Uzun zaman geçmişti buraya geldiğimden beri. Her seferinde yenilenen bir döngünün içindeymişim gibi hissediyordum. Sürekli aynı noktaya geliyordum. Gülüyordum, mutlu oluyordum, ağlıyordum... Bir şekilde yaşamam gereken tüm duyguları son zerresine kadar hissediyordum.
Annem sen yeter ki mutlu ol derdi. Evet, mutluydum. Annem bana her baktığında güldüğümü görmek isterdi. Beni şu anda görmüyordu belki ama liseyi bitirip onun yanına yeniden gittiğimde, gözlerinin içine bakıp 'anne çok mutluydum orada' demek istiyorum.
"Ne düşünüyorsun?"
Başımı kaldırdım ve elindeki kahveleri masaya bırakan Emir'e baktım. Emir'in masaya bıraktığı kahveyi aldım ve burnuma yaklaştırdım. Kokusunu içime çektim.
"Hiçbir şey." dedim sadece.
"Tat bakalım beğenecek misin?" dedi. Kahvemden bir yudum aldım. Gözlerimi kapattım ve kahvenin tadını çıkardım.
"Yakutluca da bir tek NBA Kafenin kahvelerinin iyi olduğunu düşünürdüm. Emir bu harika."
"Biliyorum. Buurada çalışan barista öğretmişti bana baristalığı."
"Hım, çıraklıktan ustalığa öyle mi?" dediğimde gülümsedi ve başını salladı. Kahvenin kokusu o kadar güzeldi ki kendimden geçecekmiş gibi hissediyordum.
"Yarın bizim kızlarla maçınız var değil mi?" dedi Emir. Başımı salladım.
"Evet. İlk maçım olacak sizin kızlarla."
"Antrenman yapıyor musunuz?"
"Dün Kenan Koç canımızı okudu. Nefes aldırmadı diyebilirim. Civcivi de kendisine benzetmiş iyice Emir. Kız Kenan Koç gibi davranıyordu. Bilmesem kızı diyeceğim."
"Disiplin iyidir." dedi gülümseyerek.
"Elbette ama bizi öldürmeyecek disiplin iyidir. Ölürsek bu cinayete girer. Ve Kenan Koç bize artık antrenman yaptırmıyor. Cinayete teşebbüs ediyor."
"Berfin'den abartma sanatını öğrenmişsin bakıyorum da." Sırıttım.
"Tabi, bir sanatı öğreneceksen ustasından öğreneceksin tatlım." Emir kahkaha atarken ben sadece sırıtmakla yetindim. Onu gülerken izlemeyi seviyordum. Sadece bana gülüyormuş gibi hissettiriyordu.
"Maçı kazanırsak ne yapacaksın?" dedim Emir'e. Bu sorunun aynısını Dilara, Berke'ye sormuştu. Berke ne dedi bilmiyorum ama Dilara bize de sorun demişti.
"Üzülürüm. Sonuçta benim takımım kaybedecek."
"Biz Kaybedersek?"
"Mutluluğumu dozunda yaşarım."
"Dozunda?" dediğimde başını salladı.
"Gülümseyip alkışlamak."
"Maçı izleyecek misin?" dediğimde omuz silkti.
"İzlerim sanırım." Kaşlarımı çattım.
"Sanırım mı? Sevgilini izlemeye gelmeyecek misin?"
"Ben o maça sevgilimi izlemeye değil, takımımın rakip takım karşısındaki mücadelesini izlemeye gelirim."
"Karşı takım mı olduk şimdi?"
"O formayı üzerine giydiğinde evet, karşı takımdan oluyorsun Ecem. Sipsi ve Taha gibi bunu tartışmayacağız değil mi?" dediğinde fark etmiştim olayı. Evet, şu anda Sipsinin Taha'ya yaptığı baskının aynısını Emir'e yapmaya çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berabere |TAMAMLANDI|
HumorDÜZENLENECEK Başlama Tarihi: 12.04.2021 Bir kız vardı. Annesinin terk ettiği ülkeye, terk ettiği adam yüzünden gelen bir kız. İşte o kızı getirdim sana üstadım. Bir maceraya atılacak ve olayların göbeğine yerleşecekti. Ama her şeyin bir başlangıcı...