Kader insanı bir yerden alır ve bir yere götürür. Kader insanın elinde değilmiş gibi gözükse de aslında tamamen bizim kararlarımızla oluşur ve şekil bulurdu. Buna daima inanmıştım. Kader insanın gerçeklerinden biriydi. İnsan gerçeklerinden kaçamazdı ve kaderden de kaçmak imkânsızdı. Sürekli kararlar verip, eylemlerimizi gerçekleştirirken kader elimizde değilmiş gibi davranamazdık.Ben bir karar vermiştim. O karar sonucunda da Yakutluca'da bir hayat elde etmiştim. Arkadaşlarım olmuştu, üveyimle daha çok yakınlaşmıştım, basketbola tekrar başlamıştım, babamla aramdaki sorunları halletmiştim. Eğer düşüncelerim doğruysa, kader insanın eylemlerinin sonucunda ortaya çıkıyorsa, yaptığım her şey için 'iyi ki' demeyi ihmal etmeyeceğim. İyi ki annemi dinledim ve buraya geldim. Onun terk ettiği ülkeye geri döndüm.
Çok fazla şey yaşadım. Başımdan enteresan olaylar geçti. Tuhaf insanlarla tanıştım. Bazen güldüm, bazen ağladım. Arkama dönüp baktığımda dudaklarımda bir gülümseme vardı. Gözyaşlarım da vardı ama dudaklarımdan gülümseme eksik olmamıştı. Böyle bir hayat yaşayacağım kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Çünkü stabil olan hayatıma tuhaf şeyleri yakıştıramamıştım. Ama şimdi o tuhaflıkların bir parçasıydım. Normal olmayan arkadaşlarım, normal olmayan çevrem ve normal olmayan bir sevgilim vardı.
Azizim söylemesi bile çok hoş değil mi? Sevgilim... Benim sevgilim... Benim için sevgili...
Şimdi yeniden olduğum yerde duruyorum ve arkama bakıyorum. Yanımdakiler ilerlemeye devam ediyorlar. Onlarla aynı yolda yürüyorum. Onlarla gelmediğimi fark ettiklerinde durup beni bekleyeceklerine emin olduğum insanlarla birlikteyim. Öyle yapıyorlar. Beni bekliyorlar. Bense gözlerimle geçmişe uzanıyorum. Geçmişi izliyorum. Beni bir ayna gibi yansıtıyor.
Pişman olmadığım bir geçmişim olduğuna kanaat getiriyorum.
Havaalanında abimi gördüğüm o ilk sefere gidiyorum. Yüzümdeki huysuz ve nefret dolu ifadeye şu an utançla bakıyorum. Sonra üveyimle ettiğim kavgalara başımı sağa sola sallayarak ama gülerek bakıyorum. Babama karşı aldığım tavrı dudaklarımı birbirine bastırarak izliyorum. Ve Özel Kargaburnu Koleji... Okulun adını ilk gördüğümde verdiğim tepki şu ada beni güldürüyor. Sibel, Sibel'im... Beni diğerleriyle tanıştırıyor. Yakutluca'daki tek arkadaşım Sibel'ken, şimdi dört tane oluyorlar. Sibel'in yanında Berfin, Melis ve Dilara var. Birden onların arkasında basketbol takımı beliriyor. Kenan Koçun yüzünde bir gülümseme var. Nadir anlardan biri... Azra ona hayranlıkla bakarken Kenan Koçun diğer tarafında Civciv var.
Başımı çeviriyorum. Orada Gece Yarısını görüyorum. Sevgili üveyim üstünde amigo takımının forması ile bana gülümseyerek bakıyor. Bana nasıl sarıldığını hatırlıyorum. Biz romanlardaki ya da kitaplardaki gibi kötü üveyler değildik. Biz birbirine sahip çıkan kardeşlerdik. Zamanında Kargaburnundaki öğrencilerin nefretle baktığı insanlara bakıyorum. Onu görüyorum. Dudaklarında o çokbilmiş tebessümü var. Gözlerinde ise neşe... Hemen saçlarının arasından bir çift kulak çıkacakmış gibi duruyor. Lakabının hakkını verir gibi bakıyor. En çokta beni seviyormuş gibi bakıyor. Seni seviyor. Bunu biliyorum. Bunu bana hissettiriyor. Yanında Furkan, Berke, Taha ve Emre var. Şakalaşıyorlar. Ama ben Emir'e bakıyorum. Tilkiye. Bir yerden sonra benim olan tilkiye. Tilkime.
İlk karşılaşmamız, ilk konuşmalarımız, ilk mücadelemiz, ilk lakaplarımız, ilk çabalarımız, ilk itiraflarımız, ilk öpüşlerimiz... Hepsi gözlerimin önünden geçerken gülümsemeden edemiyorum.
Anılar değişiyor. Eski basketbol sahasındayım. Taner ve Emir orada... Birbirlerine bağırıyorlar. Sonra beni görüyorlar. Taner'in kırmızıya dönmüş olan gözlerinin akına bakıyorum. Damarları belirginleşmiş. Hayal kırıklığı, nefret, öfke... Orada birden fazla duygu var. Benden ne bekliyor bilmiyorum ama onu dinliyorum. Bir hikâye dinliyorum. Yüzüme hüzün çöküyor. Eskiye dönüyorum. İki dostun nasıl düşman olduğunu dinliyorum. İkisi de çocuktu. Şimdi bakıyorum. Soğuk rüzgârlar esiyor aralarında. Asla yan yana gelmeyeceklerini, gelseler bile asla düzgün bir şekilde konuşamayacaklarını biliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berabere |TAMAMLANDI|
HumorDÜZENLENECEK Başlama Tarihi: 12.04.2021 Bir kız vardı. Annesinin terk ettiği ülkeye, terk ettiği adam yüzünden gelen bir kız. İşte o kızı getirdim sana üstadım. Bir maceraya atılacak ve olayların göbeğine yerleşecekti. Ama her şeyin bir başlangıcı...