü paranoyaklık evresine geçiş sürecim yeniden gün yüzüne çıkmıştı. Bu yüzden tatlı-romantik diziler izleyerek kendime gelecektim.

Gâvur yapımı o dizilere karşı gardımızı çekmeliyiz azizim.

Benimle misin?

"Ne izliyorsun?" dedi tekli kanepeye oturarak. Normal bir şekilde oturmak yerine koltuğun kol koyma kısımlarından bacaklarını sallandırmıştı. Sınavlara çalışırken o pozisyonda çokça uyuya kalmıştım.

"Hiçbir şey."

"Ya Hasan Can Kaya izleyelim mi?" dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım.

"O ne lan?" dediğimde göz devirdi. Ne bilemek değil, öğrenmemek ayıptır. Gerçi onun bununla aynı anlama geldiğini pek sanmıyorum ama olsun.

"Cem Yılmaz gibi." Başımı salladım.

"Hayır, hiçbir şey yapmak istemiyorum."

"Konuşalım?" dedi tek kaşını kaldırarak. Ben bunun bu surat ifadesini biliyorum. O yüzden cevabım kesinlikle hayır olacak.

Üstadım, bu kız Harley olmayı fazlasıyla abartmış ben sana söyleyeyim mi? Acaba geceleri sokaklarda Batman'e karşı da savaşıyor mu?

"Hayır, üveyim."

"Neden?" dedi kaşlarını çatarak. Yüzüne ciddi bir ifade oturmuştu. Neden? Güzel soru. Çünkü bazı şeylerin içimde kalması gerekiyor. Bazı şeyler içimde kalmalı ki kimsenin bana karşı kozu olmasın.

Bu sadece bir bahane azizim. Ona nedenini söyleyemem.

"Ne neden?" dediğimde yanaklarını şişirdi. O inatçıysa ben de inatçıydım. Kesin annelerimize çekmiştik ama annelerimiz arasında hiçbir akrabalık olmadığına da eminim.

Aynı adamın babamız olmasını karıştırma işe üstadım, oralar sıkıntılı da biraz. Biliyorsun.

"Konuşmak istiyorum Ecem. Bir sorun var biliyorum ve bu sorunun karşısında, senin yanında olmak istiyorum. Üvey kardeş olabiliriz ama ben seni kendi öz kardeşim olarak görüyorum. Ne yaparsan yap, senden soğumayacağım. Uzaklaşmayacağım." Kaşlarımı şaşkınlıkla kaldırdım. Berçin'den bu kadar ciddi bir konuşma beklemiyordum. Uzandığım koltukta doğruldum ve oturur pozisyona geldim. Televizyonu kapattım.

"Berçin..."

"Dinliyorum..." dedi ve dikkatli bir şekilde bana baktı. Ben de ona baktım. Ne diyeceğimi kestiremiyordum ama resmen beni gerçek kardeşi olarak gördüğünü söylemişti. Buna karşılık ne diyebilirdim ki ben?

Berabere |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin