[Herkese merhaba, bölüm sonu canavarınız bu sefer burada sizinle bir konuşma yapacak. Oy ve yorum hakkında bir takım değişiklikler yaptım. Artık sınır yok. Çünkü kimse sınırı geçmek istemiyor. Yorum ve oyunu eksik etmeyenlere çok teşekkür ederim ama hala hayalet okuyucu olmakta diretenler var. Bu da benim moralimi gerçekten bozuyor.
Ben de şöyle bir karar aldım. Bölümü bitirdiğim de atacağım. Ama emin olun şu sıralar çok üşengecim. Neysem ne, umarım oy ve yorumlarda azalma değil de artma görürüz. Çünkü okunma oranı ile oy ve yorum oranı arasındaki dağlar kadar farkı görebiliyorum. Oyu şimdiden verin ve bol bol yorum yapın olur mu?
İyi okumalar]
Saat sanırım sabahın üçü. Hatta bir dakika sabah bile değil çünkü hava hala kapalı ve ay bize göz kırpıyor. Elimdeki spor çantası ile zar zor ayakta duruyordum. Bu da yetmiyormuş gibi sabahları hava çok soğuk oluyordu. Benim üzerimde de pijamalarım vardı. Diğerlerinin de benden bir farkı yoktu.
Otobüse geç kalmamak için kızlarla uyumamıştık ve birkaç dakika önce buraya gelmiştik. Ama maalesef ki daha otobüsler gelmemişti.
Azizim eğer biraz daha esnersem ağzım çıkacak. Çok uykum var.
"Hocam ne zaman gelecek bu otobüs? On birinci sınıflar gittiler bile!" diye bağırdı Dilara. Vekil öğretmenimiz biyoloji hocasıydı. Hoca elini ağzının üstüne kapattı ve esnedi.
"Hiçbir fikrim yok Dilara."
Berk hoca geçen hafta Cuma günü törenden önce bir duyuru yapmıştı. Dostluk Ayına özel bir etkinlik daha yapılacaktı. Normal de on ikinci sınıf öğrencileri kafaları dağılsın diye kampa gönderiliyormuş ama bu sefer her iki okulun da öğrencileri de gelecekti ama her sınıf farklı bölgelerde olacaktı. On ikinci sınıflar A bölgesindeyken, on birinci sınıflar B bölgesinde olacakmış.
Berke hoca böyle örnek verdi üstadım.
Kargaburnu ve Gece Yarısı haricinde Yakutluca da ki diğer üç kolej, bir fen lisesi ve iki devlet okulunun öğrencileri de o kamp alanında olacaklarmış. Berk hoca yine orada okulumuzu temsil edeceğimize dair bir konuşma yapmıştı.
"Ecem."
"Ne var Sipsi?" dedim.
"Sanırım Gece Yarısı ile aynı anda yola çıkacağız." Kaşlarımı çattım ve ona baktım. Nereden biliyordu bu?
"Nereden biliyorsun?"
"Taha yazdı. Onların otobüs gelmiş ama daha kalkamamış." Başımı salladım ve pijamamın cebinden telefonumu çıkardım. WhatsApp'a girdim.
Siz: Çıktınız mı yola?
Tilki: Daha çıkmadık.
Görüyorsun değil mi azizim? Çevrimiçi bile değildi ama hemen çevrimiçi oldu ve yazdı. BİR DAKİKA BİLE GEÇMEDİ ÜSTADIM.
Siz: Neden? Gelmedi mi otobüsünüz?
Tilki: Geldi.
Ama bekletiyorlar.
Sen?
Siz: Bizim otobüs daha gelmedi. Pijamalarımla okul bahçesinde bekliyorum.
Tilki: Üzerinde başka bir şey yok mu?
Mont falan?
Siz: Var. Hırkam var üstümde.
Tilki: Sen ciddi misin? Üşütmek mi istiyorsun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berabere |TAMAMLANDI|
HumorDÜZENLENECEK Başlama Tarihi: 12.04.2021 Bir kız vardı. Annesinin terk ettiği ülkeye, terk ettiği adam yüzünden gelen bir kız. İşte o kızı getirdim sana üstadım. Bir maceraya atılacak ve olayların göbeğine yerleşecekti. Ama her şeyin bir başlangıcı...