[Yeni yılın ilk bölümü, sağ üst köşedeki yıldızı parlatmayı unutmayalım.]
Gece Yarısı Koleji, Taha Sahra
Elimdeki basketbol topunu sektirirken karşımda duran Emir'in yanından geçtim ve topu potaya sürmeye başladım. Üçlük çizgisinin hemen yanında boşta duran Doruk'a topu attım. Doruk topu hemen yakaladı ve olduğu yerde zıplayıp topu potaya gönderdi. Top potadan geçtiğinde bizim takımdan sevinç naraları yükseldi.
"Harikaydın oğlum!" dedi Emre ve kolunu omzuma attı. Doruk ile yumruk tokuşturduk. Ona sayı bana asist yazılmıştı.
"Hepimiz iyiyiz." dedim gülümseyerek. Engin boynunda asılı olan düdüğe üflediğinde hepimiz ona baktık. Bizi yanına çağırdı. Tüm takım toplanıp onun yanına gittiğimizde elinde bir not defteri tutuyordu.
"Çok iyiydiniz. Emir abi, sen şu sıralar çok iyi oynamıyorsun. Toparlanman lazım." Emir başını salladı.
Aklı sürekli başka yerdeydi. Ecem için endişeleniyordu ve bu da oyuna yansıyordu.
"Tamam." dedi Emir. Başımı Engin'e çevirdim. Engin gözlemlerini bizimle paylaşıyordu. Takım yardımcısı olarak gerçekten iyi iş çıkarıyordu. Üstelik dokuzuncu sınıftı. Ama ona şöyle bir baktığımda bu iş için yaratıldığını düşünmeden edemiyordum.
"...Selim abi sen de biraz hücumu geliştir ya. Sürekli savunma yapamazsın."
"Anladım." dedi Selim. Engin başını salladı.
"Biraz dinlenin. Sonra devam edelim."
Engin arkasını döndü ve yerden bir bez alıp sahaya girdi. Sahayı silmeye başladığın da bizde yere attık kendimizi.
Adnan amca ve Kenan Koçun ameliyatından sonra maç ertelenmişti. Ve şu anda maça iki gün vardı. Son gün çalışmazdık ama bugün ve yarın uzun soluklu antrenmanlar yapacağımız kesindi.
Ve ben bu süreçte sevgilimden uzaktaydım. Büşra Koç yüzünden kendimi Nazi kapındaymış gibi hissediyorum. Telefonla konuşmamıza bile izin vermiyor.
"Kargaburnunun kızları da çalışıyor mudur?" dedi Tufan. Başımı salladım ve Cihan'ın bana uzattığı şişeyi aldım. Antrenman sonrası enerji içeceği içme nedense bana iyi geliyordu.
"Dilara bana resim attı dün. Baya çalışıyorlar onlarda. Kenan Koç sadece onlara basketbol oynatmıyormuş. Spor salonuna götürmüş. Kasta çalıştırıyormuş."
"Baya hırslılar." dedi Emir gülerek.
"Hırslı olmaları iyi değil mi? Sonuçta biz onları ezerken hiçbir şey yapmamaları adil olmaz." Dedi Doruk alayla. Hepimiz gülmeye başladık. Ne kadar sevgilim onların arasında da olsa ben de kazanmak istiyordum. Ve kazanacaktık.
Umarım Sipsi beni anlar. Pek ümidim yok ama...
"Bu arada geçen televizyonda senin kuzenini gördüm." Dedi Cihan, Emir'e. Emir başını salladı. Kaşlarımı çattım.
"Joker mi?" dediğimde Emir başını sağa sola salladı.
"Anne tarafından kuzenim. Efes var ya. O."
"Liseler arası hafif sıklet boks yarışması gibi bir şeydi. Çok şaşırdım oğlum Efes'i görünce. O dövüşmeyi biliyor muydu?" dedi Cihan. Hala şaşırıyordu.
"Bilmiyorum ki. Vahiy inmiş gibi bir anda dövüşmeye başlamadıysa biliyordur. Tövbe tövbe."
Emir'in söyledikleri hepimizi güldürmüştü. Enerji içeceğinden bir yudum daha aldım ve başımı geriye doğru attım. Enerji içeceğini ağzımı çalkalarken bir yandan da Sipsiye olan özlemimi düşünüyordum. Of, bu kız bana hiç iyi gelmemişti. Onu düşüneceğim diye hiçbir şey düşünemiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berabere |TAMAMLANDI|
HumorDÜZENLENECEK Başlama Tarihi: 12.04.2021 Bir kız vardı. Annesinin terk ettiği ülkeye, terk ettiği adam yüzünden gelen bir kız. İşte o kızı getirdim sana üstadım. Bir maceraya atılacak ve olayların göbeğine yerleşecekti. Ama her şeyin bir başlangıcı...