🏀Mr. J🏀

577 86 218
                                    


Berfin Büyükten

      Ağzımdaki sakızı balon yapıp patlattığımda yanımda yürüyen takım arkadaşım bana sinirli bir bakış attı. Bu her insana olur değil mi? Yanında biri sakız çiğnerken onun ağzının ortasına yapıştırmak istersin.

      Voleybol takımı olarak okula tüm öğrencilerden önce gelmiştik. Yarım saatte olsa bir antrenman yapabilmek için. Çok sık antrenman yapmasak da takımımız gerçekten de çok iyiydi. Bunda voleybol antrenörümüzün de payı büyüktü.

"Bakın ne diyeceğim, sınavlardan sonra Umutsuzlar Parkında antrenmanlara devam edelim mi?" dedi Simge.

"Olmaz, orası çok kalabalık oluyor. Okulun voleybol sahası bence uygun oluyor." Başımı sallayarak Gözde'yi onayladım. Ben ve Gözde haricinde takımın diğer üyeleri bizden küçüktü.

      Hazırlanmamız gereken sınav giderek yaklaşıyordu. Büyük ihtimalle Yakutluca da ki üniversiteye gidecektim. Orası vardı aklımda. İkiz ablalarım oradan mezun olmuşlardı. Ben de oradan mezun olmayı planlıyordum.

      Damla hocanın yanına geldiğimizde hepimize göz gezdirdi. Damla hoca eskiden çok iyi bir voleybolcuymuş. Önceden demişti bize çünkü sakatlanmıştı. Sakatlandıktan sonra da bir daha oynayamamıştı. Biz sakatlanmayalım diye de bizi çok fazla zorlamamaya çalışıyordu. Bazen küçük bir çatlak bile bir sporcunun hayatını bitirebiliyordu.

"Kızlar, antrenmanlarımızı çok az yapıyor olsak da hala çok iyisiniz. Bu sene takıma yeni oyuncu almayı düşünmüyorum bu yüzden. Ve kaptanı da değiştirmeyeceğim." Bana baktı ve göz kırptı. Ben de başımı salladım.

      Hem basketbol takımında olmak, hem de voleybol takım kaptanı olmak zor değildi. Düzenli bir programla her şey halledilebilir oluyordu. Zorlukları vardı, ama o kadarcık da olacaktı. Arkamda duran Gözde omzuma vurdu. Bana göre kısaydı. Hatta takımdaki herkesten kısaydı ve oyun kurucuydu.

"...Ama yine de kendinizi bırakmayın. Sınavlarınız yaklaşıyor. İki hafta sürecek ve iki haftanın sonunda üniversite sınavlarına hazırlanacaksınız. Okul yönetimi sizi yormamamızı söyledi. Şimdi kendinize sıkı bir program hazırlayın. Sonra da bana getirin. Programlarınızı ben düzenleyeceğim. Şimdi gidebilirsiniz kızlar."

      Damla hocanın yanından ayrılıp soyunma odasına gittik. Üzerimdeki eşofmanlarımı çıkartıp okul formamı giydim. Sırt çantamı tek omzuma astıktan sonra soyunma odasından çıktım. Diğer kızlar konuşarak vakit kaybediyorlardı ama benim hoca gelemden derse yetişmem gerekiyordu. Yoksa derse alınmayacaktım. Biyoloji öğretmenimiz sağ olsun, pek bir gıcıktır da kendisi.

      Sınıfımın olduğu kata çıktığımda koridor da tek tük öğrenci vardı. Onla günaydın diyerek sınıfıma ilerledim. Eh, kibar bir bayandım ben sonuçta. Ne saçmalıyorum ki? Ben de kibarlığın k'si bile yoktu. Sınıfa girdiğimde kızların çoktan geldiğini gördüm. Dilara'nın ve Ecem'in yanı boştu. Hadi ben Dilara ile birlikte oturuyordum. Peki Taner neredeydi?

"Günaydın benim değişik sınıfımın garip insanları. Ben geldim." Kızlar ve sınıftakiler başlarını bana çevirdiler.

"Günaydın, baya enerjiksin hayırdır?" dedi Melis. Dilara başını sıraya koymuş uyuyordu. Garibim, beşik mi sallıyordu acaba geceleri?

"Evet, Damla hocadan iltifat kazandım da." Kızar gülerken ben Dilara'nın yanına oturdum. Tamam, kızların tabiri ile üşengeç bir amip olabilirim ama bu kadar da uykucu değilim. Dilara resmen uykuya aşıktı.

       Geçen yaz kızlar ben de kalacaklardı. Ailemle birlikte kalmıyordum. Okulun arka sokağından bir daire kiralamıştık. Kızlar da yaz boyunca bende kalacaklardı. Ve yaz tatilinin başlamasından bir hafta sonra babam ve annem, ben ve kızları alarak tatile gitme planı yapmışlar. Babam sabahın köründe Şafak Operasyonu yapar gibi evin kapısına dayanmıştı. Dilara da zorla uyandırılmıştı. Ve iki saat boyunca yatağın başında tarlası yanmış köylü gibi oturmuştu Dilara.

Berabere |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin