20

453 40 3
                                        


Dağ evinde geçirdiğimiz bir hafta dolunca dönmemiz için Park baba aramıştı bizde hazırlanıp yola koyulacaktık. Arabalarımıza doğru ilerlerken Yeol yanıma gelip küçük bir sarılma verip tekrar kendi aracına yöneldi. Bende kendi arabama bindim. Nefret ettigim şeyler arasında gelir Yeol ile bir yere giderken ayrı araçlarda olmak. Nedensizce geriliyorum. Sonuçta o yanımdayken arabamı kullanacak beni koruyacak şu iki korumaya ihtiyacım olmazdı değil mi. Onun da benden pek farkı yoktu o da sevmiyordu. O özellikle kendi araba kullanamadığı için çok sinirleniyordu ama Park baba bu durumu kesin bir dille bize reddetmişti. Kısacası şu an iki araç peş peşe yola koyulmuş, ikimizin de korumalarıyla araç ici sohbeti yasaklanmış halde eve gidiyorduk.

Aklıma gelen şeyle öndeki korumalara seslendim " aracı kenara çekin ". Dediğimi ikilemeden uygun bir yerde durunca Yeol 'ün araması gecikmedi tabi. " neden durdunuz Baek sorun mu var " dedi belli sesinde ince bir telaş vardı. " Ah hayır sorun yok ama ben bir haftadır Sehun a ulaşamıyorum. Onu görüp öyle eve geçmeyi düşündüm. " dememle Yeolun sinirli sesini işitmem bir olmuştu. " hiç bir yere uğramadan eve dönüyorsun Baekhyun ". Bu öfke niçin bu kızgınlık kime anlamıyordum. " Yeol sakin ol, sadece bir konu hakkında konuşup eve döneceğim gecikmeyeceğim." Dedim ellerime bakarken. Gerilip stres olunca yaptığım gibi. Öndeki korumalar yaşam belirtisi dahi göstermiyor öylece vereceğim kararı bekliyorlardı. " hayır dedim eve dönüyorsun, araçtan inip bu adamların önünde tartışmak istemiyorum eve gidiyoruz. " öfkesini bastırmaya çalışsa da başarılı olamıyordu. " hayır gidiyorum Chanyeol bu sıradan bir konu ve bu kadar uzamasını istemiyorum, lütfen ona karşı olan öfkeni benden uzakta tut ikinizin arasındaki mevzuda ben yara almak istemiyorum. " ikna edici bir tonda konuştuğumdan hallolacak sanmistim. "uzatmak istemiyorum Park Baekhyun eve geliyorsun" dedi kapatmasına fırsat vermeden " hayır Park Chanyeol gelmiyorum. " deyip telefonu kapattım.

Bir iki dakika sinirlerimin yatışmasını bekleyip öndeki korumalara baktım. Yeolun beni sürekli aramalarını görmezden gelip " Oh malikanesine gidiyoruz " dedim. Aynadan bana bakıp " peki efendim " demeleriyle şoförün yanındaki korumanın telefonunun çalması bir olmuştu. Öndeki koruma bana dönüp " efendim Bay Park arıyor " dedi. Babam mı diye düşünüp telefona baktığımda Chanyeol u görünce göz devirip açması için işaret verdim. Acar açmaz yükselen ses " Baekhyun eve geliyorsun. " oldu. Derin bir iç çekip "sen ne yaptığının farkında mısın Park Chanyeol "  sesimdeki siniri artık gizleyemiyordum. "ben farkındayım Park Baekhyun farkında olmayan sensin" dedi benimle aynı tonda. "gidiyorum " dedim ve cevap vermesini beklemeden kulaklık takıp camdan dışarıyı izlemeye başladım. Yeol o sırada sinirden çıldırmış şekilde bana eve gelmem hakkında diretmeler yapıyordu, ben duymazlıktan geliyordum. Tabiki müzik açmamıştım. Sadece duymazdan gelmek iyi geliyordu böyle durumlarda. Kulaklık kurtarıcı oluyor bazen. Benim cevap vermediğimi anlayınca korumalardan biri " efendim şu an kulaklık takmış sizi duymayabilir " dedi. Yeol sakinleşip " tamam eve geliyorsunuz hiç bir yere uğramadan, gecikmeden hemen eve gelin" dedi ve telefonu kapattı.

Öfkem sınırını aşsa da bir şey demedim. Kulağımdaki kulaklığı çıkarmadan dışarıyı izlemeye devam ettim. Araç harekete geçti ben ellerimi saçlarıma götürüp dağıttım. Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyordum. Şu an bağırmamak için kendimi zorluyor yumruk yaptığım elimi dudağıma bastırmaktan başka bir şey yapmıyordum. Ta ki korumaların konuşmaya başladığını duyana dek. Yolcu koltuğundaki koruma göz ucuyla beni kontrol ettikten sonra yanındakine dönüp " çiftler arasındaki kavgada bulunmak istemezdim ehehe" dedi gereksiz bir sohbete girişmeye çalışıyordu yanindakiyle. Gözlerim dışarıyı izlerken zihnim kulaklarım tamamen konuşulanlar üzerindeydi. " öyle " diye cevap gelince tekrar söze girdi " patron ikisini evlendirmek için mı yanına aldı dersin" dedi yanındaki " bilmiyorum akrabası diye duymuştum " diyince "ben, küçükken yanına aldığını duymuştum. Çok değerli biri diye oğluyla evlendirdi demislerdi" sesi fısıltıdan  bir tık yüksek çıksa da ne dediğini gayet net duyuyordum. Yanindaki adam " niçin soruyorsun. " diyince " sadece merak " diyip omuz silkti " ailesini kaybettikten sonra patron sahip çıktı ama evlendirmek için mı başka bir amaç var mi bilmiyorum " dedi. Daha sonra hiç konuşmadılar. Bende gözümü dışardan ayırmadım.

Gratefulness/ Minnet Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin