7. Bölüm

239 198 112
                                    

Öncelikle lütfen sol alt taraftaki ⭐' a basar mısın?  Satır arası yorumlarını bekliyorum, iyi okumalar ️❤️❤️

Çantayı koluma geçirdikten sonra arkama döndüm ve odama baktım. Gözüm en çok, favori bölgem olan kitaplığımda takılı kakmıştı. Dolu gözlerle son bir kez daha oraya baktım ve kapıyı kapatıp babamın, ablamın ve Ayla'nın koltuklarda yayılmış olup ta beni bekledikleri odaya gittim, derin ve ürkütücü bir sessizlik vardı; en azından ben öyle düşünüyordum.

"Selam millet!" dedim sanki her şey normalmiş gibi, canım her ne kadar çok yansa da güçlü olmalıydım yoksa kaybederdim. Enes ile ilgili olan durumum beni bitiriyordu, gün içinde onlarca kez ölüp ölüp dirildiğimi söyleyebilirdim ancak yapacak bir şey yoktu. Keşke ölenle ölünmez deyiminde sondaki kelimeyi 'ölür' diye değiştirebilsek, belki o zaman ruhum gerçekten bedenimi terk edebilir ve kavuşabilirim sevgilime. Ama işte, hayallerle yaşanmıyor...

"Sonunda gelebildin!" dedi babam bıkkınca, Ablam ve Ayla ise hiçbir şey söylemeden oturdukları tekli koltuklardan kalkıp yanımdan geçtiler ve ayakkabılarını giymek için dış kapının yanına gittiler. Bende elimdeki hafif ağır olan çantayı babama bırakıp onların yanına gittim.

Hepimiz spor ayakkabılarımızı giydikten sonra az ilerimizde olan asansörün yanına gittik. Hayır yani anlamıyorum, neden on dokuz merdiven aşağı inmek varken biz asansörü kullanıyorduk ki? Ah evet, bir manyaklık yapıp bizim ev ile apartman girişi arasındaki basamakları saymıştım; aslında bakarsak bunu her basamakları inip çıktığımda yapıyordum. Allah'ım ben nasıl bir psikopatım ya?

Kendi kendime içimden söylenmeye devam ederken kulaklıklarımı evde unuttuğumu fark ettim ve yavrusunu kaybetmiş bir anne gibi ellerimi bacaklarıma vurdum, yanımdaki üç kişinin gözleri de benim üzerimde toplanmıştı. Şuanda gerçekten de acınacak haldeydim, kulaklığım yoktu kulaklığım! Ben müzik dinlemeden yapamazdım ki, tamam kulaklıksız da dinleyebilirdim ama diğer türlü müziği sadece ben duyabiliyordum ve kurduğum hayallerin gerçekliğini daha da derinden hissedebiliyordum.

Ablam sanki çok umurundaymış gibi "Ne oldu?" diye sordu sesinin endişeli çıkmasına özen göstererek, ancak sesindeki tını bunun yapmacık olduğunu söylüyordu. Gözlerimi üçünün arasında gezdirip babamda durdurdum ve "Kulaklığımı evde unutmuşum." dedim, üçü de aynı andan gözlerini devirdi.

"Babacığım evin anahtarını verir misin? Siz arabanın yanına gidin, ben birazdan gelirim." dedim ve babamın avuç içinde tuttuğu anahtarı alıp hızlı adımlarla kapının önüne gittim.

Anahtarı kilide taktıktan sonra anahtarı iki kez kapıya doğru çevirdim ve kapıyı kendime doğru çekerek açtım. Bir buçuk metre ilerimde olan ve hala asansör bekleyen babamlara aldırış etmeden içeri girdim, onların sandığı kadar kısa kalmayacaktım evde; daha uzun kalacaktım...

Üzerimdeki montu girişteki askılığa astıktan sonra ağır adımlarla odama gittim, her ne kadar kulaklığımın komodinin üzerinde olduğunu görsem de buna takılmadan yatağıma uzandım. Nemli ve yumuşak saçlarım uykumun gelmesine neden oluyordu ancak ben buna izin vermedim.

"Çok güzel kokuyorsun," dedi yanımdan gelen bir ses, bedenimi duvara ters gelecek şekilde çevirdikten sonra sesin sahibine baktım, Enes'e yani.

"Gökyüzü'm" dedim, "Seni özledim." diye de ekledim ardından da.

"Bende seni güzelim." dedi uzun uzun gözlerimi süzdükten sonra.

Aramızdaki sessizlik birkaç dakika bile olsa uzamaya başlarken konuşmaya başlayan ben oldum.

"Olmuyor." dedim ağzımdan çıkacak kelimelerin anlamını bilmeyip doğaçlama konuşmaya başlarken.

"Sen yanımdasın, bunu biliyorum ancak kimsenin bana gerçekten inandığını hissedemiyorum ve bu beni bitiriyor." dedim asla akmasını istemediğim gözyaşım sol yanağımdan aşağı süzülürken, Enes hiçbir şey demeden sadece yanımda yatıyordu.

İki Beden Bir Ruh (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin