36

423 43 40
                                    


Kömür.. Tostun kömüre evrilmiş olması hiç önem arz etmiyordu çünkü Jongin in ona hazırladığı ilk atıştırmalıktı bu ve lezzetliydi.. Evet lezzetliydi(!), her neyse güzeldi işte.

Yaklaşık yirmi dakikadır karnını tuta tuta kendi yaptığı tosta bakıp komedi show izler gibi gülmesi ortamı daha da neşelendiriyordu. Tabi Soo nun içindeki keyif daha başka bir noktaya dayanıyordu. Sevdiği adam yanında mutluydu. Gecenin bilmem kaçında Kyungsoo 'nun evden tartışarak çıkmış olmasına dayanarak acıktığını düşünüp ona tost hazırlama macerasına girişmişlerdi. Tabi Jongin in niyeti morali bozuk olan Soo yu neselendirmeye çalışmaktı. En nihayetinde her gün evden evlenmeyeceğim diye kavga edip kaçmıyordu değil mi?

Kyungsoo bu gece, bu lezzetli tostu yedikleri an acillik olacaklarını bildiğinden dolaptan bulabildiği malzemeleri tezgaha yığmakla meşguldü. Tabi yüzünde kocaman bir gülümsemeyle. Mutfakta duyulan baskın fon sesi ise Jongin in kendi tostuyla göz göze geldiği an kıkırdamasıydı.

"Umarım lazanya olana kadar açlıktan ölmeyiz" dedi Jongin hala gülerken.

"Yardım edeceğin için çok çabuk hazır olacak" dedi Kyunsoo. Bir şeyleri birlikte yapmak istiyordu. Sonuçta evden kavga edip çıkmış bir gençti ve açtı ! Tabiki Jongin yardım etmeliydi değil mi? Kavga etmemiş olması ve tıka basa dolu oluşu hatta ve hatta ömrü boyunca bu saatte hiç yemek yememiş oluşu şu an gözüne ufak bir detay gibi görünüyordu. Jongin öğrenmediği sürece o detaylar zamanla yok olacaktı zaten. Umarım öğrenmezdi.

"Yardım istediğine emin misin" deyip tabakta duran kömürü gösterdi esmer olan. Dünya üzerinde tek yeteneğinin dans yapabilmek olduğuna yürekten inanırdı. Çünkü bu güne kadar becerebildiği başka bir şey yoktu. Düzgünce yaşayabilmesi bile bir mucizeydi onun için. Sahi düzgünce yaşayabiliyor muydu?

Şimdilik bu düşünceleri rafa kaldırıp önünde ışıldayan bir çift göze baktı Jongin. Nedense zihnindeki tüm trajik duyguları yok ediyordu bu ortam. Yemek yapıyor oluşu mu hoşuna gitmişti? Yoksa sürekli ışıldayan bir çift göz mü onu böylesine alıp sürüklüyordu mutluluk denizine çözemiyordu. Ama mutluydu.

"Hiç önemli değil kömür lazanya da tatmış oluruz bu sayede" dedi Soo hala gülümserken.

Gece boyu yemek yaptıktan sonra soft sohbet ederek, yemek yiyerek zaman geçirdi iki genç. Artık uyuklamaya başladıkları zaman salondaki kanepeyi işaret edip "sanırım başka misafir odası yok uyumam gerekiyor artık." Dedi Soo uykulu bir sesle.

"Evet başka oda yok ama oranın pek rahat olduğunu düşünmüyorum" dedi esmer olan. Devam etti "Geçen gün Chan orada uyuduğunda sabah yan yan yürüyordu" dedi yüzüne büyük bir gülümseme yerleştirirken. Onun gülmesine karşılık Soo kaşlarını çatıp "neden Hyun la aynı odada değilde burada uyudu" diye sordu aklındaki soruyu.

"Sanırım uzun zamandır birbirlerinden uzaklar. Chan ın hayatında başka biri var sonuçta, olması gereken bu. Ya da ben böyle biliyorum" dedi esmer olan omuz silkerken.

Kyungsoo 'nun içinde yeniden o huzursuzluk belirdi. Kendini suçluyordu onların bozulan ilişkisi için. Kendi Sky ı yıllar önce ortaya atmasaydı Baekhyun farklı düşünebilir, belki içinde Chanyeol e karşı hisler besleyebilirdi zamanla. Ama Kyungsoo bunu tek gecede mahvetmişti. Lânet biriydi.

Asılan yüzünü yere eğse de, esmer olan fark etmişti yüzündeki değişimi. Pek üstelemek istemese de sebepsizce onun da keyfi kaçmıştı. Yüzünde güller açan küçüğün şu an mutsuz oluşu onu da mutsuz etmişti. "Aslında odamdaki yatak geniş, istersen... yani belin burada tutulacaktır" dedi Jongin bir eliyle ensesindeki ufak saçları çekiştirirken devam etti. "Ben rahatsız olmam, zaten küçük bir şeysin.." dediği an büyük gözler kendisine dönünce açıklama gereği duydu daha fazla batırdığını anlamayarak "yani öyle demek istemedim elbette vücudun güzel küçük derken yetişkinsin..." daha fazla ilerleyemeyeceğini anlayınca. "Ben sadece sussam ve sende istersen yanımda uyusan nasıl olur" dedi büyük bir bıkkınlıkla omuzları düşerken.

Gratefulness/ Minnet Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin