🏀Harley V Joker🏀

352 47 293
                                    


[Gelelim fasulyenin faydalarına... Biliyorsunuz bir zaman önce şu sınır şeysini kaldırmıştım ama bir baktım okunma sayısı ile yorum ve oy sayısı arasındaki fark açılıyor. Dedim böyle olmaz. Bazılarınız var her şekilde yorum yapıp, oy kullanıyorlar. Ama çoğunlukla hayalet okuyucularımız var. Diyorum ki 200 yorum, 30 oyda anlaşalım. Ne dersiniz?

İyi okumalar]

Zaman diyorum ya her an... Evet, yine zaman... Hepimizi bir yerden alıp bir yere bırakan zaman... Akıp giden, giderken peşinde bizi de sürükleyen zaman... Geçiyordu. Geçmez diyenlere inat akıp geçiyordu. Geçiyordu gerçekten de... Geçmemesi tuhaf olurdu. O geçip gidiyordu ve biz de geçmişte hatırlayacağımız iyi kötü anılar biriktiriyorduk. Bugün iyi anılar biriktirerek başlamıştık güne.

"Dilara! Dilara! Dilara!"

Dilara'nın adını haykırarak NBA Kafeye girdiğimizi de Gece Yarısının burada çalışan elemanları bize somurtarak bakmıştı. Ve biz hala Dilara'nın adını bağırıyorduk.

Çünkü azizim, bugün Gece Yarısı ve Kargaburnu arasında yapılan hentbol maçını bizim takım kazandı.

Kargaburnu kazanmıştı ve Gece Yarısı kaybetmişti. Ama Berke 'olmuşla ölmüşe çare olmaz' diyerek Yaman abiyle konuşmuştu ve Kafeyi bir buçuk saatliğine kapattırmıştı.

"Tamam, kızlar sakin olun. İlk defa kazanmadık ya." dedi Dilara bağırarak. Biz kahkaha atarken Dilara arkasına yaslandı. Hentbol takımının Koçu kutlama için erken olduğunu söylemişti. Bizde Dilara'yı alarak kendi aramızda yapmaya karar vermiştik. Furkan önüme tavuklu salatamı ve kolalarımı bırakırken burun kıvırıyordu. İlk defa bize ya da Melis'e laf atmadı ve mutfağa gitti.

Telefonumu çıkardım ve kamerayı açtım. Yüzümde turuncu-mavi boyalar vardı. Saçlarım iyice dağılmıştı. Üzerimde kızların Dilara için bastırdığı tişört vardı. Mavi tişörtün üstünde turuncu yazılarla HADİ KAPTAN yazıyordu ve hepimizin tişörtünün arkasında Dilara'nın forma numarası vardı.

"Berçin gelecek mi?" dedi Sibel. Başımı salladım.

"Aramıştım buraya gelirken. Birkaç dakikaya gelir muhtemelen." Telefonumu kapattığım sırada kızlarında siparişleri geldi. Siparişlerden birini Emir getiriyordu. Ona gülümsediğimde göz kırptı. Elindeki tepsiyi kolunun altına altı ve eğilip yanağımdan öptü. Sırıttım.

"Neye borçluyuz bu öpücüğü?" dediğimde omuz silkti.

"Çok güzelsin."

"Çirkin olsam öpmeyecek misin?" dediğimde bakışlarını kaçırdı. Kaşlarımı çattım ve koluna vurdum sertçe.

"Tam bir pisliksin Emir."

"Şaka yapıyorum." dedi gülerek. Onu kendimden uzaklaştırdım.

"Yazma bana, engelleyeceğim seni!" dedim sertçe. Bana doğru geldi ve hafifçe eğildi. Yüzüne bakmak istemiyordum. Biliyorum çok klişe davranıyorum ama gerçekten de kalbim kırılmıştı.

"Sen her zaman benim güzelim olacaksın."

"Tabi canım. Nilüfer daha güzeldir git ona bak."

"Allah günah yazmasın da onun güzel olmadığını biliyorsun değil mi?" Gözlerimi kıstım ve ona baktım. Kınarcasına baktığım için şaşırdı.

"Ayıp, bir kıza, ileride kadın olacak bir bireye en önemlisi belki de anne olacak birine çirkin diyorsun Emir."

"Ecem, af edersin ama lafı kıçından anlıyorsun!" dedi sertçe. Sırıttım ve elimi salladım. Sırıtışımı görünce başını sağa sola salladı. Sevgili olduğumuz bu süreçte onu daha iyi tanımıştım ve Emir'i sinir etmek o kadar da zor değildi hani.

Berabere |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin