[Sınır 35 oy, 320 yorum. İyi okumalar <3]
x_x_x_x_x_x_x_x_x_x_x
-Dostluk Haftasının 3. Günü, Çarşamba-
Elimi ağzıma götürdüm ve bir daha esnedim. Kantinin içi sıcaktı ve ben sabahın bir körü olduğu için iyice mayışmıştım.
Bugün, haftanın en değişik başka bir günü olabilirdi. Pazartesi alışma süreci olarak geçmişti. Salı tamamen adapte olmuştuk ama bugünün ayrıcalığı Türkiye'nin en büyük kitap fuarına gidecek olmamızdı.
Sipsi ve Taha bize bir şey söyleyeceklerini, söylemişlerdi ve hepimizi burada toplamışlardı. Emir karşımdaki sandalyeyi çekti ve oturdu. Önüme karton bardak bıraktı. Karton bardağın içindeki kahvenin dumanı yüzüme vurduğunda ayılmam gerçekleşiyordu.
"Teşekkür ederim." diye mırıldandım.
"Bize yok mu?" dedi Berfin. Emir ona baktı ve sevecen bir şekilde gülümsedi.
"Elbette var. Kantincimiz Hikmet abi parayı veren herkese kahve yapıyor. İstediğiniz şekilde. Valla bana taş çıkarır." dediğinde gülmeden edemedim. Berfin gözlerini kıstı.
"Bu yokken biz vardık Emir Efendi!" dedi Melis sertçe. Emir omuz silkti.
"Ama artık o var."
"Hain ya! Gerçekten hain!" dedi Melis sertçe. Sonra da elimdeki karton bardağı aldı ve kendisi içmeye başladı. Gözlerimi kıstım.
"Bu yaptığın hiç ama hiç hijyenik değil."
"O zaman Emirciğin bize de getirseydi." dediğinde yanaklarımın hafifçe kızardığını hissettim. Furkan'a döndüm. Çenesini eline yaslamış uyukluyordu.
"Furkan, Melis'e kahve getirebilir misin?" dediğimde gözlerini açtı.
"Seviyor olabilirim ama bu kölesi olacağım anlamına gelmez. Üşenmesem gidip kendime alırım ben." dedi Furkan ve yeninde gözlerini kapattı. Birkaç saniye sonra Berke elinde iki karton bardak ile geldi. Emir'in yanındaki boş sandalyeye oturdu ve karton bardaklardan birini karşısında oturan Dilara'ya uzattı. Dilara gülümseyerek ondan karton bardağı aldı.
"Hişt, Emre. Kalk ve sen de bana al. Azıcık centilmen ol!" dedi Berfin. Emre başını telefonundan kaldırdı ve ona baktı.
"Sen güçlü bir kızsın Berfin. Kendi kahveni kendin almalısın."
"Sen de centilmen bir erkeksin."
"Centilmen mi? O ne demek? Üzgünüm kelime dağarcığımda öyle bir kelime yok."
"Senin dağarcığına- Neyse sen centilmen olmamaya devam et ama ben hanımefendiliğimi bozmayacağım." dedi ve arkasına yaslandı.
Başımı Emir'e çevirdiğimde arkasına yaslanmış beni izlediğini gördüm. Emir ile en iyi anlaşma şeklimiz dudaklarımızı oynatmamızdı. Kimse bizi duymuyordu. Dudak hareketlerimizi yakalarlarsa anlarlardı ama şu anda herkes başka bir âlemdeydi. Ama dikkatlerini çekebileceği için çantamdan telefonumu çıkardım.
Siz: Ne oldu?
Tilki: Hiç sadece düşünüyordum.
Siz: Neyi?
Tilki: İnanmayan insanların seni görünce Yaratıcının varlığına inanıp inanmayacaklarını. Çünkü senin maymundan üreyen bir insan soyuna ait olduğuna kimse inanmaz.
Siz: İlk dersiniz Din Kültürü müydü?
Başımı kaldırıp ona baktığımda güldüğünü gördüm. Telefonum bildirim ile titredi. Başımı yeniden telefonuma çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berabere |TAMAMLANDI|
HumorDÜZENLENECEK Başlama Tarihi: 12.04.2021 Bir kız vardı. Annesinin terk ettiği ülkeye, terk ettiği adam yüzünden gelen bir kız. İşte o kızı getirdim sana üstadım. Bir maceraya atılacak ve olayların göbeğine yerleşecekti. Ama her şeyin bir başlangıcı...