Tüm yaşanmışlıkları unutabilirdi küçük olan böyle sarılı dururken. Ne de olsa sığınıp yaslanabildiği tek duvardı uzun adam. Her ne kadar kırılsa da, incinse de, bazı zamanlar uzun adamı görmek istemese de kalbinin bir köşesi daima ona muhtaç bir bebek gibi adını sayıklıyordu. Unutmak istemedi mı hiç? Çok istedi başarabildi mi peki. Asla!. Tam tersi her geçen gün kalbine düşman kesilecek raddeye geldi. Çünkü duyguları kırık burukken kalbi arsız bir bebek gibi ellerini açmış onu istiyordu. Ne laftan anlıyordu ne de başka bir şeyden. Ama zamanla öğrendiği bir şey vardı elbette. Duygularını çok güzel gizlemeyi öğrenmişti. Kırılsa üzülse kıskansa bile içinde yaşayıp gözlerine dahi değdirmiyordu kalbindeki fırtınayı. Zaten bu yüzden değil miydi uzun adamın telaşa düşüp bebeğinin ondan uzaklaştığını düşünmesi.
Iki sarılı genç kapının usulca aralanmasını fark etmese de kuru bir öksürük ortama yayılınca uzaklaşmıştı birbirinden. "özür dilerim bölmek istemedim ama siparişleri hazırlamam gerekiyor" dedi hızlı bir açıklamayla Luhan. Yeol sarılmaları eksik kaldı diye bozulsa da pek belli etmeyip çıkmaya yeltendi Luhan ın sözlerini duyana kadar.
"Baekhyun ben buraları tam olarak bilmediğimden planı sana bırakıyorum."
Üzerine vazifeymis gibi hemen arkasını dönüp bebeğiyle göz göze geldi uzun olan. Utanmasa 'ne planı benim niçin haberim yok' diyecek kıvamdaydı. Yine de fazla üstünde durmak istemedi. Sadece durumu anlamak niyetiyle meraksız bir sesle sordu.
"Ne planı? Niçin plan yaptınız? Neler oluyor?"
Onun sorularının ardı gelmeyeceğini anlayınca Baekhyun söze girdi hemen. Yoksa susmayacağını, öğrenene kadar mutfaktan çıkmayacağını biliyordu.
"Hafta sonu Fransadan arkadaşlarımız geliyor. Onlar için gezi planı restoran falan anlarsın" dedi. Chanyeolun ilgisini çekmiş olacak ki az önceye kadar çıkacağı mutfağa iyice girip orada bulunan bir tezgaha yaslandı. Kendi aralarında plan yapan iki arkadaşa bakıp kollarını kavuşturdu. Bu durum hiç ama hiç hoşuma gitmemişti. Yurt dışından niye gelinir ki. Hayır başka yer mi yok da bebeğinin olduğu şehre geliyorlar. Zihnindeki düşünceleri kovmaya çalışıp sadece 2 gün diye kendi içinde bastıramadığı o kıskançlık hissini kenara itip düşünmemeye çalıştı. "Niçin restoran arayışına girdiniz burada takılmayacak mısınız " diye merakını gidermeye çalışıyordu ha bire. Hayır yani başka yere gideceklerse mutlaka bunu kendisi de bilmeliydi. Hatta kendi neden bu arkadaş grubuna dahil olmuyordu ki.
"Ah hayır arkadaşlarımız gelmişken buraya tıkılıp kalmayacağız bir program hazırlayacağım" deyip yüzünü luhan a çevirdi "merak etme programı ben hazırlarım Luhannie eski günler gibi eğleneceğiz" dedi gülümseyip gözü kısılana dek sırıtırken. Uzun olan henüz aklındaki fikri belirtmeden, Luhan onu fark etmeden konuştu bu kez "peki sende mi takılacağız, benim evde mı?"
Ne demek evde takılmak? Chanyeol hiç hoşuna gidecek şeyler duymuyordu. Iyi ki erkenden çıkıp gitmemiş de bu konuşmaları duymuştu.
"Evde takılmak derken. Otelde kalacaklarını düşünmüştüm" diye söze girdi Chanyeol. Şu an ona garip bakan iki adam da umrunda değildi. Gelecek olan o arkadaşları hiç bir şekilde bebeğinin evinde kalamazdı işte. "Ayrıca evinde Jongin var başka misafir odası yok bebeğim biliyorsun." Diye devam etti. Kalamazlardı işte. Utanmasa çocuk gibi ayağını yere vura vura reddedecekti bu olanları.
"Önemli değil aslında çoğu kez kampa gitmiştik. Onlar da yerde uyumaya alışkın yan yana olunca eğlenceli olur ha Baekhyun ne dersin" sanki çok güzel bir fikir bulmuş da araya girmese olmuyordu Luhan. Chanyeol ilk defa Sehun a hak verdi. Luhan biraz gıcık mı geliyordu gözüne ne!.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gratefulness/ Minnet
FanfictionMerhaba ben Park Beakhy.. ahh özür dilerim Byun Baekhyun. 7 yıllık evliliğim bitmiş olsa da henüz alışamadım. Her neyse. Şu an benim restoranımda eski eşim Park Chanyeol bir kadınla benim yaptığım yemeği yiyerek soft bir sohbet içerisinde. Kıskanıyo...