[Bölümü okumaya başlamadan önce o yıldızı turuncuya çevirelim. Ve okurken de bol bol yorum istiyorum ;)]
-Furkan Sırca'dan-
Elimdeki kalemi kâğıdın üstünde hızlıca kaydırırken başımı kaldırdım ve sınıfa göz gezdirdim. Herkes sorunun cevabı için uğraşıyordu. Omzumun üstünden arkaya baktığımda Berke'nin uyuduğunu, Emir'in ise çoktan soruyu çözdüğünü gördüm.
Bazen o kadar mal oluyor ki, nasıl okul birincisi olduğuna şaşırıyorum.
"Evet, kimler cevabı buldu bakalım?" dedi Hakan hoca. Hakan hoca eğitim-öğretim hayatım boyunca en sevdiğim matematikçi olmuştu. Berke gibi hocanın huyuna gitmediğim için beni de sever sayardı. Elimi kaldırdım. Benim elimi kaldırmamla birkaç kişi daha elini kaldırdı.
"Aslı?"
"Hocam ben yirmi buldum."
"Tamam. Furkan sen kaç buldun?" dedi hoca. Elimi indirdim.
"Ben de yirmi buldum."
"Herkes yirmi mi buldu?" dedi hoca.
"Ben on dokuz buldum hocam." dedi arkamda oturan Emir. Sınıfta soruyu yapanların hepsi yirmi bulmuştu. Bu herif neden başka bir sonuç bulmuştu? Belki yanlıştır.
"Emir'in cevabı doğru... Yapmak ister misin?" dedi Hakan hoca. Kaşlarımı çattım. Defterime baktım. Nasıl yanlış olabilirdi ki?
"Sanırım sınıftakilerin hatası soruyu tam okumamış olmaları. Soru da çift sayı değil, tek sayı yazıyor." dedi Emir ve akıllı tahtanın kalemini eline alıp soruyu çözmeye başladı. Lanet olsun ki haklıydı!
Son zamanlar da bize TYT-AYT soruları çözdürüyorlardı. YKS büyük bir hızla yaklaşıyordu. Kurslara da gitmeme rağmen bir türlü toparlayamıyordum. Emir soruyu çözdü ve arkamdaki sırasına doğru ilerledi. O geçerken bacağımı sıranın dışına uzattım ve Emir'e çelme taktım. Çelmem takıldı ama son anda toparladı kendini.
"E ilkokul da boşuna demediler 'çalışan kazanır, elması kızarır' diye." dedi alayla ve arkama oturdu.
Konu dersler olduğunda mezardan rahmetli dedem çıksa gözüm görmez. O derece!
"Puşt!" dedim sertçe. Yan kümenin en arka sırasında oturan Berçin Emir'e elini uzattı. Emir ile beşlik çaktıklarında kudurmama ramak kalmıştı. Son ders matematik mi olurdu ya? Beynim sulanıyordu ve yapamıyordum. El-insaf ama!
"Çocuklar dersin bitmesine beş dakika kaldı. Toplanabilirsiniz. Emir, Berke'ye söyle yarın velisini getirsin!" dedi hoca sertçe. İşte şimdi bizim agresif panda sıçmıştı. Hayırlı uğurlu olsun. Emir, Berke'yi dürterek uyandırırken biz de toparlanmaya başlamıştık. Bugün yanımda oturma kararı alan Taha aceleciydi.
"Ne oldu lan? Tabakhaneye b*k mu yetiştireceksin?" dediğimde durdu ve boş gözlerle bana baktı.
"Biri ile konuşmam lazım."
"Kim?" dedi Emre gözlerini kısarak.
"Konuştuğum zaman öğrenirsiniz kardeşim." Başka da bir şey söylemedi. Çantamı toparladım ve uslu bir çocuk gibi sırama oturdum. İnsanların gözlerinde çizdiğim profil sürekli değişiyordu. Okulda, aile evinde, arkadaşlarımın yanında, işte ve dışarıda çok farklı kimliklere bürünüyordum. Bizle insanız. Bir maskemiz olmak zorunda yoksa gizlenemeyiz.
"Ne oldu lan?" dedi Berke. Yeni uyanmıştı.
"Uyanda balığa gidelim kardeşim. Okul bitti. Hakan hoca senin velini istiyormuş yarına."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berabere |TAMAMLANDI|
HumorDÜZENLENECEK Başlama Tarihi: 12.04.2021 Bir kız vardı. Annesinin terk ettiği ülkeye, terk ettiği adam yüzünden gelen bir kız. İşte o kızı getirdim sana üstadım. Bir maceraya atılacak ve olayların göbeğine yerleşecekti. Ama her şeyin bir başlangıcı...