31 (Cy)

443 47 39
                                    

Chanyeol'den

Sabahın ilk ışıklarıyla gözümü açtığımda Beakhyun yatağında yoktu. Hemen odadan çıkıp nerede olabileceğini sordum gördüğüm ilk çalışan kadına, okula gittiğini söylediler. Içim bir nebze rahatlasa da düne kadar yataktan çıkmayan bebeğimin fikrini neyin değiştirdiğini merak etmiştim. Babamın artık isleri tamamen boşlaması üzerine şirket isleri tamamen bana kalmıştı. Babam odasından çıkmıyor gerekmedikce konuşmuyordu. Baekhyun'un yurt dışına gitme isteğini bile sadece kısık sesli bir 'peki' ile kabul etmiş üzerine bir daha konuşmamıştı. Iletisime geçemiyordum babamla. Onu da anlıyordum. Hayatında sürekli birilerinin emri altında olup tüm ülkeyi Nightmare adı altında kök söktürerek yönetmeye çalışmak zor değilmiş gibi bunu yapmak zorunda oldukça elinde değer verdiği kimse kalmıyordu her geçen yıl. Önce annemi, sonra en yakın arkadaşının karısını sonra en yakın arkadaşını kaybetti bu yolda. Şimdi evladım diye sevdiği oğlunun hayatının bittiği görüp bir şey yapamamak onu elbette ağır bir buhrana koymuştu.

Fark ettiğim diğer detay ise babam Baekhyun'un yüzüne bakamıyordu. Muhtemelen söz verdiği halde sözünde duramadığından dolayıydı. Baekhyunun da zaten babamın bu halini fark edecek psikoloji de olduğunu sanmıyordum. Ciddi bir bunalımdaydı. Ağlayamıyordu bile.
Haklıydı. Ama onu nasıl bir daha ayağa kaldırıp hayat enerjisi vereceğimi bilmemek beni de yıpratıyordu.

Akşam üzeri şirketten çıkınca bir daha aradım Baekhyun u yine açmayınca korumasını aradım. Dersinden koşar adım çıkıp bir dövme salonuna geldiklerini söylediler. Yanlarında Sehun 'un olması bu kez beni üzmek yerine rahatlatmıştı. Benim olamadığım zamanlarda yanında sevmesem de birinin oluşu beni rahatlatıyordu.

Telefonu kapatıp Sehun u aradım. Çok çalmasını beklemeden fısıltıyla konuştuğunu işitmem içimdeki bir kaç  sıkıntıyı gün yüzüne çıkarsa da ardından bir kapı kapama sesiyle daha rahat konuştuğunu fark etmiştim.

"Dövme salonuna niçin gittiniz Sehun" dedim samimi olduğuna inandığım bir ses tonuyla. Amacım hesap sormak değil bebeğimin durumunu öğrenmekti. Zaten karşı taraftan da beni kışkırtacak bir ima ya da ses tonu gelmedi. "aslında bende seni arayacaktım Park Chanyeol. Sırtımda görmek istemedigim şeyler var diye sayıklayıp beni buraya zorla getirdi. Vazgeçirme ısrarlarıma kulaklarını kapamış gibiydi. Sadece silmek istiyorum diyor başka da konuşmuyor. Şu an işlem görüyor. "

"Ne! Sehun onu durdur"

"Durmuyor Chanyeol, silme işini yapan uzman hepsinin bir anda yapılmayacağını söyleyince açık bir tehditle istediğini yaptırıyor şu an adama. Durdurmak istediğimde yanından kovdu beni. Ben.. ben ne yapacağımı bilmiyorum." Deyince telaşlı sesimi kontrol etmeyi umursamadan "hiç bir yere ayrılmayın geliyorum konum at" deyip kapattım.

Durumunun sabah giderken ki halinden daha kötü olduğunu da belirtmişlerdi korumalar.. Sınıfta her ne olduysa canını sıkmış ya da kendini henüz sosyal hayata adepte edemeyeceğini anlamıştı. Konumu şoföre söyleyip, neler olduğunu anlamak için sınıf arkadaşı Lisayi aradım.

"Ah merhaba Lisa ben Baekhyunun eş-- ım ben Park Chanyeol umarım rahatsız etmiyorumdur."

"Merhaba, hayır bir problem mi var Baekhyun iyi mi?" Diye sordu hemen.

"Bende onun için aramıştım. Acaba bugün senin yanındayken ya da sınıfta canını sıkacak bir durum gerçekleşti mi?"

"Aslında her şey normaldi ama birden mutfaktan koşarak çıktı."

"Mutfaktan?"

"Evet bugün öğrendiklerimizi pratikte göstermemiz istenmişti. Tavanın şarapla har ateşte kızdırılmasını öğrenmiştik. Sıra ona geldiğinde tavası çok güzel har ateşe bulandığı gibi tavayı söndürmeden koşup çıktı mutfaktan sonra bir daha görmedim."

Gratefulness/ Minnet Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin