(Baştan söyleyeyim, sonra unutuyorsunuz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar ;D)
Sessizlik her yeri kaplamıştı. Sessizlik içimde kocaman bir boşluk oluşturmuştu ve ben o boşluktan aşağıya devamlı olarak düşüyordum. Dipsiz bir kuyu gibiydi. Durmadan düşüyordum ve uzanıp elimi tutan yoktu. Çünkü biri beni tutsun diye yardım çığlıkları atmıyordum. Sessizce oradan aşağı düşüyordum. Sonunun gelmeyeceğini bilemem rağmen düşmeye devam ediyordum. O boşluğun beni yutmasına izin veriyordum. İzin vermesem bile yutacağını biliyordum zaten.
O boşluğun sonunda herhangi bir ışık yoktu. O boşluğu ben çoktan kabul etmiştim. O boşluğu sadece biri doldurabilirdi ve beni oradan çekip alabilirdi. Ama bunu yapacak kişi, içimdeki o boşluktan habersizdi.
"Anne!"
Annem bana hızlı adımlarla geldi ve sıkıca sarıldı. Atlatamıyordum. Burada olmasının şokunu atlatamıyordum. Annem buradaydı, bu şehirdeydi. Lanetler okuduğu şehre geri dönmüştü.
"Buradasın." dedim gözlerim dolarken. Dudaklarımın arasından bir hıçkırık döküldü. Annem ne ara gelmişti buraya? Nasıl ben neden?
"Hişt, ağlama. Ben buradayım." Kendini benden ayırdı ve yanaklarımı öptü. Annem benden kısaydı. İstemsizce güldüm. Aramızdaki boy farkı beni hep güldürürdü.
"Neden geldin?" dediğimde başını sağa sola salladı ve yanaklarımdan öpmeye devam etti. Onu kaç aydır kanlı canlı görmüyordum? Zaman girmişti aramıza, mesafeler bizi birbirimizden uzaklaştırmıştı. Ben aşıkmış gibi sevdiğim bu kadından aylarca nasıl uzak kaldım? Nasıl nefes aldım onsuz?
"Çok kötü görünüyorsun, gel oturalım."
Beni sandalyelere doğru çektiğinde ben hala şoktaydım. Berçin ve Aysel abla birbirlerine sıkıca sarılmışlardı. Müge abla ve abim bir şeyler konuşuyorlardı. Sandalyelere oturduğumuzda annem elimi sıkıca tuttu.
"İyi misin?"
"Şaşkınım."
"Müge Hanım getirdi beni de." Kaşlarımı çattım.
"Nasıl?"
"Bir iş gezisi için özel bir uçakla Fransa'ya gelmiş. Bu haberi bana iletti ve gelip gelmeyeceğimi sordu. O sırada Aysel'de buraya geldiğini söylemek için aramıştı. Bende geldim."
"İyi misin? Bensiz iyi oldun mu? Çok yorulmadın değil mi? O komşu bozuntusundan uzak durdun mu?" Ben sorularımı art arda sıralarken annem gülümsedi.
"İyiydim tatlım."
"O komşu bozuntusu?" dediğimde gözlerini devirdi.
"Ondanda uzak durdum."
"İyi, iyi."
Annem kolunu omzuma doladı ve beni göğsüne doğru çekti. Çok fazla özlemiştim onun kokusunu. Bir koku insanın nasıl sakinleştirebilirse annemin kokusu da beni öyle sakinleştiriyordu.
Annemin yanındaki sandalyeye Aysel abla oturdu. Berçin'de, Aysel ablanın karşısındaki sandalyeye oturdu. Abim, Berfin'in yanına otururken Müge abla ayaktaydı. Öyle bir sessizlik vardık ki ölüm sessizliğinden halliceydi.
"Gerildim." diye mırıldandığını duydum Berfin'in. Normalde duyulmayacak kadar sessiz söylemişti ama ortam o kadar sessizdi ki onun mırıltısını hepimiz duymuştu.
"İçeri de mi?" dedi Müge abla, Akın'a hitaben. Abim başını salladı.
"Evet, ama şu anda içeride doktor var. İçeri gireceksen biraz beklemelisin anne." Müge abla başını salladı ve sandalyelerden birine oturdu. Sessizlik can sıkıcı bir şekilde büyümeye devam ediyordu. Ve kimse sessizliği bozmak için herhangi bir hamlede bulunmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berabere |TAMAMLANDI|
HumorDÜZENLENECEK Başlama Tarihi: 12.04.2021 Bir kız vardı. Annesinin terk ettiği ülkeye, terk ettiği adam yüzünden gelen bir kız. İşte o kızı getirdim sana üstadım. Bir maceraya atılacak ve olayların göbeğine yerleşecekti. Ama her şeyin bir başlangıcı...