Chanyeol dudaklarının üzerindeki sıcaklığa kendini teslim edebilirdi, bebeğinin gözlerindeki mecburiyeti görmeseydi eğer.
Ellerini bebeğinin omzuna yerleştirip uzaklaştırdı kendinden. Küçük olan şaşkınlıkla bakıyordu uzun olana, kendi istememiş miydi bunu. Şimdi niçin itiyordu.
Chanyeol kafasını belli belirsiz iki yana sallayıp "hayır bunu istemiyorum." Dedi. Istediği bu değildi. Yıllarca bu ifadeyi görmemek için çırpınmışken şu an saçma bir minnet duygusu için ona teslim olmasını istemiyordu. Küçük olanın şaşkın bakışları hala üzerindeyken kendine doğru çekti yavaşça ve sarıldı. Oyuncak bir bebeğe sarılır gibi sarıldı bebeğine. Karşılık alamasa bile.
Bir süre sarılı kaldığı bedeni usulca uzaklaştırdı kendinden ve yatağına doğru ilerletti. Küçük olan saf bir itaat içindeydi. Yatağına oturttu. Hemen karşısına geçip dizlerinin üzerine çöktü göz göze gelebilmek için. Yavaşça uzandı bebeğinin alnına doğru, nahif bir öpücük bıraktı geri çekildi. "Böyle değil bebeğim, bu şekilde değil." Dedi ve ellerini yanağına bıraktı küçüğünün. Ardından baş parmağıyla şakağını okşadı "burayla değil" dedi hala eli oylanırken, karşısında hareketsiz duran yüzden elini çekip Baekhyun'un göğsünün üzerine koydu. Elinin altında çırpınan kalbin varlığı bir miktar gülümsetse de devam etti konuşmasına "bunun isteğiyle olmalı"
Baekhyun elini göğsündeki elin üzerine yerleştirip yavaşça çekti üzerinden. "Oradaki izler geçmiyor. Onlar yüzünden ne istediğini çözemiyorum" dedi yorgun sesiyle. Cümlesinin bitmesiyle gözlerine yağmurların birikmesi bir olmuştu. Belki daha uzun bir cümle kurabilirdi ama kursağında onu zorlayan kırgınlıklar yüzünden devamını getirememişti.
"Şş şşş şş tamam, tamam geçti. Her şeyi düzelteceğim. Söz veriyorum." Dedi Chanyeol yine onu göğsüne sararken. Ne kadar sarılı kaldılar ikisi de bilmiyordu o an. Zamanın akışı önemsizdi. Çözülmesi gereken onlarca şey varken onlar sadece sarılı kalıp her şeyin düzelmesini bekliyordu.
Geçen zamandan sonra uzun olan bebeğini yatağa uzattı. Üzerine yorganını örtüp alnına ufak bir öpücük kondurup "beni bekle, evimizde. Burada lütfen" deyip onay bekledi. Baekhyun belli belirsiz başını salladı onaylarcasına. Şu an ne dese yapacak durumdaydı. Çünkü yorgun hissediyordu ve tüm sorumluluğu onun almasını istiyordu. Bu eve geldiği ilk yıllarındaki gibi olsun istiyordu. Uzun olan her şeyi onun için halletsin kırgınlıklarını bile kalbinden söküp atsın.
Chanyeol'ün odadan çıkışını dolu gözlerle izledi Baekhyun. Yarının ne olacağını bilmeden. Sevdiği ona gitme demişti gitmeyecekti, sadece bekleyecekti. Yine kırılırsa ya da hayal kırıklığına ugrarsa ne olacağını düşünmeden.
Sabah art arda falan telefon sesiyle uyandı Baekhyun. Normalde gün ışığıyla kendine gelen adam, artık mental olarak da yorgundu. Chanyeol bekle deyip gideli 2 gün olmuştu ve Baekhyun şu iki günde insani ihtiyaçları dışında değil odadan, yataktan bile çıkmıyordu. Saat neredeyse öğlen geliyordu ve hala uyuyordu. Çalan telefona uzanıp açtı yorgun sesiyle
Kendisinin yorgun sesine zıt bir bağırış duyuldu karşıdan "Baekhyun! Ya restorana gelir beni bu deliden kurtarırsın. Ya da ben ülkeyi terk edip kaçacağım!" Luhanın sesinde büyük bir sitem aynı zamanda çaresizlik vardı. Baekhyun o geceden sonra hiç kimseyle görüşmemişti. Arkadaşlarını bile yolculamamış sadece bir mesajla özürlerini iletip bir gün onlara dönüş yapacağını bildirmişti. O günden sonra Luhan a ne olmuştu da bu denli çıldırmıştı.
"Neler oluyor" dedi yatakta doğrulup. Luhan kadar sakin bir insanı kim bu denli çıldırtabilmişti. Uysal halinden eser yoktu. Her şeye çözüm bulan, her meseleye ılımlı yaklaşan adama ne olmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gratefulness/ Minnet
FanfictionMerhaba ben Park Beakhy.. ahh özür dilerim Byun Baekhyun. 7 yıllık evliliğim bitmiş olsa da henüz alışamadım. Her neyse. Şu an benim restoranımda eski eşim Park Chanyeol bir kadınla benim yaptığım yemeği yiyerek soft bir sohbet içerisinde. Kıskanıyo...